Vücuttaki glutatyon seviyeleri, yetersiz beslenme, çevresel toksinler ve stres dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından azaltılabilir. Seviyeleri de yaşla birlikte düşer.
Vücut tarafından doğal olarak üretilmesine ek olarak, glutatyon damar içi ve ağız yoluyla da verilebilir. Fakat, glutatyonun kapsül ve sıvı formda bir oral takviye olarak oral yoldan alınması, intravenöz (damar içi) uygulama kadar etkili ve güvenilir bir kaynak olmayabilir. Bu yüzden Glutatyon’ un damar içi yolla alınması önerilir.
Bilimsel kaynaklara bakarsak, Glutatyon’ un bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dair bir çok kaynak bulabiliriz. Covid’ in hayatımıza girmesinden sonra, Glutatyon ve Covid ile ilgili de bilimsel çalışmaların sonuçları yeni yeni gelmeye başlamıştır.
Çalışmalarda, özellikle Covid ile oluşan zatürre ve sonrasında oluşan sitokin fırtınasının etkileri incelenmiş ve Glutatyon’ un etkinlik çalışmaları yapılmıştır.
Bu çalışmalara şöyle bir bakacak olursak;
Klinik bir makalede, glutatyon ile takviye vücutta glutatyon depolarını ve bağışıklık fonksiyonunun belirteçlerini yükselttiği gösterilmiştir. Aynı çalışmada, yoğun bakımda yatan Covid ile infekte hastalarda vitamin D seviyelerinin düşük olduğu gösterilmiştir. Dışarıdan glutatyon verilmesi ile D vitamini seviyelerinin arttığı gösterilmiştir.
Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun bunlarla savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Çok yüksek seviyelerde oksidatif stres, birçok hastalığın habercisi olabilir. Bunlara diyabet, kanser ve romatoid artrit dahildir. Glutatyon, oksidatif stresin etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olur ve bu da hastalığı azaltabilir.
Karaciğerdeki hücre ölümü, glutatyon dahil antioksidanların eksikliği nedeniyle şiddetlenebilir. Bu, hem alkolü kötüye kullananlarda hem de kullanmayanlarda yağlı karaciğer hastalığına yol açabilir. Glutatyonun alkolik ve alkolsüz kronik yağlı karaciğer hastalığı olan bireylerin kanındaki protein, enzim ve bilirubin seviyelerini iyileştirdiği gösterilmiştir. Bunu, biz klinikte Glutatyon tedavisi uyguladığımız hastalarımızda da saptadık.
Bir çalışma, glutatyonun, yüksek dozlarda damar içi olarak yağlı karaciğer hastalığı olan kişilere verildiğinde en etkili olduğunu bildirdi. Çalışmaya katılanlar ayrıca karaciğerdeki hücre hasarının bir belirteci olan malondialdehitte de azalma olduğunu gösterdi.
İnsanlar yaşlandıkça daha az glutatyon üretirler. Baylor Tıp Fakültesi'ndeki araştırmacılar, yaşlı bireylerde kilo yönetimi ve insülin direncinde Glutatyon’ un rolünü keşfetmek için hayvan ve insan çalışmalarının bir kombinasyonunu kullandılar. Çalışma bulguları, düşük glutatyon seviyelerinin daha az yağ yakımı ve vücutta daha yüksek yağ depolama oranları ile ilişkili olduğunu gösterdi.
Daha yaşlı kişiler, glutatyon seviyelerini artırmak için diyetlerine sistein ve glisin eklenmişti, bu da iki hafta içinde yükseldi, insülin direncini ve yağ yakımını iyileştirdi.
Parkinson hastalığı, merkezi sinir sistemini etkiler ve titreme gibi semptomlarla tanımlanır. Şu anda tedavisi yok. Daha eski bir çalışma, intravenöz glutatyonun titreme ve sertlik gibi semptomlar üzerindeki olumlu etkilerini belgelemiştir. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, bu vaka raporu, glutatyonun semptomları azaltmaya ve bu hastalığı olan kişilerde yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.
Medical Science Monitor Trusted Source'da bildirilen bir klinik çalışma da dahil olmak üzere birçok çalışma, otizmi olan çocukların beyinlerinde daha yüksek oksidatif hasar ve daha düşük glutatyon seviyeleri olduğunu gösteriyor. Bu, otizmli çocuklarda cıva gibi maddelerden kaynaklanan nörolojik hasara duyarlılığı artırdı.
Görüldüğü gibi yabancı makaleler ve bilimsel yayınlar incelendiğinde, Glutatyon’ un kullanım alanının bağışıklık sistemini artırmadan, Parkinson Hastalığına kadar bir çok alanda kullanıldığı gözlemlenmiştir. Zaman içinde, bilimsel çalışmalar arttıkça Glutatyon’ un değerinin daha çok anlaşılacağı ve daha geniş kitlelere ulaşacağını ön görüyoruz.