Gençleşeyim derken dikkat!

Cildimizi yeterince koruyamadık, yaşlanmaya yenik düştük. Göz çevremizde kazayağı, alnımızda, iki kaşımızın arasında ve dudak çevremizde derin çizgiler oluştu.

Üzülmeye gerek yok, çünkü bu çizgilerden kurtulmak mümkün. Ama uzman ellerde olması şartıyla! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. E. Çiğdem Karadağ, “Dolgu uygulamaları ehil olmayan ellerde yapılırsa geri dönüşümü olmayan ciddi sorunlara yol açabilir” diyor. Dr. Karadağ, kırışıklıklardan kurtaran yöntemleri Mynet.com okurları için anlattı; çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Yaşlı ve yorgun görünüme neden olan yüzdeki kırışıklıklarda yaşlanmanın yanında birçok faktör rol oynuyor. Yaş ilerledikçe yağ dokusunun ve ciltteki elastik yapının azalmasıyla cilt daha ince, hassas, kuru ve sarkık bir hal alıyor. Araştırmalara göre cildin erken yaşlanmasında güneş ışınlarının etkisi yüzde 80! Güneş ışınları (UVA ve UVB) cildin gerginliğini sağlayan kolajen ve elastin yapılara hasar vererek doğal yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. E. Çiğdem Karadağ bu nedenle cilt kanserinden sorumlu olan UVB ışınlarının yanında yaşlanmada etkin UVA ışınlarına karşı da koruma sağlayan güneş koruyucuların mutlaka kullanılması gerektiğini vurguluyor. Yaz aylarında güneşlenme ve yaza hazırlık için yaptırılan solaryumdan ise hem sağlığa zararları hem de cildin yaşlanmasını hızlandırdığı için kaçınılması gerektiğini belirten Dr. Karadağ “Güneş ışınları nedeniyle gözleri kısarak bakmak da göz çevresindeki 'kazayağı' dediğimiz kırışıklıkların sebeplerindendir. Bu nedenle güneş gözlüğü kullanılması ihmal edilmemelidir” diyor.

Reklam
Reklam

SİGARA VE ŞEKER CİLDİN EN BÜYÜK DÜŞMANLARI!

Cilde hasar veren faktörlerden bir diğeri sigara. Öyle ki yapılan araştırmalar sigaranın cilde hasar verdiğini, ciltteki kan dolaşımını yavaşlatarak yaşlanmayı hızlandırdığını ve dudak çevresindeki dikey kırışıkları artırdığını ortaya koyuyor. Sağlıklı beslenmeden uzak bir yaşam tarzı da cilt sağlığını olumsuz etkilerken cildin en büyük düşmanlarından biri de şeker. Şeker kanda bir takım proteinlere tutunarak zararlı moleküllere dönüşüyor. Glikasyon denilen bu işlem sonrasında oluşan zararlı ürünler cildin gerginliğini ve elastisitesini sağlayan kolajen ve elastin yapılara zarar vererek özellikle 35 yaşından sonra kırışıklık ve sarkmalara yol açıyor. Şekerin, cildin sarkık ve esnek görünmesine yol açtığını ve cildi güneşe karşı daha hassas bir cilt haline dönüştürdüğünü belirten Dr. Karadağ cilt kırışıklığı ve cildin erken yaşlanmasında bir diğer etkenin de genetik faktörler olduğuna işaret ediyor. Anne ve babada erken yaşta kırışıklık, sarkma görülmesi diğer insanlara oranla erken dönemde ciltte yaşlanma olacağının habercisi. Yine açık tenli ciltler güneş hasarına karşı daha hassas olduğu için ciltte ince çizgi oluşumuna yatkın oluyor. Tüm bu faktörlerin yanı sıra yüz mimiklerini (kaş çatma, gülme, konuşma gibi) sürekli kullanan kişilerde de dinamik tip kırışıklık oluşuyor. İki kaş arasında, göz çevresinde ve alında kaslar kasıldığı zaman üzerindeki cildi de çekerek kırışıklık ve derin çizgilere yol açıyor.

Reklam
Reklam

UZMAN ELLERDE YAPILMASI ŞART!

Nihayetinde nedeni ne olursa olsun cildimizi koruyamadık ve yaşlanmaya yenik mi düştük? Göz çevrenizde kazayağı, alnınızda yatay derin çizgiler, iki kaşınızın arasında sizi daha sinirli gösteren derin çizgiler, dudak çevresinde ince ve derin çizgiler mi oluştu? Yine de üzülmenize gerek yok zira bu çizgilerden kurtulmak mümkün. Peki ama nasıl? Bunun için çeşitli yöntemler var ancak aman dikkat! Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Karadağ “Dolgu ya da yağ enjeksiyonları, botox uygulamaları bu konuda uzman doktorlarca uygulandığı zaman hastayı memnun eden, yüz güldüren işlemlerdir” diyor. Dolgu uygulamalarının ehil olmayan ellerde yapılırsa geri dönüşümü olmayan ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Dr. Karadağ “Yanlış uygulamalar sonrasında dolgunun belirgin olarak topaklaşması ve ele gelir hale gelmesi istenmeyen sonuçlardır. Hatta dolgunun yanlışlıkla damar içine verilmesi sonrasında deri nekrozu ya da gözde fonksiyon kaybına yol açması gibi ciddi komplikasyonları mevcuttur. Ayrıca dolgu malzemenin türüne göre alerjik reaksiyon, yabancı cisim reaksiyonu gibi yan etkiler görülebilir” uyarısında bulunuyor.

Reklam
Reklam

DONUK YÜZ İFADESİNE DİKKAT!

Kasların hiperaktivitesiyle oluşan alın, göz çevresi ve iki kaş arasındaki kırışıklıklar erken dönemde çizgiler henüz derinleşmeden, uygun dozda botoks enjeksiyonu ile kasın aktivitesi azaltılarak giderilebiliyor. Uygun dozda uygulanması mimiklerin kaybolmaması ve donuk yüz ifadesi oluşmaması açısından oldukça önemli. Botoksun etki süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık 6 ay. Botoksun bir dolgu maddesi olmadığını, "Clostridium botulinum" isimli bakteriden elde edilen tıbbi bir protein olduğunu belirten Dr. Karadağ “Bu nedenle, eğer kalıcı derin çizgiler oluşmuşsa botoks tek başına yeterli olmayacaktır. Bu durumda sentetik dolgu maddeleri ya da yağ enjeksiyonu da uygulanmalıdır. Buradaki amaç cilt altı dokuda hacim artışı ile derinin yukarı doğru kalkmasını ve gerilmesini sağlayarak kırışıklıkları gidermektir. Kaynağına göre, içerdiği malzemeye göre çeşitli dolgu maddeleri bulunur. En sık kullanılan dolgu maddeleri arasında hyaluronik asit, kalsiyum hidroksiapatit, kolajen gelmektedir” diyor. Cildin temel elemanlarından olması ve alerjik reaksiyona yol açmaması nedeniyle sıklıkla hyaluronik asit kullandıklarını belirten Dr. Karadağ bu yöntemi “İnce iğne ile deri altına enjekte edilir, içerisinde lokal anestezik maddenin de olması bu işlemin ağrısız olmasını sağlar. İşlemden sonra uygulanma şekline ve kişinin yapısına bağlı olarak hafif şişlik ya da kızarıklık nadiren görülebilir. Bu alanlara buz uygulaması ile bu tip etkiler önlenebilir. Etkisi 6-12 ay sürer” sözleriyle anlatıyor. Mimik kaslarını çok kullanan kişilerde botok enjeksiyonu da yapılarak dolgunun o bölgede daha uzun süre kalması sağlanıyor.

Reklam
Reklam

KALICI DOLGU: YAĞ ENJEKSİYONU

Kalıcı dolgu olarak da bilinen yağ enjeksiyonu uygulamasında ise vücudun karın, bel veya basen bölgelerinden ince ve özel kanüller yardımı ile alınan yağ hücreleri özel işlemden geçirildikten sonra yine özel enjektör veya kanüller ile cilt altına veriliyor. Uygulanan bölgeye dolgunluk ve hacim kazandırarak ince ve derin kırışıklıkları yok ediyor. Burun ve ağız kenarlarında derin oluklar için ideal bir yöntem. Yağ dokusu aynı zamanda kök hücreden zengin olduğu için enjekte edilen yerde ciltteki dolaşımı artırarak cildi tazeliyor ve gergin, parlak bir görünüm sağlıyor. Kişinin kendi dokusu olduğu için yağ enjeksiyonunun herhangi bir yan etkisi olmadığını, işlemden sonra yağ enjeksiyonu yapılan alanda 3-5 gün süren ödem oluşabileceğini ancak bu ödemin takip eden günler içerisinde hızla azaldığını belirten Dr. Karadağ “Yağ enjeksiyonunda yağ alma işlemi, alındıktan sonra hazırlanması ve kişiye uygulanma şekli yağın enjekte edildiği yerdeki kalıcılığına oldukça etkilidir. Kişisel özellikler ve uygulanan tekniğe bağlı olarak enjekte edilen yağın yaklaşık yüzde 40'ı vücut tarafından emilir ve erir. Bu nedenle 3-6 ay sonra gerekirse yağ enjeksiyonu tekrarlanır. Erimeyen yağ hücresi ise uzun yıllar enjekte edildiği yerde kalarak ciltte sağladığı gerginlik ve dolgunluk etkisini korur” diyor.

Reklam
Reklam