Göçerlerin Munzur ve Mercan dağlarındaki zorlu yayla yaşamı

Doğal güzellikleriyle göz kamaştıran Tunceli'nin Ovacık ilçesindeki 3 bin rakımlı yaylalarda 4 ay kalan göçerler, sosyal hayatın imkanlarından uzakta doğayla iç içe bir yaşam sürerek tüm zorluklara göğüs geriyor - Soğuk ve yağmurlu havalara karşın koyunlarını besleyebilmek için yoğun mesai harcayan göçerler, koyun sürülerini genellikle gece saatlerinde meralarda otlatıp gündüzleri de sağım ve kırkım işlemlerini gerçekleştiriyor

TUNCELİ (AA) - SİDAR CAN EREN - Tunceli'nin Ovacık ilçesinde serin havası, soğuk su kaynakları ve verimli otlaklarıyla öne çıkan Munzur ve Mercan dağlarındaki yaylalar, havaların ısınmasıyla çevre il ve ilçelerden göçerleri misafir ediyor.

Sahip olduğu mera ve yaylalarıyla küçükbaş hayvancılığın yaygın yapıldığı yerlerden biri olan Ovacık ilçesi, her yıl çok sayıda göçer aileye ve onlara ait binlerce küçükbaş hayvana ev sahipliği yapıyor.

Yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için Çemişgezek, Mazgirt, Pülümür ve Hozat ilçelerinden Ovacık'a gelen göçerler, karların eridiği ve otlakların büyüdüğü Munzur ve Mercan dağlarındaki Işıkvuran, Yalmanlar, Gölbaşı, Arpaçukuru, Eğripınar, Havaçor, Ganigasik ve Fikirik yaylalarında çadırlarını kurarak konaklıyor.

Reklam
Reklam

Doğal güzellikleriyle göz kamaştıran 3 bin rakımlı yaylalarda 4 ay kalan göçerler, sosyal hayatın imkanlarından uzakta doğayla iç içe bir yaşam sürerek tüm zorluklara göğüs geriyor.

- Erkekler koyun güdüyor, kadınlar da peynir üretiyor

Soğuk ve yağmurlu havalara karşın koyunlarını besleyebilmek için yoğun mesai harcayan göçerler, koyun sürülerini genellikle gece saatlerinde meralarda otlatıp gündüzleri de sağım ve kırkım işlemlerini gerçekleştiriyor.

Et ve süt ürünleri üreterek ülke ekonomisine katkıda bulunan "Şavak" aşiretine mensup göçerlerin erkekleri gece gündüz koyunları güderken, kadınları da günde iki kez sağımını yaptıkları koyunların sütüyle peynir yapıyor.

Güne erken başlayan kadınlar, günlük işlerinin yanı sıra kaldıkları çadırları temizleyerek, ekmek pişiriyor, bulaşık yıkıyor ya da ayran yayıyor.

Göçer ailelerin çocukları da genellikle kendi aralarında oyunlar oynayıp ya da yayladaki eşeklere binerek eğlenceli zaman geçiriyor.

Zorlu yayla yollarında ulaşımı bazı yerlerde araçlarla bazı yerlerde de at, eşek ve katırlarla sağlayan göçerler, boz ayı, kurt ve çakal gibi yabani hayvanlardan sürüleri korumak için de geceleri el fenerleri ve kangal köpekleri eşliğinde nöbet tutuyor.

Reklam
Reklam

- Yaşamlarını çadırlarda sürdürüyorlar

Göçerlerden Güllü Koçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri hayvancılıkla uğraştığını söyledi.

Yayla yaşamının zor olduğunu ifade eden Koçoğlu, "Bu sene Çemişgezek'ten Ovacık'a ilk defa geldik. Şu an biz Mercan Dağları eteğindeki Arpaçukuru Yaylası'nda bulunuyoruz. Burada 10 aile ve onlara ait yüzlerce koyun ve kuzu sürüleri var. Biz göçerler genellikle hayvanlarımızı köylerimizden kamyonlara yükleyerek yaylalara geliyoruz ve çadırlarda yaşamımız sürdürüyoruz." dedi.

Koçoğlu, yaylada yağmur yağdığı zaman işlerinin zorlaştığını belirterek, "Biz kadınlar genellikle ev işleri ya da koyun sağımıyla ilgileniyoruz. Koyunlardan elde ettiğimiz sütü süzüp peynir üretiyoruz. O peyniri de tüccarlara satıyoruz. Koyunları akşamları çobanlar otlatıyor. Onlar da ayı ve kurtlara karşı nöbet tutuyor." ifadelerini kullandı.

Ailesiyle yaylaya çıkan Davud Kaçan da her yıl mayıs ile ekim ayları arasında yaylalarda zorlu bir yaşam sürdüklerini dile getirerek, "Kendimi bildim bileli bu hayvanların içindeyim. Yaylada günün ilk ışıklarıyla uyanıyoruz. Koyunları otlatıyoruz, sağıyoruz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: