Gelibolu'da Alan Kılavuzu Krizi

Burak GEZEN/ ÇANAKKALE, (DHA)- ÇANAKKALE Kara Savaşları'nın meydana geldiği Gelibolu Yarımadası'nda statü değişince, alan kılavuzu krizi yaşanmaya başladı. Yasal olarak alanda çalışamadığı ileri sürülen 695 alan kılavuzu ortada kaldı. Çanakkale Savaşları'nın 100'üncü yıldönümü anma ve kutlama törenleri öncesi alan kılavuzu krizi patlak verdi. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 28 Haziran 2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren kanun ile 'Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'na dönüştürüldü. Bu değişiklik nedeniyle alan kılavuzları Gelibolu Yarımadası'nda çalışma yetkisini kaybetti. YASAL OLARAK ALANDA ÇALIŞAMAZLAR Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Mehmet Gürkan, alan kılavuzlarının şu an Gelibolu Yarımadası'nda çalışmak için yasal statüleri bulunmadığını söyledi. Alan kılavuzlarının bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini ifade eden Gürkan, "Bu değerlendirme sonucunda kriterleri karşılayanların belirlenecek yeni bir unvanla alanda çalışmaları müsaade edilecek. Kriterleri karşılayamayanlar ise maalesef alana çıkamayacaklar. Bu konuda Rehberler Odası Birliği ve Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğümüz ile bu değerlendirmenin nasıl olacağı konusunda görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Konuyu törenlerden önce çözüme kavuşturmak zorundayız. Ancak değerlendirme yıl içerisinde olacak. Maalesef alan kılavuzları bu süreçte yasal olarak alanda çalışmaya devam edemeyecek. Çünkü ortada yasal olarak devam edebilecekleri bir mevzuat yok" dedi. BELİRSİZLİK KIZDIRDI Alan başkanlığı kurulmasının üzerinden yaklaşık 8 aylık süre geçmesine rağmen hala bir yönetmelikle kendilerine resmiyet kazandırılmaması alan kılavuzlarını kızdırdı. Alan kılavuzları geçtiğimiz günlerde bir araya gelip sorunları tartıştı. Alan Kılavuzları ve Çanakkale Şehitlerine Vefa Derneği Başkanı Ertekin Köse, bu sorun ve yetki kargaşasının çözülmemesi durumunda ciddi kaos ve şehitlik bölgesinde huzursuzluk yaşanacağını söyledi. Sorunun acil olarak çözülmesi gerektiğini belirten Köse, "2004'te fidan olarak ortaya çıkmış şimdi ise ağaç olmuş bu insanların bir anda yetkisiz kalması büyük ağaçların kesilmesi gibi bir şey. Bir insan kolay yetişmiyor. Bu kadar insanın emeği ne olacak. Biz sadece şehitlik bölgesinde çalışmak istiyoruz. Bu konuda kendimizi yetiştirdik. Ama yetkilerimiz bir anda bürokrasiye takıldı. Gelibolu Yarımadası'ndaki bütün gazi köylerdeki işsiz gençler ne olacak. Bu insanlara zamanında belge verildi" dedi. ALAN KILAVUZLUĞU SUİSTİMAL EDİLDİ Çanakkale Rehberler Odası Başkanı Adem Biçer de, alan kılavuzlarının içinde bulundukları durumdan kendilerini sorumlu tutmaları nedeniyle bir açıklama yaptı. Biçer, alan kılavuzluğunun 10 yıl önce Milli Park sınırları içinde kalan köylerdeki vatandaşların kalkındırılması amacıyla o dönemde AK Parti Çanakkale milletvekillerinin konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşımaları sonucu iyi niyetli bir şekilde başladığını söyledi. Bölgedeki vatandaşlara istihdam yaratmak amacıyla iyi niyetli başlayan alan kılavuzluğunun gün geçtikçe suiistimal edildiğini belirten Biçer şunları söyledi: "Maalesef bugün alan kılavuzlarına baktığımızda, eski 'Milli Park' şimdiki 'Tarihi Alan' sınırları dahilindeki köylerden kaç tane vatandaş var? Kaçının direkt olarak geçim kaynağıdır? Edindiğimiz bilgilere göre 695 alan kılavuzunun yüzde 5'i köylerden direkt geçim kaynağı olarak bu işi yapmaktadır. Diğer yandan yüzde 35'i ise 657'ye tabi memur ve yüzde 60'ı ise Türk Silahlı Kuvvetler, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli. Bunların ise yüzde 95'i söz konusu alan dışında ikamet eden ve bu işi ek gelir sağlamak amacıyla yapan vatandaşlardır. Kayıt dışı gelir elde etmek amacıyla oluşturulmuş alan kılavuzlarına ait onlarca internet sayfası görmeniz mümkün. Bu durumunda incelenmesi ve gereken işlemlerin yapılması konusunda ilgili kurumları da buradan görev yapmaya davet ediyoruz. Yönetmelik değişikliğinin ardından çıkıp da 'mağdur edebiyatı' yapmalarını ilginç buluyoruz. Asıl mağdur olanlar rehberler. Birtakım alan kılavuzunun kendisini 'rehber' olarak tanıtmasından rahatsız olmaktayız. Kimse kusura bakmasın ama artık sabrımız kalmadı. Bu hususun ihlalini tespit ettiğimizde ilgililer hakkında yasal işlem başlatacağımızdan şüpheniz olmasın."