Gençlik Ve Spor Bakanı Kılıç:

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "163 yeni yurdun Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna kazandırılmasıyla devam eden kiralama işlemleri

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "163 yeni yurdun Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna kazandırılmasıyla devam eden kiralama işlemleri de ilave edildiğinde, önümüzdeki yıl itibarıyla bu sene 310 bin olan yurt yatak kapasitesi 450 bin rakamına ulaşmış olacaktır" dedi. Kılıç, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Samsun'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'de yeterli yurt bulunmadığı konusunda eleştiriler olduğunu ifade eden Kılıç, "Hemen bir rakam vermek istiyorum, Türkiye'de 2002 yılında koğuş sistemi, yani 12 kişilikten başlayıp 40 kişiye kadar ulaşan odalardaki toplam yatak kapasitesi 188 bin civarındaydı. Bugün biz koğuş sistemi yurt inşa etmiyoruz. Yurt odaları bugün 1 veya 3 kişilik. Her odanın içinde duşu ve tuvaleti var. Her odanın içinde ücretsiz internet hatları var. Her odanın içinde gençlerimizin gardırobu, ders çalışma masası ve kitaplık rafları var. Yeni standartlar bu şekilde biçimlendi" diye konuştu. Eski koğuş sistemindeki yurtları 40, 20, 12 kişilik odaları kaldırarak maksimum kalabalık odayı 8 kişide tutacak biçimde bu yaz bir düzenleme yaptıklarını anlatan Kılıç, "Önümüzdeki yaz ayları itibarıyla koğuş sistemini Türkiye'de tamamen terk edeceğiz" dedi. Bakan Kılıç, 163 yeni yurt inşaatına devam ettiklerini vurgulayarak, "163 yeni yurt inşaatının Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine maliyeti 2,5 milyar liradır. Eski rakamla 2,5 katrilyon lira. 163 yeni yurdun Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna kazandırılmasıyla devam eden kiralama işlemleri de ilave edildiğinde önümüzdeki yıl itibarıyla bu sene 310 bin olan yurt yatak kapasitesi 450 bin rakamına ulaşmış olacaktır" ifadelerini kullandı. Türkiye'de yaklaşık 3 milyon üniversite öğrencisi olduğunu bildiren Kılıç, şöyle devam etti: "Yurt binalarını inşa etmek oldukça pahalı bir yatırım. Sadece devletin parasıyla, merkezi bütçeden bina inşa etmek değil, bununla birlikte hem özel sektörde uygun olan binaları kiralamak yolunda bir operasyon geliştirdik. Ayrıca kendi projesini getiren bir gayrimenkul yatırımcısına 15 yıl kiralama garantisi vererek yapacağı yurdu tamamen devlete 15 yıl teslim etme imkanını vermiş bulunuyoruz. Önümüzdeki birkaç gün içinde 6 aydır üstünde çalıştığımız bir kiralama şartnamesi ulusal gazetelerde ilan edilecek ve Türkiye'nin 65 ilinde ev kiralama taahhüdüyle devlet tarafından 15 yıla kadar süreyle kiralama garantisi içeren yeni yurtların kiralanmasına gidilecektir." - "Ailelerin tamamı evlatlarını devlet yurtlarında barındırmak istemektedir" "Biliyorum ve inanıyorum ki ailelerin tamamı kız ve erkek evlatlarını devlet yurtlarında barındırmak istemektedir" diyen Kılıç, şöyle konuştu: "Çünkü devlet yurtlarında barınmak, özel sektör tarafından işletilen yurtlarda veya apartlarda barınmaktan, kesinlikle ve tartışmaya mahal olmayacak biçimde çok çok daha güvenlidir, devlet yurtlarında barınmak özel yurtlarda barınmaya göre yaklaşık yüzde 60-70 daha ucuz ve uygundur. Devlet yurdunda kalan her bir kızımıza ya da delikanlımıza devletimiz tarafından ayda 200 lira yemek katkısı verilmektedir. Yurt konaklama ücretlerinin 80 ile 180 lira arasında değişkenlik gösterdiği dikkate alınırsa en yüksek ücretli yurdumuzda kalan gencimizin cebinde, yemek katkısı kendisine verildikten sonra artı 20 lira kalmaktadır. Devlet yurtlarında kalmak, giriş çıkış saatlerinde intizam ve disiplinden dolayı anne ve baba tarafından kesinlikle tercih edilen bir yöntemdir. Madem ki anne ve babalar devlet yurdunda kız ve erkek evlatlarını barındırmaya bu kadar istekli ve devletimiz barınma imkanlarını oluşturmakta bu kadar arzulu, her yıl 2,5 milyar lira kaynak ayırıyoruz bu iş için. O zaman geri kalan tek şey var, kiralama işlerini hızlandırmak. Çünkü üniversiteler, yeni kurulan fakülte ve yüksekokullara tek imzayla artırılan kontenjanlar sayesinde çok yüksek sayıda öğrenci alabilmektedir." - Karabük örneği Bakan Kılıç, Karabük'ün merkez nüfusunun 100 bin civarında, üniversitesinin öğrenci mevcudunun ise 32 bin olduğunu vurgulayarak, "Bakıldığı zaman 100 bin nüfuslu bir kentin 32 bin öğrenci mevcudunu barındırabilmesi hiç de kolay değil. Ev kiralayacak olsa, yeterince kiralamaya müsait ev mevcut değil. Bugün biz yurt kiralamaya Karabük'te bina bulamıyoruz ama sürekli bina inşaatlarına devam ediyoruz. Bin kişilik bir öğrenci yurdu açtık. 750 kişilik yeni bir öğrenci yurduna devam ediyoruz ama bunların da yetmesi mümkün değil. Tabi bu arada maalesef gayrimenkul sahiplerinin bu fırsatı kara dönüştürme arzuları var. Çok sayıda öğrenci var, aynı miktarda konut arzı yok" dedi. "Bunu bütün illerimiz için ifade ediyorum, bütün illerimiz için konut arzı yok" diyen Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrenciye ev kiralayan gayrimenkul sahipleri maalesef 300 liralık evi 500 liraya, 500 liralık evi bin liraya, bin liralık evi 2 bin liraya kiralama yoluna gidebiliyor. Bu takdirde ne oluyor, öğrenci bütçesi bin liralık kirayı ödemeye müsait olmadığından, normalde 3-4 kişinin sağlıklı koşullarda barınması gereken evde 5-6 genç barınabiliyor. Bunlar Türkiye'de bilinen sorunlar. Devam eden işlemler ve kiralama konsepti doğrultusunda bu sorunlar aşılmış olacak ama yine şu noktaya gelmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, hukuk devletinin temel kaidesi bireyin hukukunu ve özel yaşama alanını korumaktır. Özel yaşama müdahale yönünde hükümetimize ve sayın Başbakanımıza atfedilen yaklaşımlar kesinlikle gerçek dışıdır, kesinlikle hak etmediğimiz yaklaşımlardır. Biz AK Parti siyasi hareketi olarak 2007 senesinde Türkiye'yi daha sivil, daha özgür, daha demokratik, bireyi ön plana alan ve özel yaşam alanına alan bir anayasaya kavuşturmak için büyük riskleri göze almış bir siyasi hareketiz. Biz yine 2010 yılında daha sivil, daha demokratik, daha özgür, bireyin hukukunu koruyan ve özel yaşamı güvence altına alan anayasa paketini referanduma taşıyan bir siyasi hareketiz." - Özel hayata yönelik müdahaleleri suç sayan düzenleme Kılıç, sivil bir anayasa yapmaya hazır olan bir siyasi hareket olduklarına değinerek, "Ayrıca gözlerden kaçan bir husus var, TBMM'de kabul edilen 3. yargı paketi, özel hayata yönelik müdahaleleri suç sayan ve 3 yıla kadar hapis cezası öngören düzenlemeyi içermektedir. Özel hayatı bu kadar koruyan, hukukun üstünlüğüne bu kadar saygılı kalan, bireyin hukukunu bu kadar ön planda tutan, farklılıkları farklı görüşle yaklaşımları birlikte barış içinde yaşatmayı gündemin birinci önceliği yapan siyasi hareketi bugün özel yaşama müdahaleyle itham etmek, en hafif ifadesiyle haksızlık olacaktır" diye konuştu. Kredi ve Yurtlar Kurumunun bir yıllık bütçesinin 6 milyar 192 milyon lira olduğunu dile getiren Kılıç, şöyle dedi: "Altı sıfır atmış haliyle ifade edecek olursak, Kredi ve Yurtlar Kurumunun üniversite öğrencilerine sadece 2013 yılında aktardığı kaynak 6 katrilyon 192 trilyon Türk lirasıdır. Burslar, yurtlar, krediler, öğrenim kredileri, öğrencilerimize yönelik yemek katkıları ve diğer malzemelerle 6,2 milyar lira. Yükseköğrenim bursları bunun dışında. Geçen yıl yüksek öğrenim burslarını kaldırdık. Yükseköğrenim burslarının hükümetimize bir yıllık maliyeti 1,2 milyar lira. Bu yıl yükseköğrenim burslarının kaldırıldığı hesaba katılırsa iki yılda bunun maliyeti 2,4 milyar lira. Bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bizim Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bünyesindeki yurtlarımıza gönderdiğimiz mini buzdolabı 32 bin, çamaşır makinesi 5 bin, kurutma makinesi 2 bin 500, elyaf, yorgan,yastık ve nevresim takımı seti 310 bin. Bu fedakarlıkları ve bütçeyi bu ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz gençler için oluşturan bir siyasi hükümetin, siyasal iktidarın, gençlerin varlığını ve kişilik olarak dokunulmazlığını tartışmaya açması düşünülemez. Farklı kesimler bu tartışmayı sayın Başbakanımızın ifade ettiği mecra dışına taşımaya özellikle hevesli gözükmektedir. Herkesi bu tartışmayı doğal mecrasında tutmaya davet ediyorum." - "Devlet, anne babaların kaygılarını ortadan kaldırmak için var" "Anne babalar 'çocuğum nerde kalmaktadır' diye düşünmeli, yasa dışı yollara gençleri sevk etme çabasında olanlar da buna göre artık sürecin daha kontrollü işleyeceğinin farkında olarak hareket etmelidir" diyen Kılıç, şu ifadeleri kullandı: "Kamuoyunun dikkatini, dün İçişleri Bakanımız tarafından yapılan açıklamalara da çekmek isterim. İçişleri Bakanlığı yönüyle bu sürecin yasa dışı örgütler, suç yapıları ve illegal faaliyeti kapsayan bir boyutu da bulunmaktadır. Yani uyuşturucu çeteleri, yani terör örgütleri ve terör örgütleriyle, uyuşturucu çetelerle gençlerin yolunu kesiştirmek isteyen yapılanmalar, bunlar konusunda çalışmak hukuk devletinin kural ve kaideleri ve yasalarımız doğrultusunda elbette ki güvenlik birimlerimizin görevidir. Devlet varsa, hukuk dışılıkları ortadan kaldırmak için vardır. Devlet ve hükümet varsa hukuka ve yasalara saygılı bir şekilde bireyin hukukunu korumak, vatandaşın güvenliğini sağlamak için var. Devlet varsa elbette evladını üniversite okumaya gönderen anne ve babaların kaygılarını ortadan kaldırmak için var. Atılan adımlar tamamen iyi niyetli, masum adımlardır. Hukuka uygun adımlardır." - Gezi Parkı eylemlerine katılan öğrenciler Bakan Kılıç, bir gazetecinin "Gezi Parkı eylemlerine katılan öğrencilerin YURTKUR'a ait yurtlardan çıkarıldığı" iddialarıyla ilgili görüşünü sorması üzerine, şunları kaydetti: "Herhangi bir gencimizin devlet yurtlarından, şu olaya ya da bu olaya, bu harekete katıldığı için çıkarılması söz konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde kurallar, kaideler çalışır. Hukuk adamları savcısından hakimine, güvenlik birimleri polisinden jandarmasına hukuk devletinin sınırları içinde kalmak kaydıyla sadece kanunların ve paralel metinlerin gereğini yerine getirebilirler. Mesele Gezi Parkı meselesi değil, mesele Gezi Parkı'na paralel eylemler meselesi de değil. Mesele, Kredi ve Yurtlar Kurumunda barınma koşullarını ihlalle ilgili eylemler meselesidir. Kredi ve Yurtlar Kurumunda barınma koşullarına yönelik genelge ve yönetmelikleri ihlal eden birey ve öğrencilerle alakalı elbette yurt kurumunun disiplin süreçlerini çalıştırmasından daha doğal bir şey olamaz. Elimde benim bir sayı yok, Gezi Parkı olaylarıyla da alakası yok. Her yıl Kredi ve Yurtlar Kurumundan suç unsuru taşıyan farklı eylemlere katıldığından dolayı çıkarılan gençler bulunabilmektedir. Bugün bunlarla ilgili bir sayı elimde yoktur ama Kredi Yurtlar Kurumunda barınan 310 bin gencin güvenliğini sağlamak, onları siyasi ve ideolojik hatta zaman zaman şiddet içeren olayların ortasında bırakmamak, anne babaların gözünü arkada bırakmamak, yurtların güvenliğini sağlamak, benim ve benimle birlikte arkadaşlarımın görevidir." - Kulüp başkanlarının görev süresi Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "spor kulübü başkanlarının 3 dönemden fazla görev yapmamalarıyla ilgili yasal düzenleme durumu var mı" yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: "Bazen gündemi medya oluşturuyor. Allah'tan medyanın oluşturduğu gündeme her defasında takılmıyoruz. Gündemimizi kendimiz belirliyoruz. Kulüp başkanlarının 3 dönemden fazla görev yapmamasına yönelik olarak bir çalışma yok ama kulüplerden gelen taslaklarda bu gibi öneriler var. Spor hukukçuları tarafından hazırlanan ve Bakanlığımıza intikal eden taslakta da bu gibi öneriler var ama hükümette ve Bakanlığımızda kişinin 3 dönemden fazla kulüp başkanlığı yapmaması yönünde bir irade ve kararlılık söz konusu değil."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: