"Gezgin arıcı aile" bal mesailerini bayramda da sürdürüyor

Yılın yaklaşık 9 ayını evlerinden uzakta geçiren gezgin arıcılar, bayramda sevdiklerinden ayrı olmanın burukluğunu yaşıyor - Balıkesir'den Kırklareli'ne gelen arıcı Fatma Saltık: - "Bayram buruk geçiyor, köyde olsak komşularımız gibi kurbanımızı keser, misafirlerimizi ağırlar, bayramlaşırdık"

KIRKLARELİ (AA) - ÖZGÜN TİRAN - Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden zengin bitki örtüsü ve coğrafi yapısı dolayısıyla Kırklareli'ne gelen gezgin arıcılar, Kurban Bayramı'nı sevdiklerinden uzakta geçirmenin burukluğunu yaşıyor.

İlkbaharda Balıkesir'den 800 kovanı ile yola çıkan Saltık ailesi, Kırklareli'nde elektriğin olmadığı, suyun zor ulaşıldığı meradaki küçük barakada zorlu mesailerini sürdürüyor.

Koyunbaba köyündeki merada sevdiklerinden yaklaşık 400 kilometre uzakta bayram geçiren Süleyman Saltık (59), eşi Fatma (57), oğulları Tarık (38) ve Taner (23), gelini Meral (32), torunu Tolga Saltık (10) ile yağmur çamur, özel gün, bayram demeden en kaliteli balı üretebilmek için çalışıyor.

Reklam
Reklam

Barakanın önünde kahvaltı yaptıktan sonra kovanların bulunduğu bölgeye giden Saltık ailesi, öğle saatlerine kadar çalışıyor. Öğle yemeğinin ardından çalışmaya kaldığı yerden devam eden aile, güneşin batmasıyla yeniden barakanın yolunu tutuyor.

- "Bayram buruk geçiyor"

Fatma Saltık, AA muhabirine, Kurban Bayramı'nı sevdiklerinden ve memleketinden kilometrelerce uzakta gurbette geçirmenin hüznünü yaşadığını söyledi.

Geçimlerini arıcılık ile sağladıklarını, işlerini severek yaptıklarını anlatan Saltık, "Bizim için evlatlar nasıl kıymetliyse arılarım da öyle kıymetli. Evlatlarıma bakar gibi arılarıma bakmaya çalışıyorum, elimden geldiğince." dedi.

Yaklaşık 30 yıldır arıcılık yaptığını anlatan Saltık, "Arıları çok seviyorum, çok istekliyim. Arıların arasına girdiğim zaman gayet mutlu oluyorum. Her sene geçen yıldan daha fazla bal alma ümidiyle çıkıyoruz evimizden. Çocuklarımızla sürekli arıların peşindeyiz." diye konuştu.

Saltık, şunları kaydetti:

"Kurban Bayramı'nda mecburen buralarda kaldık, üzüldük ama mecburduk. Bayram buruk geçiyor. Bayramda köyde olsak komşularımız gibi kurbanımızı keser, misafirlerimizi ağırlar, bayramlaşırdık. En azından arife günü mezarlığa gidip ölmüşlerimizi, yakınlarımızı ziyaret ederdik. Bir Yasin okur, dua ederdik. Burada da dua okuyoruz ama o bizi çok mutlu etmiyor tabii ki. Mezarlığa gidemediğim için üzülüyorum. Köyümüzü, evimi özlemem mi gurbet elde?"

Reklam
Reklam

- "İlkel koşullarda yaşamak zor"

Tarık Saltık ise mayıs ayında çıktıkları yolculuklarının yaklaşık 9 ay süreceğini ifade etti.

Yaptıkları işten keyif aldığını vurgulayan Saltık, şunları söyledi:

"Bayram seyran tanımıyor bu iş. Bugün alamazsan balı, yarın alamazsın. Aldın aldın balı, yarın alamazsın. Arının başındayız. Kurban Bayramı çok zor geçiyor, sevdiklerimizden uzak. Annemiz, babamız yanımızda olduğu için biraz kendimizi şanslı hissediyoruz. Şu an memleketimizden 400 kilometre uzaktayız. İlkel koşullarda yaşamak zor. Bizim için kolay ama çoluk çocuk var. Burada kurdundan, yılan, böcek, domuz tüm canlılar var. Ama ekmek parası için buradayız."

Taner Saltık da yoğun bal alabildikleri bölgelere göç ettiklerini belirtti.

Baharda başladıkları mesailerini, sonbahar aylarına kadar sürdürdüklerini anlatan Saltık, "Hiç durmuyoruz. Haftalarca, aylarca çalışıyoruz. Bahardan kışa, kıştan bahara kadar arılarımızın içindeyiz." dedi.

10 yaşındaki Tolga Saltık ise ailecek arıcılık yaptıklarını kaydederek, "Dedemden babama, babamdan da bize geçecek bu iş. İşimizi severek yapıyoruz. Ama sevdiklerimizi çok özledik." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: