Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen Glokom tedavi edilmediği takdirde körlüğe yol açabilecek kadar sinsi ilerleyen bir hastalık olarak biliniyor. Yapılan araştırmalar Türkiye'de yaklaşık 2 milyon kişinin göz tansiyonu riski taşıdığını ortaya koyuyor. İşin en çarpıcı yanı ise bu 2 milyon kişinin yalnızca yüzde 5'i göz tansiyonu hastası olduğunun farkında. 12 Mart Dünya Glokom Günü nedeni ile açıklama yapan Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik, glokomun önemine dikkat çekerek, "glokomdan korunmak için 40 yaşından sonra mutlaka yılda bir kez göz tansiyonunuzu ölçtürün" çağrısında bulundu.
Halk arasında göz tansiyonu adıyla da bilinen glokom, göz içi basıncının yüksek seyretmesi ve göz sinirlerinin zayıflaması sonucu, tedavi edilmezse körlüğe (görme kaybına) kadar gidebilen yaygın bir göz hastalığı. Glokom hastalığının halk arasında fazla bilinmediğini hatta glokom hastalarının bile kendi hastalıkları, tedavisi ve olası riskleri konusunda yeterince bilgiye sahip olmadığını dile getiren Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik, "Glokomda önleyici bakım ve düzenli tedavinin körlüğe yol açan komplikasyonları önleyebileceği göz önüne alınırsa, toplumdaki bilgi ve bilinç eksikliği endişe verici. Sağlık çalışanları ve Türk Oftalmoloji Derneği olarak vatandaşlarımızı eğitmek için önümüzde büyük bir görev duruyor" dedi.
GLOKOM SİNSİ İLERLİYOR
Glokom sinsi şekilde seyretmesiyle ve hemen hemen hiçbir belirti vermeden çevreden merkeze doğru bir görme kaybı yaratabiliyor. Bazı hastalarda baş ağrısı, gözde ışık haleleri ve bazı bölgeleri görememe gibi şikâyetlerle kendini gösterebilen glokom, bazı hastalarda da belirgin görme kaybı olana kadar kendini saklayabiliyor.
Glokomun bilinen bir nedeni olmadığını ve ancak göz tansiyonu ölçümüyle tespit edilebildiğini de belirten Prof. Dr. Tamçelik şunları söyledi; "Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığından erken tanı çok önemlidir. Glokom yıllar içinde yavaş yavaş ilerleyen sinsi bir hastalıktır. Bu yüzden çoğu kişi ancak iş işten geçtikten sonra hastalığın farkına varıyor. Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de saptanamayan ve risk altında çok sayıda glokom hastası olduğunu düşünüyoruz. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu gibi hastalık Türk toplumu tarafından yeterince bilinmiyor. Hastalar bir şeyler hissetmeye başladıklarında ise tedavi için çoğu zaman geç kalınmış oluyor. Göz tansiyonunun kötü sonuçları ancak erken tanı ve doğru ve düzenli tedavi ile engellenebilir. 40 yaşından sonra herkesin yılda bir kez gözlerini glokom açısından muayene ettirmesini öneriyoruz."
ERKEN TANI VE TEDAVİ GLOKOMU KONTROLDE TUTUYOR
Prof. Dr. Tamçelik, göz tansiyonu normalden yüksek olan kişilerin, ailesinde ve yakın akrabalarında glokom hastalığı bulunanların, yüksek miyop veya hipermetrop kusuru olanların, göz yaralanması geçirenlerin, kortizonlu ilaç kullananların, şeker ve migren hastalarının glokom riski altında olduğuna dikkat çekti.
Glokomun neden olduğu hasarın geri dönüşünün olmadığını, ancak düzenli tedavi ile göz tansiyonunun kontrol altında tutulabileceğini de hatırlatan Prof. Dr. Tamçelik, "Glokom tedavisinde göz içi basıncının düşürülmesi ‘olmazsa olmaz' kabul edilir. Ancak son yapılan çalışmalar, glokom tedavisinde sadece göz içi basıncını düşürmenin yeterli olmadığını ve göze giden kan damarlarının da beslenmesinin şart olduğunu ortaya çıkardı. Şanslıyız ki günümüzde aynı anda hem güçlü bir şekilde göz tansiyonunu düşüren hem de göze giden kan akımını artırarak gözün beslenmesini sağlayan ilaçlar var" dedi.