Glasgow, tarihte İskoçya endüstrisinin en etkin gücü olmasına rağmen, günümüzde bu şehrin toprakları ve çevresi Edward, Victoria tarzı mimarisi ile turistlerin gözde mekânı haline gelmiş.
Glasgow geçidi, katedrali, kabristanı, büyük anıt ve binalar, bir de George Meydanı’ndaki şehir meclisi, Glasgow’u simgeleyen mükemmel yapı örnekleri. Bununla birlikte, tam bir mimari ve kültür sentezi olan Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müze, Victoria tarzıyla kent simgesi olup, Avrupalı sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor.
Glasgow şehri sizlere müzenin ön tarafında, Burrell Koleksiyonu, Modern Sanat Galerisi, Hunterian Müzesi ve Sanat Sergisi gibi birçok ziyaret edilecek mekan sunuyor. Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu mekânları gezip dolaştıktan sonra, etraftaki parklardan birinde dinlenip, biraz alışveriş yapıp, bir şeyler içerseniz, kasvetli havalarda bile eğleneceğinizi garanti ederiz. Her zaman olduğu gibi Glasgow, Edinburgh ile karşılaştırıldığında, estetik açıdan muhtemelen daha yetersiz gözükecek. Ancak, biraz cesur olup, kaliteli bir alışveriş yapmayı ve partilere gitmeyi isterseniz, Glasgow muhtemelen sizin için en iyi seçim olacak.