Göbeklitepe Girişimci Kadınlar Üretim ve İşletme Kooperatifi / Emine Çakmak ÜKY Kadın Kooperatifleri 3.’sü / Medya İletişim Paketi Soruları

Kooperatifinizi kurma fikri nasıl oluştu? Ne zaman ve nasıl kurdunuz? Kuruluş öykünüzü paylaşır mısınız?

1975 Şanlıurfa doğumluyum. Hayalim, okumak ve insanlara faydalı olmaktı. Ancak 15 yaşında akraba evliliği yaparak, okulu terk etmek durumunda kaldım. 16 yaşında kızım doğdu. Yıllar yılları kovaladı ancak eğitime dönemedim. Ama içimde bir ukde kalmıştı, hep eğitimimi sürdürmek, iyilik yapmak, insanlara yardımcı olma isteğim vardı.

Hayatımda bazı dönemleri geçirdikten sonra 5 çocuk annesi olarak, 2010 yılında sivil toplumcu anlayışıyla gönüllü çalışmalara katılmaya başladım. Süreç içinde 2016 yılında Şanlıurfa Aile Bütünlüğü Eğitim Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’ni kurdum. Avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, aile danışmanı, kanaat önderi, ilahiyatçı ve eğitimcilerden oluşan gönüllü bir ekiple toplumun dezavantajlı kesimlerine yöneldik. Bir psiko destek merkezi gibi çalıştığımızdan şiddete veya tacize uğramış, boşanmış, yetim ya da madde kullanımı nedeniyle sıkıntı yaşayan kadınların yoğun başvurusuyla karşılaştık. Bu kadınları topluma kazandırmak için mücadelelere başladık.

Öncelikle ahşap oymacılık sanatı ile 25 kadın kursiyeri usta öğretici yaparak ağırladık. Merkezimizde bu faaliyet halen devam ediyor. Fakat daha geniş çareler aradık. 2019 yılında bir kooperatifi incelemek amacıyla Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın bir projesine STK olarak katılım sağladık. Ankara Nallıhan’daki incelemeden sonra ‘neden biz de böyle bir kooperatif kurmuyoruz’ dedik. Sonuç itibarıyla 2020 yılının Eylül ayında Göbeklitepe adıyla Şanlıurfa’da kooperatifimizi kurduk. Kooperatifimizi, tamamen dezavantajlı kadınlara odaklanacak şekilde oluşturduk.

Faaliyete başladığınızda finansa erişimde sıkıntı yaşadınız mı? Nasıl desteklerden faydalandınız?

Kooperatifimiz kelimenin tam anlamıyla sıfır sermaye ile kuruldu. Masraflarımızı üyelerimizin özverili çalışmalarıyla karşıladık. Kimi üyemiz terzilik yaparak, kimisi çocuk bakarak, temizlik yaparak, kimi evde kurutmalık, yufka ekmek hazırlayarak, kimisi tarlada çalışarak kooperatifimizin masraflarını çıkardık.

İlk etapta Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışma yaptık. Ayakkabı sektöründeki eksiklikleri fark ettik. Bunun için valiliğin desteğiyle ve Şanlıurfa Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Yönetim Kurulu Kararı ile bir yıl ücretsiz olmak üzere 10 yıl için 345 metrekarelik bir alan kiralandı.

Projemizle Ticaret Bakanlığı’na başvurduk. Makine ekipmanımızın tutarı 138 bin TL iken, yüzde 75 hibe desteği ile 98 bin TL’ye almaya hak kazandık. Ne yazık ki, dövizin yükselmesiyle bu fark arttı. 138 bin TL olan makineler 305 bin TL oldu. Bunu da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilk STK toplantısında dile getirdik. Bir süre sonra Halkbank’ın kadın kooperatiflerine yönelik kredi desteğine başvurduk. 100 bin TL ham madde, 50 bin TL makine için destek aldık. Bu arada UNDP’nin Türkiye’de 40 kadın kooperatifini güçlendirme projesinde bizi de desteklediler.
Rabbimin her zaman doğrunun, mazlumun yanında olduğunu, duyan gören bilen olduğunu düşünüyorum.

Urfa Valisi’nin ve Halkbank’ın destekleriyle yürüyerek hedefimize vardık. Ama sadece proje ve hibelere başvurduk.

Hangi ürünleri üretiyorsunuz? Ürünlerinizi ulaştırmak istediğiniz hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

Kooperatif olarak ahşap tasarım atölyelerinde ahşap ürünler üretiyoruz. Gerek kişisel siparişler alarak kişiye özel tasarımlar, gerekse Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü’müze yaptığımız şehit ailelerine yönelik Türk bayraklı sandıklarla atölyelerimiz devam ediyor. Organize Sanayi Bölgesi’nde ise ayakkabı bağcığı imalatımız sürmektedir.

Kuruluşundan bugüne kooperatifiniz nasıl bir gelişim trendi izledi? Kaç kişiyle başladınız, şu an kaç üyeniz var?

7 ortakla kurduğumuz kooperatifimizde, şu an 11 ortakla yola devam ediyoruz.

İstihdam ve ihracata ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Bu konulardaki hedeflerinizi paylaşabilir misiniz?

İstihdamımızı ve kapasitemizi artırmak amacıyla projelerimiz var. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’nde 6 ay misafir olarak kalıp, sonra sosyal yaşantıda ayaklarının üzerinde durmaya çalışan 150 kadını vardiya sistemiyle istihdam etmeyi hedefliyoruz. Bunun yüzde 80’i Türk, yüzde 20’si mülteci kadınlardan oluşacak. Bir taraftan istihdam edilecekler, diğer taraftan psiko-sosyal destekle topluma kazandırılacaklar, hedefimiz bu. İstihdamı ne kadar genişletebilirsek, üretim de o kadar artar. Burada amacımız kendi markamızı da oluşturmak.

Diğer kooperatiflere göre sizi farklı kılan yönleriniz nelerdir?

Mezopotamya’nın savaşçı Amazon kadınlarına benzetiyoruz kendimizi. Sloganımız ‘Mezopotamya'nın İlham Veren Üretken Kadınları’. Logomuzda barışın ve bereketin simgelerini kullandık, kadınlar merhametiyle barışı, üretkenliğiyle bereketi simgeler dedik.

Biz, sıfırdan başlayarak, adım adım zorluklarla mücadele etmeye çalışan; azimli, cesaretli, üretken kadınlara maddi-manevi destek vermek üzere yola çıktık. Yüzde 100 kadınlardan oluşuyoruz ve yüzde 100 dezavantajlı kadın gruplarına fayda sağlıyoruz.

Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü’müz ve Valilik’le yapacağımız protokolle ilk defa 18 yaşında çocuk evlerinden ayrılan genç kızları ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde bulunan kadınları böyle bir projede istihdam etmeyi amaçlıyoruz.

Farkımız mazlumun, masumun, fakirin yanında olmak ve sosyal yardımlarla değil, emek verip karşılığında ayaklarının üstünde duran kadınların oluşmasını sağlamaktır. Biz balık istemiyoruz, oltayı alarak emek verip balığımızı kendimiz tutmak istiyoruz. Kadınlarımıza öz güven verip, kendilerine girişimci olarak üretken olmaları yönünde destek veriyoruz.

Bizde her bir kadının farklı bir hikayesi var.
Hatice, lise öğrencisi iki kızına tek başına bakmak zorunda;
Lütfiye, biri tıp, biri psikoloji, biri üniversite hazırlık okuyan üç çocuğuna tek başına bakmak zorunda;
Heyecan arkadaşımızın annesi babası yok, bir kız kardeşine bakmak zorunda,
Ruken, okuyan kız kardeşine bakmak zorunda;
Naime, oğlunun eğitimine destek vermek zorunda;
Fatma, 26 yaşında eşinin vefatından sonra üç çocuğuna bakmak zorunda…
Bizim ve arkadaşlarımızın hikayeleri, hep zoru başarmakla geçiyor. Biz o zoru başarıyoruz, başarmaya da devam edeceğiz.

Bugüne kadar Halkbank’ın farklı finansal desteklerinden faydalandınız mı?

Bugüne kadar 100 bin TL ham madde, 50 bin TL de makine ekipmanı için Halkbank’ın kredilerinden faydalandık.

Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması’ndan kazandığınız ödüllerin kooperatifinize nasıl bir katkısı olacak?

Kazandığımız ödül bize can suyu oldu, hem maddi hem manevi bir destek sağladı. Türkiye genelinde, ‘Şanlıurfalı kadınlar olarak sahada aktif rol alıyoruz’ diye sesimizi duyurduk.

Gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Hedefimiz, kapasitemizi artırmak ve işletmemizi büyüterek çok kadına ulaşıp başta Avrupa olmak üzere dış pazarlara açılarak markamızı oluşturmak. Bunun içinde daha fazla makine ve iş gücüne ihtiyacımız var. Üreterek toplumda 'biz başardık' demek istiyoruz. Başarı hikayemizde Halkbank’la yol arkadaşlığı yapmak istiyoruz. Hayallerimizin gerçek olması için çabalamayı sürdüreceğiz ve sevgiyle üretmeye devam edeceğiz. Bu yolda ilerlerken kalite ve müşteri memnuniyeti, bizi hedefe bağlayacak manevi güç olacaktır.

Anahtar Kelimeler: