İnsan vücuduna eklenen küçük çipler, bileğinize taktığınız saat büyüklüğündeki cihazlar, bir takım klorofilli göz damlaları... Görünen o ki, günümüz teknolojisi sayesinde herhangi bir markette basitçe bulabileceğiniz materyalleri kullanıyorsunuz ve kendinizi bir Captain America'ya, bir IronMan'e, bir Batman'e dönüştürebiliyorsunuz.
İlk bölümümüzde neler mi vardı?
Ellerini uzaktan kumandaya çevirenler, ultrasonik dalgalarla karanlıkta önlerine çıkan engelleri hissedebilenler, doğal olarak kuzey yönünü hissedebilenler, karanlıkta 15 metre uzağı %100 netlikte görebilenler.
İkinci bölümde neler mi var?
Telefonunuzun internet paketi bitti... Whatsapp'a, e-postalara mutlaka yanıt vermeniz gereken bir noktadasınız. Harıl harıl camında Ücretsiz Wi-Fi yazan bir kafe arıyorsunuz, gözünüze çarpmıyor arkadaş bir türlü!
Frank Swain bu işin çaresini bulan, yarı sağır bir İngiliz gazeteci. Daha iyi duymak için kulağına zaten cihaz takan Swain, bu cihazı Bluetooth ile telefonuna bağlayabildiği bir cihazla değiştirdi. Yetmedi; ses mühendisi arkadaşından rica etti, cep telefonunu gayet özel bir sebep için hack'lediler.
Frank Swain artık sokakta yürürken Wi-Fi sinyallerini duyabiliyor!
Üstelik internetin hangi servis sağlayıcısına ait olduğundan, modemin markasına, Wi-Fi'ya şifre konup konulmadığına kadar tüm bilgileriyle duyabiliyor :) Swain'in ses mühendisi arkadaşı tüm bu bilgileri farklı melodiler halinde kodlamış durumda, İngiliz gazeteci tüm bu bilgileri farklı melodiler halinde duyuyor...
Amerikalı satış uzmanı Rich Lee, kulaklıkla müzik dinleme keyfini her şeyin önüne koymuş durumda bir biohacker. O kadar önüne koymuş ki; Rich Lee kulaklıkları kafasının içine koymuş :)
Rich Lee'nin kulak temizliği esnasında oldukça başını ağrıtacak biohack yöntemi şu şekilde: beyefendi, kulaklarının içine birer magnet yerleştirdi (kulaklıklarının içinde ne olduğunu merak edip, bozma pahasına içini açanlar bu magnetin neye benzediğini bilirler). Bu magnetlere anten olması için, boynuna kolye şeklinde bir verici taktı. Son adım olarak da cep telefonunu bu kolye-vericiye sinyal vermesi için hack'ledi.
Rich Lee, artık kulaklık kullanmadan istediği an müzik dinleyebiliyor.
Değer miydi? Bilemiyoruz.
Neil Harbisson, bir müzisyen. Kendisi renk körü. Hayatının tüm dünyayı siyah, beyaz ve gri görerek geçirdi. Daha doğrusu ilk 21 yılını...
Sonrasında renkleri duymanın bir yolunu buldu :)
2013 yılında Barcelona'da bir kliniğe yatan Harbisson, kafatasında dört küçük delik açtırdı. Resimde gördüğünüz cihazı kafasına taktırdı. Bu cihazın müzisyenin alnının çatına denk gelen kısmında bir küçük kamera var. Bu kamera Neil Harbisson'un işitme organlarına notalar yolluyor: Mavi için Do notası duyuyor örneğin. Re notası ise mor rengi ifade ediyor :)
Daha ayrıntılı bilgi için, beyefendinin Renkleri Dinliyorum adlı TED konuşmasına alalım sizi.
Dünyanın en önemli nöroloji dergilerinden Restorative Neurology and Neroscience için yapılan deney, insan beyninde akıp geçen elektrik dalgalarını güçlendirirsek neler olabileceğini ortaya koyuyor.
Deneklerin beynine her gün en fazla 20 dakika süreyle 2,5 miliamp elektrik verildiğinde ortaya çıkan sonuç şu şekilde: Daha hızlı problem çözme kabiliyeti, daha iyi hafıza, idrak yeteneğinde artış, matematiksel zekada ilerleme... Tabii ki ev ortamında gerçekleştirilmesi önerilmeyen bu olay, tabii ki internette 150 Dolar'dan daha ucuza satın alınacak cihazlarla şu an gerçekleştirilebilir durumda.
Bizim önerimiz ise kafanız çok dağıldığında biraz müzik dinlemeniz, kahve ya da papatya çayı içmeniz. Elektrik tehlikeli meziyet.
---
Kaynaklar: Wired.com, Popsci.com, Ted.com & Theguardian.com