Genç Kuşağın Ünlü Yazarları Küçükçekmecelilerle Buluştu

Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ‘Faruk Çalışkan’la Söz Hakkı’ programının bu ayki konukları genç kuşağın iki önemli...

Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ‘Faruk Çalışkan’la Söz Hakkı’ programının bu ayki konukları genç kuşağın iki önemli kalemi, ödüllü yazarlar Işık Yanar ve Güray Süngü oldu.Bu kapsamda Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide Küçükçekmeceli hayranlarıyla bir araya gelen Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Roman Yarışması’nın birincileri Yanar ve Güray, kendi yazarlık serüvenlerini, kitaplarını ve Türkiye’de yazarlık tarihini ele aldı.“ROMAN TÜRKİYE’DE HALA EMEKLER VAZİYETTE”Roman türünün Türkiye’de hala emekler vaziyette olduğunu kaydeden Güray Süngü, “Anlatım olanakları açısından bakıldığında, doğuya has sanat anlayışı ve hikayesinin romanda nasıl yer alacağı konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Mesele aslında, hikaye sahibi bir kültürden gelen bizlerin; o hikayelerin nasıl aktarılacağı konusunda batıya ait bu türde sıkıntı yaşaması” diyerek romandaki doğu ve batı çatışmasına dikkat çekti.“DEĞERLERİMİZ ÜRÜN HALİNE GELİYOR”Türkiye’de kendi doğallığıyla zuhur etmiş bir romanla karşılaşamadığının da altını çizen Süngü, Türkiye’deki yazarların batının iyi satan romanlarını taklit etme yanlışına düşerek, dokunmaya kıyamayacağımız değerleri batının matematiği içerisinde ürün haline getirdiklerini söyledi. ‘Hiçbir Şey Anlatmayan Hikayelerin İkincisi’ romanı hakkında da konuşan Süngü, “Hakkımda yazılan ağır bir eleştiri sonucunda bu ismi verdim romanıma. Çok ağır eleştirilere tahammülsüzüm. Romana proje diye bakmadığım için kötü eleştiriden yararlanmak diye bir düşüncem de yok” dedi.“ÇOK DA ÜMİTSİZLİĞE DÜŞMEMEK GEREK”Işık Yanar da konuşmasında, romanın şehirleşmeyle birlikte geliştiğini belirterek, polisiye romanlarının İngiltere’de yaşanan olaylar sonucu ortaya çıktığını söyledi. Batıya ait bir tür olan romanda çok da umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini ifade eden Yanar, “Bizim de kendimize has hikayelerimiz, bir maceramız var. Zaten bunları anlatanlar klasiklerin içerisinde yer alıyor” diye konuştu.“ROMANCILARDA USTA-ÇIRAK İLİŞKİSİ YOK”Konuşmasında ‘Taşra Şairi’ kitabından da bahseden Yanar, “Yücel karakteri yetenekli ve tembeldir. Yakup ise, roman işini idealize eden biri. Romanı çok sahiplenir ve yayıncılara düşman, dost uçlarında bakar. Burada en önemli karakter ise üstat.” dedi. Yanar ayrıca, romancıların birbirlerini etkilediklerini ancak aralarında usta, çırak ilişkisi bulunmadığını da sözlerine ekledi. “Herkes hayatında bir defa iyi bir şiir yazar; burada önemli olan o şiirlerden sürekli yazabilmek.” diyerek şair ve yazar olmanın zorlu yolculuğundan da bahseden Yanar, “İyi bir yazar olabilmek için çok okumak gerekir” dedi. Kötü eleştiri almanın da faydalı olabileceğini savunan Yanar, bir şiiri yanlış anlaşıldığında buna çok sevindiğini söyledi.Ünlü yazarlar program sonunda ise katılımcıların sorularını cevapladı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: