Giethoorn Köyü’nün tarihi 13. yüzyıla kadar dayanıyor. 1200’lü yıllarda köyün ilk sakinleri çiftçilermiş. Bu çiftçiler, tarlalarında tarım yaparken, bölgede yerin altında büyük miktarlarda keçi boynuzu ortaya çıkarmışlar. Keçi boynuzlarının 1170 sel tufanında boğulan yaban keçilerine ait olduğu tahmin ediliyor. Köye, daha sonra burada bulunan keçi boynuzlarına atıfta bulunarak “Geytenhoren” adı verilmiş. Daha sonra köyün ismi kısaltılarak şimdiki Giethoorn halini almış.
Giethoorn Köyü ‘nün turizm potansiyeli, 1958 yılında Hollandalı yönetmen Bert Haanstra’nın popüler komedisi Fanfare’i bu köyde çekmesiyle fark edilmeye başlamış. Köyün popülaritesi şu anda zirvede. Dünyanın her bölgesinden buraya buraya turist akını var.
Hollanda’nın masalsı köyü Giethoorn, “Hollanda’nın Venediği” olarak biliniyor. Bu köyde araba kullanılmıyor. Ulaşım için sadece tekneler var. Köyün belli bir kısmında çöpler teknelerle toplanıyor.
Suların yükseldiği dönemlerde Giethoorn çevresinde göller oluştuğu ifade ediliyor.Gieterse Gölü ise köyün tek doğal gölü.
Köydeki çoğu evde iki kapı bulunuyor. Genelde evin yan kapısı kullanılırken ön kapısı ise sadece evlenirken içeriye girmek ve öldükten sonra da cenazeyi çıkarmak için kullanılıyor. Burada yaklaşık 180 tahta köprü bulunuyor, toplam nüfus ise 2620 kişiden oluşuyor. Giethoorn Köyü, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Monopoly oyununun Giethoorn’un şöhretine şöhret katmasında payı büyük. Monopoly 2015’te çıkardığı özel seride Giethoorn’a yer veriyor ve köyün popülaritesi oldukça artıyor.
Burada araba kullanımı olmadığı için ulaşım tekne ya da botlarla sağlanıyor. Köyde yaşayanlar gündelik yaşamda işe, okula ya da alışverişe giderken tekneleri kullanıyor, hatta bu tekneler Giethoorn’u gezmek isteyenlerin de favorisi. Kanallarda gezmek için 4 çeşit tekne var. Bunlar Fluisterboot, Zeil (Punter), Kano ve Rondvaart.
Bu botları ya da tekneleri siz de kiralayabilirsiniz hatta kendiniz sürebilirsiniz. Bot kiralamak isteyenlere motorun nasıl kullanılacağı anlatılıyor ve kanallarda kaybolmamak için bir de harita veriliyor. Yukarıda bahsettiğim Punterlar Venedik’deki gondollara benziyor. Bu aracı uzun bir sopa yardımıyla iterek yol kat ediyorsunuz. Ayrıca isterseniz köyü bisiklet kiralayarak da gezebilirsiniz.