Geniş kapsamlı rapor, 9 ilde zorunlu göç mağduru 12 bin 44 kişi ile görüşülerek hazırlandı.
Akdeniz Göç-Der öncülüğünde ve Göç Platformu tarafından, 1990’lı yıllarda 3 bin 438 köyün yakılarak göçe maruz kalan 3 milyonu aşkın yurttaşın, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan uğradığı hak ihlallerini tespit etmek amacıyla akademisyenlerce hazırlanan, geniş bir kapsam ve içeriğe sahip ‘Göç Raporu’ açıklandı.
Mersin, Adana, İstanbul, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Van, Hakkâri’de, 15 aylık bir sürede ve göç mağduru bin 541 ailede 12 bin 44 kişi ile yüz yüze görüşülerek ortaya çıkan, ‘Ülke İçinde Yerinden Edilen Kişiler (IDP: Internally Displaced Persons) İçin Sosyal Adalet Projesi ve Zorla Yerinden Edilenler İçin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Araştırma Raporu’, basın toplantısı ve ardından panel aracılığıyla ilk kez Mersin’de kamuoyu ile paylaşıldı.
Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen panele, projenin iştirakçilerinden olan Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, Göç Platformu Proje Koordinatörü ve Akdeniz Göç-Der Başkanı Selahattin Güvenç, Araştırmacı-Sosyolog Mehmet Barut, zorunlu göçün mağduru kimi aileler, gazeteci, sanatçı, aydın, yazar ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Kitaplaştırılan araştırmanın raporu katılımcılara dağıtılırken, salona asılan, “Dixwazim Vegerim Gundê Xwe-Köyüme Dönmek İstiyorum”, “Devlet Geçmişle Yüzleşsin, Zorunlu Göç Mağdurlarından Özür Dilesin” yazılı pankartlar dikkat çekti.
15 yıldır süren dramdan 6 dakikalık kesit her şeyi anlattı Panel, 1995’li yıllarda, Şırnak’ın Besta Köyü’nde, köyleri yakıldığı için göç etmek zorunda kalan ve Adana’nın Karataş ilçesine bağlı Tuzla Beldesi’nde kurdukları çadırlarda yaşam mücadelesi veren göç mağduru Kürtlerin dramından kesitlerin yansıtıldığı sinevizyon gösterimi ile başladı. Gösterimin ardından, Çadır Köyde yaşayan yurttaşların yaşam, barınma, sağlık, hijyen ve eğitim koşullarının ağırlığına dikkat çeken Göç Platformu Proje Koordinatörü Selahattin Güvenç, “Yurtlarından zorla göç ettirilen 3 bin insan, 15 yıldır Tuzla’da, Çadır Köy’e dönen bu bölgede yaşıyor. Ve aradan geçen bunca süreye rağmen halen vatandaşlığa kabul edilmediler. İkametgâhları yoktur, hatta büyük bir bölümünün seçme-seçilme hakkı dahi yoktur” dedi.
Rapor, göç mağduru milyonların mağduriyetinin belgesidir Güvenç, Mersin, Diyarbakır, İstanbul, Van ve Batman’da faaliyet yürüten göç derneklerinin 2009 yılında bir araya gelerek ‘Göç Platformu’nu oluşturduğunu, platformun 15-20 Haziran tarihlerini, ‘Göçle Mücadele Haftası’ olarak ilan ettiğini belirtti. Türkiye’de göçe maruz kalmış insanların uğradıkları ihlallerini ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanan raporun önemine dikkat çeken Güvenç, “Bu rapor, zorla yerinden edilen milyonlarca hak sahibi insanın mağduriyetinin belgesi niteliğindedir. Türkiye, geçmişiyle mutlaka yüzleşmelidir. Bunu yaparken de göç mağdurlarından mutlaka özür dilemeli, binlerce kaybın, faili meçhulün maddi manevi zararını tazmin etmelidir. Göç mağdurlarına ilişkin olarak bugüne kadar çıkarılan yasalar, ‘vaziyeti kurtarma’ yasalarıydı, ciddi sonuçları da olmadı. Daha çok yurttaşların AİHM’e başvurusunu önlemek için çıkarılmış yasalardı. Ancak yeni anayasa süreciyle birlikte Kürt Sorunu da çözülecekse başlangıç noktası, zorunlu göç mağdurlarının geriye dönüşleri, maddi-manevi zararlarının karşılanması olmalıdır” diye konuştu.
Proje ve rapor, Kürt kurumlarının öz gücüyle ortaya çıktı Güvenç, projenin, bilimsel temelde çok önemli sonuçlar ortaya çıkardığını da belirterek şöyle konuştu: “Çok önemli veriler içeren raporumuzun hem Türkiye, hem de uluslar arası alanda çok önemli sonuçlara yol açacağını düşünüyoruz. Bu proje, bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en geniş kapsamlı göç araştırmasıdır. Çalışmanın bir diğer özelliği de ilk defa Kürt kurumlarının kendi öz gücüyle ortaya çıkardıkları bir rapor olmasıdır. Bu araştırmanın, Kürt Sorunu’nun çözümünde önemli bir başvuru kaynağı olacağını da düşünüyoruz. Bu rapor ciddi travmalar yaşamış milyonlarca Kürt’ün, yaşadığı hak kayıplarının, deyim yerindeyse, Kürt halkının mağduriyetinin bir belgesidir. 12 Haziran seçimlerinden sonra oluşan güçlü siyasi iradenin, konuyu Meclis’te gündemleştirmesini umuyor, raporumuzun, yeni anayasa tartışmalarında bir nebze de olsa katkı sunacağına inanıyoruz.”
Türkiye’de, bugüne dek yapılmış en kapsamlı göç araştırması Panelistlerden Araştırmacı-Sosyolog Mehmet Barut da projeyi, ortaya çıkan bilimsel veri ve sonuçları özetleyen bir sunum yaptı. Araştırmanın, Türkiye’de bugüne dek yapılmış en geniş kapsamlı göç araştırması olduğunun altını çizen Barut, araştırmanın sonuçlarının da Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (CEDAW) ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre ele alındığını ifade etti. Mehmet Barut, raporun 6 ana bölümden oluştuğunu belirterek şöyle konuştu:
“Raporumuzda, göç kavramının sosyolojik analizi ve Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne dek meydana gelen göçler, bu göçlerin yarattığı sonuçlar üzerinde duruldu. Göçün nedenleri, sonuçları ve mağdurlarını içeren araştırma verilerinin, alan ve hane halkı açısından analizleri yapıldı. Göç haritası, göçün boyutları, göç edenlerin demografik, sosyal, ekonomik özellikleri çözümlendi. Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşmeler esas alınarak, göç mağdurlarının hak kayıplarının neler olduğu, sorunun çözüm yolları ortaya konuldu.”
Sosyolog Barut, araştırmanın 5’inci bölümünde, yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan yurttaşlarla ilgili olarak çıkarılan 5233 Sayılı Yasanın çözümlemesinin yapıldığını, 6’ıncı ve son bölümün ise sonuç ve değerlendirmeleri içerdiğini belirtti. Barut, “Bulgular özetlenerek sunulmuş, zorla yerinden edilmenin ortaya çıkardığı sorunların çözüm önerileri, uygulanabilirlik dereceleri ve Türkiye’nin demokratikleşmesine çoğulcu, insancıl ve barışçıl bir anlayışla yeniden yapılanmasına yapacağı katkı çerçevesinde tartışmaya açılmıştır. Kürt Sorunu’nun çözümü için geliştirilecek politika, göç mağdurlarının uğradığı kayıplarının telafisinden başlamalıdır.” dedi. Panel, katılımcıların konuyla ilgili fikirlerini açıklaması, tartışmalar ve soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz