Taze sanarak aldığınız ürünler beklediğinizden erken mi bozuluyor?
Siz de bu durumdan şikayetçiyseniz yalnız olmadığınızı bilmek belki hoşunuza gider. Şu an kullandığımız teknolojide ürünlerin taze kalma süreleri tamamen tahmine dayanıyor. Ancak tazeliği etkileyen faktörlerin sayısı o kadar çok ki, bu tahminler zaman zaman tutmuyor ve taze sanılan ürünler beklenildiğinden erken bozuluyor.
Algılayıcılarla gelişen yeni bir bakış açısı
Zest Fresh isimli şirket geliştirdiği teknoloji sayesinde tarladan toplanan ürünlerin market raflarına kadar olan tazeliklerini algılayıcılarla ölçüyor. Üstelik bununla da yetinmeyip, ürünlerin ne kadar daha soğutmaya ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Sistem çok hassas çalışıyor
Geliştirilen yeni teknoloji o kadar hassas çalışıyor ki, aynı gün içinde sabah ve öğlen toplanan ürünler arasındaki tazelik farkını bile algılayabiliyor. Her kasa için özel olarak belirlenen ZIPR kodu sayesinde o kasadaki ürünlerin ne kadar taze oldukları ve ne kadar soğutmaya ihtiyaç duydukları gibi bütün detaylar belirlenebiliyor.
İsraf azaldıkça karlılık artıyor
Satıcılar, kendilerine gelen ürünlerin 10 gün boyunca taze kalacağını varsayıyor. Ancak sıcaklık ve nem gibi depolama faktörleri yüzünden ürünlerin %33’ü 10 gün geçmeden bozuluyor. Bu rakam sadece ABD ölçeğinde düşünüldüğünde bile korkunç bir israfa işaret ediyor. Zest Fresh’in geliştirdiği algılayıcı teknolojisini kullanan üreticiler ve toptancılar, yeni teknolojiyle beraber ürünlerin 10 gün boyunca taze kalma oranının %90’a çıktığını belirtiyor. Üreticilerin, satıcıların ve toptancıların Zet Fresh sayesinde maliyetleri azaltması ürünlerin daha ucuza satılabilmesine olanak sağlıyor.
Gıda israfı ekonomilerin belini büküyor
Gıda israfıyla yapılan mücadele kısa vadede meyvelerini verecek cinsten. Her yıl ABD’de bütün gıda ürünlerinin %40’ı tüketilmeden çöpe gidiyor. Durum Türkiye için de pek iç açıcı değil. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı'nın verilerine göre ülkemizde çöpe giden gıdanın parasıyla 11 bin hastane, 171 bin okul yapılabilir, hatta her bir vatandaşa 3 bin 147 lira “vatandaşlık geliri” ödenebilir.
İsrafla mücadele cebimizdeki ateşi düşürebilir
İsraf engellendikçe düşen maliyetler sayesinde gıda ürünlerini daha ucuza almak mümkün. İş gücü ve diğer kaynaklar düşünüldüğünde, çöpe atılan sadece gıda maddeleri değil, aynı zamanda onların üretimi için harcanan para. Zet Fresh gibi girişimlerin başarılı olması ve örnek alınması hem dünyamız, hem de ülkemiz için kaçınılmaz bir zorunluluk.
Zet Fresh’in iş modeli benzersiz
Zet Fresh tarafından ortaya konulan iş modelini başka yerde görmek zor. Şirket, israfı önlediği ölçüde para kazanıyor. Basitçe anlatmak gerekirse, Zet Fresh’in algılayıcılarını kullanarak israftan kaçan, bu sayede tasarruf eden üreticiler ve toptancılar tasarruf ettikleri paranın %10’luk kısmını şirkete ödüyor. Uzun lafın kısası, Zet Fresh işini ne kadar iyi yaparsa, o kadar çok para kazanıyor.
Şirketin gelecek hedefleri büyük
Şimdilik sadece meyve ve sebze gibi tarım ürünleri için hizmet veren Zet Fresh gelecek yıllarda diğer gıda ürünlerine de el atacak. Et, tavuk ve deniz mahsulleri konusunda çalışmalara devam eden şirket nakliye ve depolama konusunda bildiklerimizi unutturacak gibi. Gıda konusunda gelişen yeni teknolojiler geleceğin dünyası hakkında ipuçları veriyor.