ABD'de siyah Amerikalı George Floyd'un bir polis memuru tarafından öldürülmesinin ardından ülke çapında patlak veren ırkçılık karşıtı protesto gösterileri sürerken, dünya liderlerinden de ABD'de yaşanan olaylarla ilgili açıklamalar geliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta, Twitter üzerinden yaptığı İngilizce açıklamada, "ABD'nin Minneapolis kentinde işkence sonucu George Floyd'un ölümüne yol açan ırkçı ve faşist yaklaşım sadece hepimizi derinden yaralamakla kalmadı, ayrıca dünya çapında karşı çıktığımız adaletsiz düzenin en acılı tecellilerinden biri oldu" dedi.
https://twitter.com/RTErdogan/status/1266125721128316931
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da protestolar sırasında TRT World çalışanına bir saldırı düzenlendiğini kaydederek, kınama açıklaması yayımladı. "Basın özgürlüğü, demokrasinin bel kemiğidir" diyen Altun, endişelerini ABD makamlarıyla paylaşacağını kaydetti.
https://twitter.com/fahrettinaltun/status/1267548855769448450
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass, "dehşet verici ve şoke edici" olarak nitelendirdiği George Floyd'un ölümünün ardından patlak veren "barışçıl protestoların anlaşılabilir ve meşru olduğunu" söyledi.
Mass sözlerini, "Umarım bu barışçıl protestolar daha fazla kaos ve şiddetle gölgelenmez" şeklinde sürdürdü.
Gazetecilerin güvenliklerini tehlikeye atmadan işlerini yapabilmeleri gerektiğini de vurgulayan Mass, "Demokratik devletler basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü korumada en üst standartları uygulamalılar" dedi.
https://twitter.com/GermanyDiplo/status/1267850321885376512
Kanada Başbakanı Justin Trudeau ABD Başkanı Donald Trump'ın protestolar karşısındaki tutumuna ilişkin görüşleri sorulduğunda bir süre düşündükten sonra, "Hepimiz dehşet ve hayret içerisinde ABD'de olanları izliyoruz" dedi.
Trudeau, "Dinleme zamanı, yıllar ve on yıllar süren gelişmeye rağmen hangi adaletsizliklerin devam ettiğini öğrenme zamanı" dedi. "Kanadalılar olarak bizim de kendi sorunlarımızla yüzleşmemiz gerekiyor" dedi ve ülkesinde de "sistematik ayrımcılık" olduğunu söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise, "Moskova'nın ABD'deki protestoları takip eden uluslararası gazetecilere, bunlara Ruslar da dahil, Amerikan kolluk görevlileri tarafından uygulanan şiddet karşısında çok öfkelendiği" kaydedildi. Bakanlık, gazetecilere yönelik polis şiddetinin durması için Washington'ı "acil önlemler almaya" çağırdı.
Açıklamada, Washington'daki protestolar sırasında polis müdahalesi sırasında Sputnik çalışanı Nicole Roussell'in yaralandığı belirtildi.
Washington'da Beyaz Saray önünde Pazartesi günü meydana gelen protestolar sırasında Avustralya kanalı için çalışan bir muhabir ve kameramanın polis saldırısına uğraması sonucu, Avustralya hükümeti harekete geçti.
Avustralya Başbakanı Scott Morison, büyükelçilikleri aracılığıyla olayla ilgili inceleme başlatacaklarını açıkladı.
Olayı uzaktan gösteren görüntülerde, göstericilere müdahalenin başlamasının ardından, bir polisin gelerek, Avustralya merkezli 7News kameramanı Tim Myers'in göğsüne ve muhabir Amelia Brace'in copla sırtına vurduğu görülüyor.
Saldırı sırasında gazeteciler, canlı yayındaydı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, George Floyd'un ölümünü, "aşırı güç kullanımı" olarak nitelendirdi.
Borrell, "Barışçıl gösteri hakkını destekliyor ve aynı zamanda şiddeti ve her türlü ırkçılığı kınıyoruz, tabii ki, gerilimin düşmesi çağrısı yapıyoruz" dedi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, protestoların dünya çapında koronavirüsün etnik azınlıklar üzerinde "yıkıcı bir etki" bıraktığı sırada geldiğine dikkat çekti.
Bachelet, şu açıklamayı yaptı:
"Virüs, uzun zamandır görmezden geldiğimiz endemik eşitsizlikleri ortaya seriyor. ABD'de, George Floyd'un ölümüyle tetiklenen protestolar sadece beyaz olmayanlara karşı polis şiddetini ortaya sermiyor, aynı zamanda sağlık, eğitim, istihdam ve endemik ırkçı ayrımcılığı da gözler önüne seriyor."
İngiltere'de bir hükümet sözcüsü, "Görmekte olduğumuz şiddet açıkçası endişe verici… insanların barışçıl bir şekilde protesto etmelerine izin verilmeli" dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, "ABD'de etnik azınlıklara karşı ırkçılık Amerikan toplumunun kronik hastalığı" açıklamasında bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musavi ise, Amerikan halkına "Dünya sizin çığlığınızı duydu. Dünya sizin yanınızda" dedi.