İSTANBUL (ANKA) -Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, Başbakanla kasım ayında yaptıkları KDV indirimi görüşmesinin meyvelerini almaya başlayacaklarını belirterek, "Bir aya kadar kapsamı dar olsa da, KDV indirimi duyurulmuş olacak. Bu indirim öncelikle çocuk ürünleri üzerinde yapılacak. Çocuk mamaları, sıvı şekerler, meyve suları, konserveler ve birtakım süt ürünlerinde KDV oranları yüzde 18'den yüzde 8'e inmiş olacak" dedi.
Türkiye Gıda ve İçecek Sarayı Dernekleri Federasyonu'nun "Gıda Sektöründe Rekabet" konulu çalıştayda gazetecilerin soruları üzerine Kopuz, kasım ayında Başbakanla yaptıkları KDV indirimine ilişkin yaptıkları görüşmenin meyvelerini almaya başlayacaklarını belirterek, "Bir aya kadar kapsamı dar olsa da KDV indirimi duyurulmuş olacak. Bu indirim öncelikle çocuk ürünleri üzerinde yapılacak. Çocuk mamaları, sıvı şekerler, meyve suları, konserveler ve birtakım süt ürünlerinde KDV oranları yüzde 18'den yüzde 8'e inmiş olacak" dedi.
Kopuz Grup Muafiyeti ile ilgili olarak da AB ülkelerinde bir markaya ait raflardaki ürünlerin yüzde 30'unun geçmemesi gibi bir eşiğin bulunduğunu, Türkiye'de ise bunun yüzde 0 ile yüzde 100 arasında olduğunu belirten Kopuz, bunun bazı işletmeleri ve KOBİ'leri rahatsız ettiğini söyledi. Kopuz, "Türkiye'de sistemi AB'ye uydurmak istiyor. Şimdi hazırlanan tebliğde Türkiye'deki eşiğin de yüzde 30 olması öngörülüyor. Bu yüzde 30 da yüzde 40 da olabilir. Tebliğin üzerinde konuşuyoruz. Nihai aşamaya ne zaman gelir onu tam bilemiyoruz." diye konuştu.
Kopuz, çalıştayda yaptığı konuşmada da, sektörlerinin değişik zamanlarda ülkedeki istikrarsızlıklardan çok yoğun etkilenen bir sektör olduğunu kaydetti. Sektörün birçok boyutlu problemi olduğunu vurgulayan Kopuz, sektör temsilcilerinin neredeyse tümünün yaşadığı en önemli problemin ise kayıtdışı ekonomi ve bundan kaynaklı rekabet problemleri olduğunu söyledi.
Kayıtdışılığın gıda sektörü açısından önemli sonuçlarından birinin "gıda güvenliği" olduğuna dikkat çeken Kopuz, gıda sektörünü kayıt altına almanın ekonomik bir zorunluluktan ziyade sosyal bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Kopuz, kayıtdışı üretim yapan işletmenin, ekonomiye verdiği zararın yanında insan sağlığı için de en büyük tehdit olduğunu vurgulayarak, "Bu noktada ihmallerin can kayıplarına kadar giden sonuçları olmaktadır. Gıda sektöründe ticaretten kayıt altına alamadığınız bir işletmenin üretimini hiçbir açıdan denetlemeniz ne yazık ki mümkün olmamaktadır" dedi. Kopuz, gıda sektöründe hangi konuda düzenleme yapılırsa yapılsın düzenlemeyi yapan tüm kurumların bakış açısının bu olması gerektiğine dikkat çekti.
Rekabetin ticaretteki önemine işaret eden Şemsi Kopuz, rekabetin düşük fiyat, yüksek kalite ve teşebbüsler arasındaki eşit rekabet şartları, tüketiciye sunulan ürünün çeşitlenmesini sağlayacağını söyledi. Kopuz, bu bağlamda 2002 sayılı Dikey anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliğinde değişiklikler yapılması yolunda Rekabet Kurumu tarafından başlatılan çalışmaları "rekabet edebilirlik" kriterleri açısından ve AB kriterlerine uyum yönünden önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Kopuz, "Yolumuz AB yoludur. AB kriterleri elimizdeki kağıda dökülmüş tek pusuladır. Bizim bu pusuladan vazgeçmek gibi niyetimiz yoktur. Yapılması düşünülen düzenlemeye, kurum olarak bizim en temel meselemiz olan rekabet ihlallerinin engellenmesi perspektifinden bakılmasını talep ediyoruz" dedi.