Gezi Parkı Odaklı Gelişmeler

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Türk vatandaşlarının, Türkiye'yi seven herkesin bilmesi gereken şudur; 10

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Türk vatandaşlarının, Türkiye'yi seven herkesin bilmesi gereken şudur; 10 senede kazanılan değerlerimizi 10 günde tarumar etmelerine fırsat vermeyeceğiz. Bu kadar açık, bu kadar net. Bizim bugün milli iradeye sahip çıkma yaklaşımıyla meydanlara inmemizin nedeni de budur" dedi. Partisinin Bursa İl Başkanlığını ziyaret eden Kılıç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ne kadar önemli bir dönemden geçtiğinin, meydanlara ve sokaklara bakıldığında anlaşılabileceğini söyledi. Gezi Parkı'ndaki çevreci eyleme katılan samimi insanların masumane çabalarını istismar eden örgütlü kalabalıkların, sokaklarda hiç istenmeyen görüntüler ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Kılıç, şöyle devam etti: "Türkiye'yi bir yangın yerine çevirmek istediler. Türkiye'yi bir enkaza dönüştürmek istediler. Yaktılar, yıktılar, yağmaladılar. 15 günden uzun bir süre o bölgelerdeki esnafımızı iş yapamaz hale getirdiler. Polise saldırdılar, polis araçlarını yaktılar. Ellerinde silahlar, bıçaklı insanlar vardı. Kamu araçlarını molotofkokteylleriyle yaktılar, kamu binalarını yağmaladılar, metro istasyonlarındaki insanlarımızın bile huzur ve güvenliğine kasteden çabalar içinde oldular. Kılık kıyafetini beğenmedikleri bazı kadınlarımıza çok hoyratça ve vahşice saldırdılar. Buna rağmen pek çok şeyi sineye çektik. Türkiye'nin huzurunu, istikrarını, milli birlik ve beraberliğimizi önemsedik. 'Bir avuç provokatörün vandalizmine bu ülkenin kazanımlarını feda etmemeliyiz' dedik. 'Provokatörlerin, bölücülerin, Türkiye düşmanlarının hedefi zaten Türkiye'nin huzurunu bozmaktır, biz onlara fırsat vermemeliyiz' dedik." Sabrettiklerini, tahammül ettiklerini, iyi niyetlilerin çaba ve itirazlarını, slogan ve protestolarını ise demokratik bir olgunluk içinde hazmettiklerini dile getiren Kılıç, onlara aynı biçimde karşılık vermediklerini anlattı. Başkalarının sorumsuzluğuyla hareket edemeyeceklerini dile getiren Kılıç, "Biz yakıp yağmalayanlar gibi bizi sevenlere, gözümüzün içine bakan gençlere, yakmayı, yağmalamayı telkin edemeyiz" ifadesini kullandı. Kılıç, yakan, yıkan, taş atan, kaldırımları söken, kamu araçlarını parçalayan, polisi yakmaya teşebbüs edecek kadar vahşice tutum takınanların, bu ülkeyle ilgili güzel hayalleri olmadığını bildiklerini, milletle ve ülkeyle ilgili güzel hayallere sahip insanlar olarak yakmayı değil, yakılanları söndürmeyi telkin ettiklerini vurguladı. - "Sandıktan korkanlar, millet iradesine saygı duymayanlar..." Meydanların savaş alanına çevrildiğini, altyapının tarumar edildiğini, şimdi temizlemekle ve yıkılanı onarmakla meşgul olduklarını anlatan Kılıç, kendilerine düşenin de bu olduğunu belirtti. Kılıç, Türkiye'ye, Türk insanına, Türk bayrağına, Taksim'in ve Kızılay'ın imajına zarar verildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bunları masum protesto gösterilerinden ibaret sayamayız. Masum, samimi, iyi niyetli olanlar ellerine molotof almadı, bellerine silah takmadı, ceketlerinin cebine bıçak koymadı. Onları ayrı tutuyoruz. Türk vatandaşlarının, Türkiye'yi seven herkesin bilmesi gereken şudur; 10 senede kazanılan değerlerimizi 10 günde tarumar etmelerine fırsat vermeyeceğiz. Bu kadar açık, bu kadar net. Bizim bugün milli iradeye sahip çıkma yaklaşımıyla meydanlara inmemizin nedeni de budur. AK Parti iktidarının arkasındaki yegane güç kaynağı, aziz milletimizin sağlam iradesidir. Sandıktan çıkamayacaklarını anlayınca sandığı da önemsizleştirmeye başladılar. Üç gün öncesine kadar 'referandum' diyen onlardı. Ne zaman ki Sayın Başbakanımız, 'Gerekirse halkoyuna müracaat ederiz' dedi, o zaman, 'Sandıktan sizin istediğiniz çıksa bile onu kabul etmeyiz' demeye başladılar. Bunlar sandıktan korkanlar, millet iradesine saygı duymayanlar, halk nezdinde hiçbir zaman çoğunluk bulamayacağının farkında olanlar. Bunlar bu nedenle demokrasiye de tahammülü kalmayanlar. Azınlık iradesiyle çoğunluğun üzerinde baskı kurmayı demokrasi zannediyorlar şimdi ama demokrasinin bu olmadığını biz, demokrasinin evrensel kuralları içinde kendilerine anlatmaya devam edeceğiz." - "Meydanlara çıkma nedenimiz..." Kendilerinde yılgınlık, moral bozukluğu, enerji kaybı olmadığını, yürüdükleri yolun sağlamlığı konusunda en ufak bir tereddütleri bulunmadığını vurgulayan Kılıç, çoğunluğun gücüne dayanarak kimsenin tepesinde baskı oluşturmaya yeltenmediklerini bildirdi. Kılıç, her zaman, "Yüzde 50'nin oyuyla geldik ama yüzde 100'ün hükümetiyiz. İkinci yüzde 50'nin itirazları da bizim için önemli. Bize oy verenlerin iktidarı değiliz sadece. Bize oy vermeyenlerin de başbakanı, bakanları, vekilleri, belediye başkanlarıyız" dediklerini hatırlattı. Muhalefetin, TBMM'de görevini yerine getiremediğini ve meydanlardaki muhalefetin arkasına saklanarak iktidara saldırmaya başladığını söyleyen Kılıç, şöyle konuştu: "Asla moralinizi düşürmeyin, enerjinizi daha da yükseltin ve bilin ki demokrasi sizin fikirlerinizi işaret ettikçe bu gibi menfi çevreler, hukuk dışı saldırılarına belki de devam edecekler ama biz buna rağmen 'milli irade' demeye devam edeceğiz. Biz buna rağmen hukukun üstünlüğüne inanmaya, demokrasiye dört elle sarılmaya, batı dünyasıyla yol yürümeye, Avrupa Birliği hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. İnsanımıza yüksek bir yaşam standardı vermenin mücadelesini sürdüreceğiz. Meydanlara çıkma nedenimiz; meşruiyetimizin kaynağının aziz milletimiz olduğunu göstermektir. Meydanlara çıkmamızın başka bir nedeni yok. Bugünkü politikalarımıza halk desteğinin sürdüğünü göstermektir ve varsa yanlış anlaşılan bir politikamız, TBMM'de kabul edilen ama ne için kabul edildiğini anlatamadığımız bir yasamız varsa yanlış anlaşılanları da halka en doğrusuyla anlatabilmektir. Meydanlara çıkış vesilemiz budur." - "Sessiz milyonların sesi olmak" iddiası Suat Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, günlerdir gece yarılarına kadar devam eden mesailerinin olduğunu, Gezi Parkı eylemlerine katılan fikir adamlarını, sanatçıları, gençleri karşısına alarak saatlerce ve sabırla dinlediğini anımsattı. Niçin orada bulunduklarını, neye itiraz ettiklerini anlamak, demokratik olgunlukla yüzde 100'ün başbakanı olmak vizyonu ve anlayışıyla bu görüşmeleri yapan Erdoğan'ın, "Oradakilerle benim işim yok. Bana oy verenlerle yol yürürüm. Gerisi benim için önemli değil" demediğini anlattı. Onun, "Bize oy veren vermeyen herkesin başbakanıyız" düşüncesiyle sürece liderlik ettiğini kaydeden Kılıç, "Meydanlardaki, Gezi Parkı'ndaki iyi niyetli ve samimi insanların verdiği mesajı anlaması gereken sadece biz değiliz. Asıl mesajı alması gereken; Türkiye'nin muhalefet partileridir, sermaye yapılarıdır, medya yapılanmasıdır, halkın iradesiyle şekillenen yönetim yapılarına saygı duymayı, demokrasiyi içine sindirmeyi hala öğrenemeyen demokrasi dışı çevrelerdir" değerlendirmesinde bulundu. Kendilerine düşen mesajı aldıklarını ve bundan dolayı insanları dinlediklerini bildiren Kılıç, onların sözlerine değer verdiklerini ve bu bilinçle hareket ettiklerini dile getirdi. AK Parti'nin, "Sessiz milyonların sesi olmak" iddiasıyla yola çıkan bir hareket olduğunu hatırlatan Kılıç, bu iddiayla Sincan ve Kazlıçeşme'de halkla birlikte olacaklarını sözlerine ekledi. Kılıç, Kapalı Çarşı ile Okçular Caddesi'nde esnaf ziyaretlerinde bulundu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: