ANKARA (İHA) - Diyarbakır Göç Der, Van Göç Der, Akdeniz Göç Der, İstanbul Göç Der, Ege Göç Der, Adana Göç Der, ve Bakman Göç Der'den oluşan Göç Platformu temsilcileri İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'dan istedikleri randevu talebinin gerçekleşmemesi üzerine bakanlık önünde bir basın açıklaması yaptı.
Grup adına açıklama yapan Van Göç Der Başkanı Caroline Camgöz, Türkiye'de yaşandığını iddia ettikleri zorunlu göç sorununu İçişleri Bakanlığı'na iletmek istediklerini ancak, randevu alamadıklarını söyledi. 1990'lı yıllardan itibaren başladığını savundukları zorunlu göçün, Doğu ve Güneydoğu'daki çatışmaların ardından birçok köy, mezra ve mahallenin boşaltılması ile gerçekleştiğini ifade eden Camgöz, "Göçe zorlanan bu yurttaşlarımıza herhangi bir adres gösterilmedi, zorunlu olarak yerlerinden göçertilen bu insanlara hiçbir şekilde insani yardımda bulunulmadığı gibi, varolan hukuk kurallarının tümü neredeyse ayaklar altına alınarak bu göçertme yaşatıldı" dedi.
Zorunlu göçle ilgili devletin birçok proje başlatıldığını ancak, hiçbir projenin zorunlu göçün ortaya çıkardığı trajik sonuçları ortadan kaldırmadığını ve hazırlanan projelerin reel sorunlardan uzak olduğunu ifade den Camgöz, "Hiçbir proje göçzedenin talepleri dikkate alınmadan çözüm gücü olamaz. Bu husus aşikarken, devletin bu sorunun toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yönünü görmezden gelerek projeler hazırlanması açık bir samimiyetsizlik örneğidir" diye konuştu.
2004 yılında çıkartılan 'Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması' yasasının tüm eleştirilere rağmen çıkartıldığını kaydeden Camgöz, yasa ile ilgili son
başvuruların 27 Temmuz'da son bulduğunu ancak, birçok insanın hala yasadan haberdar olmadığını söyledi.
"Kürt sorunu" ve zorunlu göçün ortaya çıkarmış olduğu toplumsal ve siyasal sorunlarını çözümünün, toplumsal ve siyasal iç barıştan geçtiğini ifade eden Camgöz, son dönemdeki askeri operasyonların Türkiye'de yaşayan bütün halkları endişelendirdiğini söyledi. Camgöz, "Savaş ve çatışma bu coğrafyada çözümün önünde büyük bir engeldir. Bu noktada bir grup aydının yaptığı barış çağrısı değerlendirilmeli ve silahlar derhal susmalıdır" şeklinde konuştu.