Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın öğleden sonraki kısmında eski Kurmay Albay Doğan Öztürk'ün savunmasına devam edildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davada savunma yapan Öztürk, hakkındaki FETÖ üyeliği ve Yurtta Sulh Konseyi üyeliği iddialarını kabul etmedi. Yurtta Sulh Konseyi'nin kim tarafından ve ne zaman kurulduğunun belli olmadığını söyleyen Öztürk, "Konsey'in ne olduğu belli değil. Darbeyi planlayacak mıydı, sevk ve idare mi edecekti, yoksa devleti mi yönecekti? Konsey'den beklenen görev neyse yapının ona göre oluşması lazım. Konsey'in hem darbeyi planlaması, hem sevk ve idare etmesi, hem de devleti yönetmesi mantıki değil. Bu bir mantıki çelişkidir. Atama listelerini ve darbe mesajlarını hiç görmedim. Bunları 19 Mayıs'da iddianameden öğrendim" ifadelerini kullandı.
DARBE GİRİŞİMİNİ PKK'NIN TERÖR SALDIRISI SANMIŞ
Televizyonda gördüğü ilk hususun İstanbul'da köprülerin kapatılması olduğunu belirten Öztürk, "Bunun bende oluşturduğu algı; tehdit yurt çapında mı acaba algısı. Bir ara kalkışma alt yazısı gördüm. PKK'nın 6-7 Ekim faaliyetinin daha büyük bir kalkışmanın provası olduğunu düşünüyorduk. Bende oluşan algı oydu. Ben bildiriyi, Başbakan ve Cumhurbaşkanının açıklamalarını görmedim. Telefonumdaki mesajlara dahi bakmadım" iddiasında bulundu.
"BAYRAKLI İNSANLAR KARARGAHA GİRİNCE İŞİN YANLIŞLIĞI ORTAYA ÇIKTI"
Mahkeme Başkanı Dik, darbe girişimi gecesi saat 02.00 sıralarında Öztürk'ün eşiyle konuştuğuna dair HTS kayıtlarının bulunduğunu hatırlatarak, eşinin darbe girişiminin olduğunu söyleyip söylemediğini sordu. Öztürk, eşinin darbe girişimi olduğunu söylemediğini öne sürdü. Öztürk, Genelkurmay Karargahına vatandaşların girmeye başladığını anlatarak, "Uyuşmayan bir resim çıktı ortaya. Bayraklı insanlar giriyor içeriye. O zaman işin yanlışlığı ortaya çıktı. Durum böyle olunca oradakilerle konuşma ihtiyacı hissettim. Personel bana 'darbe yapıldı, komutan da derdest edildi' dedi. Ben komutanın helikopterle gidişini gördüm, derdest edilmemişti. Benim gördüğüme bu uymuyor" diye konuştu.
"DERDEST EDİLEN KİŞİNİN GÜLER OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"
Öztürk'e darbe girişimi sırasında Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in derdest edilmesine ait fotoğraflar gösterildi. Derdest edilme anında fotoğraflarda kendisinin de bulunduğunun belirtilmesi üzerine Öztürk, "Yaşar Güler'in derdest edilmesini görmedim. Personelin birisine müdahale ettiğini gördüm. Bu fotoğraf yukarıdan çekilmiş olan kamera kaydından alınma. Benim bakış açımla baktığınızda Yaşar Güler'i görür müsünüz? Ben 'neden derdest edildi' dedim, 'standart prosedür' dediler. Onun Genelkurmay 2. Başkanı olduğunu bilmiyordum" diyerek fotoğrafları yalanladı.
Öztürk'e el işareti yapması ile Özel Kuvvetler Komutanlığından gelen darbeci askerler tarafından Başçavuş Mahmut Satun'un derdest edilmesi soruldu. Emri ile Satun'un derdest edildiği iddialarını kabul etmeyen Öztürk, "Bu saliselerle kaydedilmiş bir fotoğraf. Ben orada derdest edilmesi emrini vermedim. Mahmut Satun'a otomatik kapının kapanmaması için işaret yaptım" dedi.
"Havada uçak uçuyor. Darbe olduğunu anlamadın mı?" şeklindeki soruya Öztürk şu cevabı verdi:
"Havada uçak uçmasının darbe ile alakası olmaz ki. Darbede uçak neden uçsun? O günkü bilgim ile söylüyorum darbe için uçak kullanılmaz. Bir adam darbe yapacaksa kendi Karargahını ele geçirmez. Gider Meclise. Siz daha önce kendi karargahını işgal eden bir darbe girişimini duydunuz mu? Bu benim kafamda oturmadı. O saatten itibaren 'burada bir terslik var' dedim. Benim yapmam gereken Genelkurmay Karargahının emniyetini sağlamaktı. Kışlanın dışarısı ile ilgili bir aktiviteye girmedim. Sonra bekledim ve gözaltına alındım." (İHA)