Gençlik Ve Spor Bakanı Suat Kılıç:

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "Allah'ın izniyle bir de biz şu çözüm sürecinde bu terör prangasından kurtulursak bu ülkeyi, bu milleti, bu bayrağı, bu devleti hiç kimse tutamaz" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi'nde Genç TÜMSİAD Gebze Şubesi ve KOSGEB tarafından düzenlenen girişimcilik sertifikası törenine katıldı. Törende önemli açıklamalar yapan Bakan Kılıç, bunca hamleyi ayaklarındaki terör prangasına rağmen gerçekleştirdiklerini, Türkiye Cumhuriyeti'ni, milletin birliğini beraberliğini tartıştırmayacaklarını ifade etti. Bakan Kılıç, şunları söyledi:

"Bugün bizim yaptığımız işlerin rütbesi, eserlerimizle ayan beyan ortada. Bize saldıranların saldırganlıkları ve boş konuşmalarının kifayetsizliği de kendi laflarıyla apaçık, ayan beyan ortada. Bunca hamleyi ayağımızdaki terör prangasına rağmen gerçekleştirdik. Bu ülke 30 yıldır terörle beraber yaşıyor, mücadele ediyor. 30 yıldır bu ülke terörle mücadelenin gerekleri olarak anlatılanlardan demokratikleşemiyor, özgürleşemiyor, modernleşemiyor, yönetim şemasını, organizasyonunun verimli hale getiremiyor. Bu ülke 30 yıldır kaynaklarının önemli bir kısmını terörle mücadeleye tahsis ediyor ve buna rağmen İMF'ye borçları sıfırladık. Buna rağmen ihracatımızı 153 milyar dolara çıkardık, buna rağmen 15 bin kilometre duble yol yaptık. Buna rağmen sağlıkta, eğitimde, alt yapıda, üst yapıda büyük devrimler başardık. Allah'ın izniyle bir de biz şu çözüm sürecinde bu terör prangasından kurtulursak, bu ülkeyi, bu milleti, bu bayrağı, bu devleti hiç kimse tutamaz. Muhalefetin hezeyanları bundan dolayı. Emin olun ne bayrak ne başka bir şey. Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'ni, milletimizin birliğini, beraberliğini biz tartıştırmayız. Bu konularda muhalefete söyleyecek söz de bırakmayız."

Muhalefete yönelik, "Onlar Orhun Kitabeleri'nin plastikten heykellerini yaparlar" diyen Bakan Suat Kılıç, "Bizim başbakanımız ikinci defa olarak daha dün Moğolistan'dan geri döndü. Biz sahadayız, arazideyiz. Allah'ın izniyle ayağımız taşa değmeyecek, sizler da bu çözüm sürecine sahip çıkın. Attığımız her adımda, aldığımız her kararda, yaptığımız her hamlede milletimizin aydınlık geleceğini inşa etmenini heyecanını taşıyoruz" dedi.

Türkiye'nin 10 sene öncesi ile bugünü arasındaki farkın, dağlar kadar büyük bir fark olduğunu söyleyen Bakan Kılıç, çok değil 10 sene önce Cumhurbaşkanı'nın yurt dışı seyahatine gidecek Başbakan'a veya Meclis Başkanı'na garajda boş yatan uçağını vermediğini belirterek şöyle konuştu:

"Türkiye'nin 10 sene öncesi ile bugünü arasındaki fark, dağlar kadar büyük bir fark. Şuna inanın Türkiye'nin gelecek 10 senesiyle bugünü arasındaki fark da bilinen bütün dağlardan çok daha büyük bir fark olacak. Çok değil 10 sene önce bu ülkede Cumhurbaşkanı, yurt dışı seyahatine gidecek Başbakan'a veya Meclis Başkanı'na garajda boş yatan uçağını vermiyordu. Türkiye'de 10 sene önce böyle bir anlayış vardı. Uçak, motorlarının çürümemesi için Ankara semalarında, havada boş tur atıyor tekrar iniyor hangara sokuluyordu. Ama ver bir ülkeye gidelim, bir uluslararası seyahati bu uçakla geliştirelim, 'hayır o uçak belli bir makama tahsis edilmiş bir uçak.' Şablonlara mahkum olmuş, yönetenleri yurtdışına çıkmayan, iş adamlarına hiçbir devlet adamı tarafından rehberlik yapılmayan, üretim süreçleri zorlanmayan, organize sanayi bölgeleri demoralize olan, enerjisi tükenmiş, adeta su verilmemiş çiçek gibi yaprakları solmuş, dalları sarkmış bir Türkiye vardı. Biz bu Türkiye'ye sadece can suyu olmakla kalmadık, toprağını değiştirdik, bakımını yeni baştan yaptık, yeri tohum çeşitleri üzerinde çalıştık. Ülkemize topyekün, bambaşka ve yepyeni bir enerji, bir ruh, bir heyecan kazandırmak üzere toprağı da işledik, tohumu da işledik."

Eskiden Türkiye'de insanların Maliye Bakanı'nı tanımadığını ama İMF'nin Ankara'ya tayin ettiği Kotarelli gibi masa şeflerini bilmeyen olmadığını belirten Bakan Kılıç, bu fotoğrafın şimdilerde milliyetçilik namına mangalda kül bırakmayanların yönettiği Türkiye'nin fotoğrafı olduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti:

"Türkiye'de insanlar Maliye Bakanı'nı tanımız ama İMF'nin Ankara'ya tayin ettiği masa şefinin kim olduğunu da sorduğunuzda bilmeyen olmazdı. Benim en son hatırladığım Carlo Kotarelli, İtalyan'dı zannedersem. Memurun maaş zammı konuşulurken Bakan'ın ne dediği önemli değil, Kotarelli'nin ne kotardığı önemli. İşçi sendikalarıyla pazarlıklar yapılırken Bakan, Başbakan ne demiş önemli değil, Kotarelli'nin ne dediği önemli. Karayollarına yatırım yapılacak Kotarelli ne der? Toplu konutlar yapılacak Kotarelli ne der? Bırakın yeni bin üniversite kurmayı bir üniversitedeki yüksek okulun tabelası fakülte tabelasına çevrilecek Kotarelli ne der? Yüksek öğrenimdeki kredilerin rakamları belirlenecek Kotarelli ne der? Türkiye'de bir senede kaç tane spor tesisi, milli eğitime kaç tane derslik kazandırılacak Kotarelli ne der? Böyle bir ülkenin özgür, bağımsız, güçlü, şahsiyetli, haysiyetli bir ülke olduğunu iddia edebilir misiniz? Bir ülkenin geleceğinin bu şekilde ipotek altına verilmesine tahammül edebilir misiniz? Hani şimdilerde milliyetçilik namına mangalda kül bırakmayanlar var ya. Bu bahsettiğimiz fotoğraf, milliyetçilik namına mangalda kül bırakmayanların yönettiği Türkiye'nin fotoğrafıdır. Ekonomiyi Kotarelli'ye teslim edeceksin, bankaları hortumlayanlara teslim edeceksin, ihracatı yerlerde süründüreceksin, organize sanayi bölgelerini kendi kaderine terk edeceksin ve nihayetinde şahsiyetli Türkiye'den, milliyetçi Türkiye'den, cumhuriyetçi Türkiye'den söz edeceksin böyle bir dünya var mı?"

Bakan Kılıç, konuşmasının ardından girişimcilik kursunu tamamlayanlara sertifikalarını verdi.