Gıda tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahir Turhan, gıda tüketiminde öncelikle etiketin okunması gerektiğini söyledi.

Turhan, gıdaları tüketirken resmi olarak kontrol edilen ve onaylanan gıda ürünlerini tüketmek gerektiğini belirtti. Gıda alırken bunun yanı sıra son tüketim tarihine bakılması gerektiğini ifade eden Turhan, "Yani gıdaların etiketini okumalıyız.

Gıdaların etiketlerinin okunması, gıda mühendisleri başta olmak üzere sektör içinde bulunan kişiler tarafından dikkat edilen bir konu, ancak tüketicilerde etiket okumanın yaygınlaştığını sanmıyorum. Ancak tüketici, eskiye göre daha dikkatli. Ayrıca gıda satın alırken markalı ürünlere ve marka güvencesine dikkat etmek gerekiyor. Kişisel olarak ben, açık beyaz peynir ve açık süt satın almıyorum. Süt ve süt ürünlerini tercih ederken firmalar arasındaki kalite düşüklüğü nedeniyle daha seçici davranıyorum. Büyük markalarda hijyen temizliği, gıda içeriği gibi hususlara dikkat ediliyor. Büyük marka ürünü tercih etmek, daha iyi besin alma garantisi veriyor" dedi.

Reklam
Reklam

Gıda tüketiminde kalitenin farklı bir kavram olduğunu kaydeden Turhan, "Her müşteri kesimine hitap eden bir kalite vardır.

Ama gıdanın güvenilir olması çok önemli. Marka güvenilirlilik için iyi bir göstergedir. Markalı ürünlerin güvenirliliği artar, ancak 'Markasız ürünler güvenilir değildir' diyemeyiz, markasız ürünler risk taşırlar. Markalı ürünlerde sorun yaşadığınız zaman ürün takibi şansınız var. Markasız ürünler için bu geçerli değil. Kalite yanlış kullanılıyor, 'Kalitesi düşük olan gıda kötüdür' yargısı yanlıştır. Çünkü bu ürünlerin müşteri grubu farklıdır" diye konuştu.

Zehirli atıkların karıştığı bölgelerde yetiştirilen gıdaların ve beslenen hayvanların, atık eğer kanserojen ise tüketim sonrası kısa ve uzun vadede insan sağlığına yönelik olumsuz etkileri olacağını da belirten Turhan, genetiği değiştirilmiş gıdalara yönelik de açıklamalarda bulundu. Turhan, "A'dan Z'ye her ürün genetiği değiştirilmiş olabilir. 'Türkiye'de genetiği değiştirilmiş ürün var' deniliyor ama genetiği değiştirilmiş ürünü bakarak anlamamız mümkün değildir. Türkiye'de genetiği değiştirilmiş ürün yasası henüz oluşturulmamıştır. Örneğin İsrail'de üretilen dikdörtgen şeklindeki karpuz, genetiği değiştirilmiş üründür. Avrupa Birliği ülkelerinde, bu ürünler sağlık onayı alındıktan sonra piyasaya sürülüyor. AB çok az genetiği değiştirilmiş ürüne izin veriyor" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin gıda sektöründeki durumunu da değerlendiren MEÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahir Turhan, örnek olarak işlenmiş gıdaları gösterdi. Türkiye'de işlenmiş ürün çeşidinin, gelişmiş ülkelerdeki ürün çeşidine göre çok az olduğunu ifade eden Prof. Dr. Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş ülkelerdeki tüketim alışkanlığı Türkiye'de yok. Türkiye'de kışın dondurma tüketimi yaygın değildir. Örneğin Amerika'da insanlar kış mevsiminde sanki yaz mevsimi yaşanıyormuş gibi dondurma tüketiyorlar. Amerika'da sporcu içecekleri çok yaygındır. Türkiye'de ise bu içecekler sadece bazı insanlar tarafından satın alınıyor. Gelişmiş ülkelerde gıdaların işlenme yöntemleri de çok farklıdır. Buna dayalı olarak altyapı, makine sanayi ve satış zinciri de gelişmiştir. Türkiye'de birçok tropik meyveyi bulamayız. Gelişmiş ülkelerde de yetişmemesine rağmen, tropik meyveler ithal ediliyor. Yine tüketime hazır gıdalar Türkiye'de çok az satılmaktadır. Amerika'da yemek için ya da pişirilmeye hazır gıdalarla yemeğinizi hemen yiyebilirsiniz. Mikrodalga fırın çok yaygınlaşmıştır, mikrodalga fırında pişirmek için fiyatı da uygun olan özel yiyecekler var. Örneğin, dondurulmuş ıspanak alınca yıkamanıza gerek kalmaz. Gıda sektöründe almamız gereken çok yol var. Bu durum gelişmişlikle ilgili değil, düşünce yapısındaki değişiklikle aşılacak bir şeydir. Örneğin Türkiye'de yaşam koşulları insanları hazır gıdaya yöneltiyor. Eskiden evlerde salça yapılırdı, şimdi evlerde salça yapımı azaldı ya da hiç yapılmıyor.

Reklam
Reklam

Az da olsa kış mevsiminde süper marketlerde dondurma satılıyor ama yaygın değil. Ürün tanıtımının yapılması gerekiyor.

Türkiye'de 50 yaşın üstündeki insanlar hamburger ve kola tüketimini tercih etmezler. Yemekte su içmeyi tercih ederler. 20 yaş ve altı ciddi şekilde kola içiyor. Tüketim alışkanlığının değişmesinde tanıtım ve pazarlama çok önemli. Örneğin ayran, çok yararlı bir içecek olmasına rağmen bugün yaygınlığını kaybetti. Diğer içecekler ayranın yerini aldı. Teknolojik olarak ele alırsak, makine ekipmanımız birçok gıda çeşidini yapmaya uygun değildir. Bu, altyapıdan kaynaklı bir durumdur. Gelişmeye karşı duramazsınız. Verimli toprakların tarım dışında kullanılmaması gerekir. Türkiye, gıda alanında kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biridir."