Ancak hükümete yakın kaynaklar, genel af gibi bir düşüncenin bulunmadığını, daha önce üzerinde durulmuş olan Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak değişiklik konusunun gündeme yeniden alınabileceğini belirtiyorlar.
Hürriyet'in haberine göre, Başbakan Erdoğan'ın 30 Eylül'de açıkladığı demokratikleşme paketi hazırlıkları sürerken, barış sürecine paralel olarak, KCK tutuklularının silahlı eyleme karışmamış olanlarının da serbest kalmasını sağlayacak bir yasal düzenleme beklentisi ortaya çıkmıştı.
Hükümet kaynakları, o dönemde bu konuda bir "fikir jimnastiği yapıldığını", ancak daha sonra "paketin asıl hedefinin demokratikleşme olduğu, dolayısıyla ceza kanunlarında değişiklik yapılmasının bu pakete dahil edilmesinin uygun olmayacağı" görüşünün ağır bastığını kaydediyorlar.
TCK 314'TE DEĞİŞİKLİK
Nitekim, o dönemde üzerinde çalışılan, “örgüt üyeliği” suçunun düzenlendiği TCK’nın 314/2. maddesinin değişmesi konusu, demokratikleşme paketine dahil edilmeyip, paket dışı kalmıştı.
Ankara kulislerinde, Başbakan'ın Diyarbakır konuşmasının ardından, bu değişikliğin yeniden gündeme gelmesinin söz konusu olabileceği konuşuluyor.
DEĞİŞİKLİK OLURSA, SADECE KCK'LILAR DEĞİL, ERGENOKON HÜKÜMLÜLERİ DE ÇIKACAK
TCK'nın 314/2. maddesinde o dönemde üzerinde konuşulan değişiklik, silahlı örgüt suçlamasında, “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan ve şiddetle bağı tespit edilemeyenler örgüt üyeliğinden cezalandırılamaz” şeklinde bir hüküm konulmasını içeriyordu.
Bunun gerçekleşmesi halinde ise, halen KCK davaları dolayısıyla hapiste bulunan binlerce öğrenci, sendikacı ve siyasetçinin tutuklanma ve yargılanma nedenleri ortadan kalkacak.
Ancak böyle bir düzenleme, gerçekleşmesi halinde, sadece KCK'lıları etkilemekle kalmayacak; Ergenekon davasında 275 sanıktan 180’i ‘örgüt üyeliği’ suçundan ceza aldı. Eğer TCK'nın ilgili maddesinde "şiddete karışmamış" ve "örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamış" kişilerin serbest bırakılmasına yönelik yönelik bir düzenleme olursa, bu 180 kişi de bundan yararlanabilecek cezalarında indirim yolu açılacak.
Hükümet kaynakları, henüz bu konuda "somut bir çalışma olmadığını", ancak bu yönde bir eğilim belirlenmesi halinde, düzenlemenin çok hızlı şekilde gerçekleşebileceğine dikkat çekiyorlar.