ANKARA (ANKA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, herhangi bir affın olmayacağını vurgularken, halkın rahatsız olacağı konuların "sanki sürecin içerisinde varmış gibi" gündeme getirilerek, sürecin doğurduğu pozitif iklimi ortadan kaldırmaya, halkın sürece verdiği desteği azaltmaya dönük çabaların olduğunu savundu.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda düzenlenen Yurtdışı Genç Liderler Projesi'nin açılış törenine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çözüm sürecinin gündeme geldiğinde bu sürece kredi açtığını söylediğini anımsatarak, daha sonra bu kredinin destek anlamına geldiğini ifade ettiğini belirtti. Kendilerinin de o zaman bu kredinin samimi bir destek olmadığını söylediklerini anlatan Bozdağ, "Kılıçdaroğlu belki belli bir süre eleştirmeme kararı aldı. Öyle anlaşılıyor. Bugün ortaya çıkan açıklamalara baktığımızda da destek değil belli bir süre eleştirmeme gibi bir yaklaşımı gösteriyor. CHP samimi davranmıyor. Çözüm süreci Türkiye için hayırlı bir sonuç doğurduğunda bundan CHP de, MHP de, AK Parti de BDP, bütün Türkiye de kazançlı çıkacaktır. Böylesi bir ortamda CHP Genel Başkanına düşen şey bu sürecin arkasında olduğunu ifade edip, sürece destek vermektir. Maalesef görüldüğü gibi süreç içerisinde ortaya çıkacak bazı tartışmalı bir şeyler olduğunda hemen oradan hükümeti eleştirirler. Bu süreci olumsuz etkileyecek yaklaşımlar ortaya koymaya, buradan bir siyasal rant devşirmeye dönük yaklaşımları ortaya koyuyorlar. Tabi bu kredi açma ifadesinin gayri samimi bir irade olduğunu da gösteriyor" dedi.
-"MİLLETE RAĞMEN BİR ŞEY OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"-
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi başladıktan sonra Meclis'te bilgilendirmeler yapıldığını, kapalı oturum yapıldığını, kapalı oturum öncesinde de bu oturumun olmasına ilişkin görüşmeler, grup önerileri olduğunu ve bunların tartışıldığını dile getiren Bozdağ, "Ama maalesef hükümeti eleştirmekten başka bir sonuç ortaya koymadılar. Her gelişmeyi hükümete eleştiri yönetmek için fırsat olarak görüyorlar. Çözüm önerilerini, parti politikalarını ortaya koymak yerine sadece eleştiri yapma yaklaşımı içerisindeler. Ben buradan bütün partilere "çözüm iradesine ve çözüm sürecine beraber sahip çıkalım' çağrısı yapıyorum. Türkiye terörün bittiği, kanın, gözyaşının durduğu bir ortama kavuştuğunda daha güçlü olacaktır. Bundan da herkes kazançlı çıkacaktır. Bu süreç içerisinde millete rağmen bir şey olması söz konusu değil. AK Parti her şeyini milletin önünde yapan bir parti. İktidar olarak da her şeyimizi milletle birlikte yapıyoruz" ifadesinde bulundu.
-"HALKIMIZIN SÜRECE VERDİĞİ DESTEĞİ AZALTMAYA DÖNÜK ADIMLAR BUNLAR"-
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, genel af tartışmalarına yönelik bir soruya da şu yanıtı verdi:
"Sayın Başbakanımız dün açıklandı. Herhangi bir affın söz konusu olmadığını ifade etti. Ancak sürekli bir biçimde bu sürecin arkasındaki halk desteğini azaltmak, bu sürecin doğurduğu pozitif iklimi ortadan kaldırmak için çabalar var. Bazı konular, halkın rahatsız olacağı konular sanki sürecin içerisinde varmış gibi gündeme getirilerek, onun üzerinden tartışma yapılarak, tartışma yaptırılarak sürecin doğurduğu pozitif iklimi ortadan kaldırmaya, halkımızın sürece verdiği desteği azaltmaya dönük adımlar olarak görüyorum ben bu tartışmaları."
-"TÜRK AİLELERE BAKICI AİLE OLMALARI ÇAĞRISI"-
Bir soru üzerine de Türkiye'nin yurt dışında yaşayan yaklaşık 6 buçuk milyon vatandaşı olduğuna dikkat çeken Bozdağ, bunların çocuklarına ilişki Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı başta olmak üzere ilgili kurumların kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Bazı ülkelerde ailelerinden alınan çocukların gençlik dairelerinde barındırıldığı ve kendi kültürüne göre yetiştirilmesi gerektiği halde buna özen gösterilmeyerek, farklı bir kültür ortamında yetiştirildiğinin görüldüğünü anlatan Bozdağ, buna dair çalışmalarının olduğunu söyledi. Bozdağ, bu noktada Türk ailelerin, aileden alınan çocuklara bakma noktasında yeteri kadar istekli davranmadığına dikkat çekerken, şöyle konuştu:
"Biz ailelerin bakıcı aile olmaları konusunda bilinçlendirilmesine dönük ciddi çalışmalar yapıyoruz. Hem çocuklara iyi muamele edilmesine dönük hem bilinçlendirilmesine dönük hem de bakıcı ailelere dönük çalışmalar yürütüyoruz. Bunun faydası olacağına ben yürekten inanıyorum. Bazı ülkeler gerçek dışı nedenlerle ailelerden çocukları, sübjektif bir takım yaklaşımlarla ailelerden çocukların alındığına çok ciddi duyumlar ve duyumlardan öte bilgiler de var. Biz bunların üzerine de kurum olarak gidiyoruz. Böylesi bir haksız uygulamaya maruz kalan vatandaşlarımıza her türlü desteği veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Ben buradan Türk ailelere bakıcı aile olmaları konusunda çağrımı bir kez daha yeniliyorum. İlgili ülkelere de ailelerden çocukları gerçekdışı nedenlerle almamalarını, eğer almayı doğuracak bir neden ortaya çıktıysa öncelikle ailenin rızasını alarak bakıcı bir aileye vermelerini, bu mümkün olmuyorsa da ailenin kültürüne uygun, onların onayladığı bir kültür ortamında çocukların yetiştirilmesi konusunda girişimlerimiz oluyor."