Adana'da 'okula gidiyorum' diyerek evden ayrılan ve akşam eski erkek arkadaşı ile ağabeyinin kullandığı aracın trafik kazası yapması sonucunda kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden genç kızın ailesi, kızlarının zorla kaçırıldığını ve ölmeden önce darp edildiğini ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Edinilen bilgiye göre olay, Pazar günü akşam Adana-Karataş yolunda meydana geldi. İddiaya göre, Olgunlaşma Enstitüsü Çocuk Gelişimi okuyan göre Demet Kürdoğlu (18), Durmuş A. isimli gençle arkadaşlık yapmaya başladı. Bir süre sonra, Durmuş A.'nın üniversiteyi kazanması üzerine arkadaşlıkları bitme noktasına geldi. Ancak, Demet'in peşini bırakmayan genç, kız arkadaşını unutamadığını evlenmek istediğini söyleyerek ailesine haber gönderdi. Demet'in babası Muhammed Kürdoğlu da, "İkinizin de yaşı çok küçük
evlenmeniz için erken" diyerek Durmuş A.'nın talebini geri çevirdi. Bunun üzerine Durmuş A.'nın, Demet'in babasını arayarak, "Sana hayatının en büyük acısını yaşatacağım" diyerek ölümle tehdit ettiği ileri sürüldü.
Durmuş A., 21 Kasım günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bayram izni için Adana'ya gelen ağabeyi Mahmut Kemal A.'yı da yanına alarak Demet ile konuşmak üzere okuluna geldi. Demet'i okulunun önünde alan ağabey ve kardeş, okul çıkışı "Son kez görüşelim. Konuşacaklarımız var" diyerek genç kızı, kendi kullandığı ve içinde polis ağabeyi Mahmut Kemal A.'nın da olduğu 01 ADB 02 plakalı otomobile bindirerek Karataş ilçesine götürdü. Alkol alan iki kardeş, genç kızın evine dönmek istemesi üzerine onu darp
ettiği ileri sürüldü. Geç saatlerde Demet Kürdoğlu'u da tekrar Adana'ya dönmek üzere yola çıkan ve ağabey Mahmut Kemal A.'nın kullandığı araç, Yemişli köyü civarında kaza yaptı. Yoldan çıkan araçtaki genç kız, ağır yaralanırken iki kardeş hafif şekilde yaralandı.
Yüzünde ve vücudunda derin izler bulunan genç kız önce Adana Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Buradan da Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Yoğun Bakım bölümünde tedavi altına alınan genç kız, sabaha karşı hayatını kaybetti.
Bu arada, jandarma ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. Demet Kürdoğlu'nun ölümünü şüpheli gören Adana Cumhuriyet Savcısı otopsi yapılmasına karar verdi. 3 çocuklu ailenin en büyüğü olan talihsiz Demet, yapılan otopsinin ardından cenazesi adli tıp morgundan alınarak Buruk Mezarlığı'nda toprağa verildi. Jandarmaya verilen ifade de aracı ehliyeti olmayan Durmuş A.'nın kullandığı iddia edildi.
Başındaki sıyrık sebebiyle beyin cerrahi servisine yatırılan polis memuru Mahmut Kemal A.'nın silahına jandarmaya çelişkili ifadeler vermesi üzerine el konuldu. Zanlı, "Beni ekip arabasıyla götürün yoksa beni öldürürler" diye korkarak yardım istediği öğrenildi. Bir gün sonra taburcu edilen polis, kardeşi Mahmut ile birlikte ifade vermek üzere jandarma karakoluna götürüldü. Daha sonra iki kardeş, Karataş Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla serbest bırakıldı.
Diğer taraftan, çok sevdikleri kızları Demet'in ölümüyle yıkılan baba Muhammet ve anne Ayşe Kürdoğlu, gözyaşlarına boğuldu. Baba Kürdoğlu, kızın ölümünden sorumlu tuttuğu biri polis iki kardeş hakkında şikayette bulundu. Kızı Demet'in bir kaza sonucu değil kaza süsü verilmiş planlı bir şekilde öldürüldüğünü söyleyen baba, her ikisinin en ağır ceza ile cezalandırılmalarını isteyerek, "Durmuş kızımla evlenmek istemiş bende yaşları küçük olduğu için izin vermemiştim. Bu nedenle Durmuş beni arayıp tehdit
ediyordu. Bana 'Sana hayatının en büyük acısını yaşatacağım diyordu. Ben de çocuktur diye fazla ciddiye almamıştım. Ama kızımın canına kıydılar. Bu bir cinayettir. Olayın en kısa zamanda aydınlatılmasını istiyoruz" dedi.
Yüreğir ilçesindeki evinin önünde taziyeleri kabul eden acılı baba, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Kızım okula gitmek için evden çıktı cenazesi geldi. En son kızım annesine ben okuldayım ders bitince geleceğim demiş ama biz gece kaza haberiyle şok olduk. Kızım onlarla kendi isteğiyle gitmiş mi gitmemiş mi bilmiyoruz. Kızımı kaçırdılar mı zorla mı götürdüler bilmiyoruz. Ama savcı kızımda trafik kazasından önce darp izleri kesik izleri tespit ettiği için otopsisinin yapılmasına karar verdi. Her şey bu otopsiden sonra ortaya çıkacak. Ama ben sonuna kadar hakkımı arayacağım. Şikayetçi olacağım."