Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisinden etkilenen pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ekonomide önlemler alındı.Bu kapsamda alınan önlemlerden biri de 31 Mart’a kadar verilmesi gereken yıllık gelir vergisi beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 30 Nisan gün sonuna kadar uzatıldı. Vergisel yükümlülüklerin uzatılmasıyla salgının doğrudan etkilediği sektörlere öncelik verildi ve tüm sektörlere yönelik bir aylık KDV ertelemesi yapıldı. Mazars Denge Ankara Vergi Ortağı Yeminli Mali Müşavir İlyas Emre Yayla, “Hali hazırda yeni bir erteleme gelmediği için 30 Nisan Perşembe günü sonuna kadar 2019 yılı Gelir Vergisi Beyanlarının yapılmış ve ilk taksitlerinin ödenmiş olması gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken konulardan biri de bir değişiklik olmazsa mücbir sebep hali kapsamında ki Gelir Vergisi mükelleflerinin de 2019 yılı Gelir Vergisi beyanlarını yapıp ödemek zorunda olduklarıdır.” dedi.
“Elde ettiğimiz gelirler nedeni ile Vergi Mükellefi olmamız, elde ettiğimiz bu gelirleri beyan etme yükümlülüğümüz bulunduğu anlamına gelmemektedir. Örnek vermek gerekirse; mükelleflerin Türkiye’de ki tek işverenden elde ettikleri ve tevfikat yapılan ücretinin beyan yükümlülüğü bulunmamaktadır.
2019 yılı içerisinde;
Ticari ve Zirai faaliyette bulunan,
Avukatlık, doktorluk gibi Serbest Meslek faaliyetinde bulunan,
Ücret geliri elde eden,
Kar payı gibi menkul sermaye geliri elde eden,
Araç kira geliri dahil olmak üzere kira geliri gibi Gayrimenkul sermaye geliri elde eden,
Değer artış kazancı gibi diğer kazanç ve irat elde eden,
Gerçek kişi mükellefler, şartları sağlaması durumunda Gelir Vergisi beyanı verme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Eksik ve hiç beyan verilmemesi durumunda, Vergi Usul Kanunu gereği vergi aslı ve gecikme faizi ile birlikte 1 Kat Vergi Ziya-ı Cezası kesilecektir. Ayrıca, Gelişen teknolojin ile birlikte T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bilgi işlem altyapısı gerek Bakanlığa verilen muhtasar beyannameler, gerekse SGK gibi diğer kamu kurumlarından alınan veriler sonucu kişilerin beyan yükümlülüklerinin olup olmadığının tespitine tespit imkanı vermektedir. Bu kapsamda mükelleflerin beyanlarında dikkatli özeni göstermeleri faydalı olacaktır.
Öncelikle; 2019 yılında tek işverenden tevkifat yapılan ücret geliri elde eden mükellefler her hâlükârda beyanname vermeyeceklerdir.
7194 sayılı Kanun ile yapılan Gelir Vergisi Kanunu değişikliği 01.01.2020 tarihinden sonra elde edilen ücretleri kapsamaktadır. Bu nedenle, 2020 yılında tek işverenden dahi elde edilse bu ücret tutarının vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600.000 TL) aşması durumunda 2021 yılında yıllık beyanname verilmesi gerekecek olup bu 2019 yılına ilişkin beyan zorunluluğu bulunmamakta olduğunu hatırlatmak faydalı olacaktır.
Bu ücretleri elde edenlerin beyan zorunluluğu bulunmaktadır.
Birden fazla işverenden kesinti (tevfikat) yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ücretlilerden, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 40.000 TL’yi (Gelir Vergisi Kanunu’nun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutar) aşan ücretliler, (Beyan tutarı tespitinde hangi ücretin ilk ücret olduğuna mükellefler karar verecek olup bir zorunluluk bulunmamaktadır.)
Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı (istisna kapsamında olanlar hariç),
Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıllık beyanname ile bildirilmesi gerekli görülen ücret ödemesi yapılanlar,
Ücreti kesinti yoluyla vergilendirilmeyen ücretliler.
Öncelikle, beyan edilecek gelirlerden daha önce yapılmış olan stopajlar beyan sonrası ödenecek vergiden düşülebilecek hatta indirimlerin yüksek olması durumunda ise vergi iadesi de söz konusu olabilecektir. Ancak, mükelleflerin kendilerinden yapılan stopaj tutarlarını mahsubunu yapabilmek için bu tutarların teyidini mutlaka yapmak ve tevsik edici evraklarını saklamaları gerekmektedir.
Ayrıca, yıl içerisinde işveren değiştiren çalışanlar açısından ikinci işverenden elde edilen ücret (Vergi Yargısı bazı kararlarında yıl içerisinde ki iş değişikliklerini elde edilen ücret sınırı aşılsa bile beyan kapsamında değerlendirmemekle birlikte Maliye Bakanlığı’nın görüşü beyan edilmesi yönündedir.) birden çok işverenden elde edilen ücret gibi değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu iki işverenden elde edilen ücret gelirleri için beyan yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir.
Ayrıca, ücretli olarak çalışırken başka bir şirketin yönetim kurulu üyeliği (bağımsız üyeler dahil), hakemlik, bilirkişilik veya belediye/il genel meclisi üyeliğinden elde edilen gelirler de ücret sayıldığı için bu tür gelir elde edenlerinde mutlaka beyan yükümlülüğü bulunup bulunmadığını kontrol etmesi gerekmektedir.
Gelir Vergisi beyannamesi vermek zorunda olan mükellefler aşağıda yer alan harcama ve bağışlarını beyan edilen gelirlerinden düşebileceklerdir.
Kendileri ve/veya eşleri çocuklarına ilişkin hayat/şahıs (sağlık, ölüm, kaza, hastalık) sigorta primleri ve Eğitim/Sağlık harcamaları,
Kamu Kurum Kuruluşlarına, Vergiden Muaf Vakıflara, Kamuya Yararlı Derneklere yapılanlar gibi indirilebilecek bağış ve yardımları,
Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına, Kızılay ve Yeşilay’a makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışları,
KAYNAK: DHA