Mersin Barosu avukatlarından Hibe Gökalp, her mültecinin güvenli sığınma hakkında sahip olduğunu belirterek, "Mültecilerin insani yaşama koşullarının oluşturulması ve mültecilerin her türlü hak ihlali, emek sömürüsü istismara karşı korunması gerekmektedir" dedi.
Gökalp, ’20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’ dolayısıyla mülteci haklarına ilişkin önemli bilgiler verdi. Dünyada birçok kişinin, büyüdüğü yeri terk etme deneyimini yaşadığını belirtene Gökalp, "Belki yakındaki bir başka köye veya kente taşınıyorlar. Bazıları ise ülkesinden ayrılmak zorunda kalıyor. Bazen kısa süreliğine, bazen de ömür boyu" diye konuştu.
Dünyanın çeşitli yerlerinde insanların hayatlarını başka bir ülkede yeniden kurmaya çalışmasının birçok nedeni olduğunu söyleyen Gökalp, "Bazıları iş bulmak veya eğitim görmek için ülkesinden ayrılıyor, bazıları ise zulümden veya işkence gibi insan hakları ihlallerinden kaçmaya zorlanıyor. Milyonlarca kişi, silahlı çatışmalardan veya şiddetten kaçıyor. Artık kendilerini güvende hissetmeyen kişiler, örneğin etnik aidiyetleri, dini inançları, cinsiyet kimlikleri veya siyasi düşünceleri gibi kimliklerini veya inançlarını belirleyen ögeler nedeniyle hedef alınabiliyor. Topluluklarımız, iş arkadaşlarımız, akrabalarımız veya arkadaşlarımız gibi birçoğumuzun kanıksadığı destek ağlarını kaybeden bazı kişiler, bu nedenle kendini yalnız ve tecrit edilmiş hissediyor. Her mülteci güvenli sığınma hakkına sahiptir. Fakat uluslararası koruma fiziksel güvenlikten fazlasını içerir. Mültecilere en azından ülkede yasal olarak ikamet eden diğer yabancılara sağlananlarla eşit haklar ve yardım, her bireyin sahip olması gereken temel ihtiyaçlar dahil olmak üzere verilmelidir. Böylece, mülteciler düşünce ve dolaşım özgürlüğü, işkenceye ve onur kırıcı muameleye tabi olmama gibi temel medeni haklardan yararlanırlar. Benzer biçimde, sosyal ve ekonomik haklar diğer bireylere olduğu gibi mültecilere de tanınır. Her mülteci sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Her yetişkin mülteci çalışma hakkına sahip olmalıdır. Hiçbir mülteci çocuk okula gitmekten alıkonulmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre, 2019 yılı itibariyle dünya genelinde zorla yerinden edilen insan sayısının 79.5 milyona ulaştığını vurgulayan Gökalp, "Yerinden edilenlerin 26 milyonu sadece yaşadığı evi, dostlarını, akrabalarını değil, ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bugün itibariyle dünyada en çok mültecinin yaşadığı ülke olan Türkiye’de, yeni bir hayata tutunmaya çalışan kayıtlı yaklaşık 4 milyon mülteci, ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlardan oluşuyor. 3.6 milyonu aşkını Suriye’den, 330 biniyse diğer ülkelerden gelen mültecilerin yüzde 70’ten fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor" şeklinde konuştu.
"Türkiye büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya kaldı"
2011 yılında Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte Türkiye’nin büyük bir göç dalgasıyla karşılaştığını kaydeden Gökalp, şöyle devam etti; "Türkiye’de 2019 Nisan ayı itibariyle 3.6 milyon Suriyeli, 170 bin Afgan, 142 bin Irak, 39 bin İran, 5 bin 700 Somali ve 11 bin 700 ise diğer tabiyetlerden olmak üzere 4 milyon mülteci/sığınmacı bulunmaktadır. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 2019 verilerine göre Türkiye’de bulunan 3 milyon 613 bin Suriyeli’den 109 bin 262’si geçici barınma merkezlerinde, 3 milyon 504 bin 382’sini geçici barınma merkezlerinin dışında kalanlar oluşturmaktadır. Mülteci çocukların sayısı 1 milyon 670 bin 700, kadınların sayısı 858 bin 560, erkeklerin sayısı ise bir milyon 84 bin 384’tür. Nisan 2019 itibari ile yalnızca 6 bin 820 mülteci üçüncü bir ülkeye yerleştirilmiştir. 2018-2019 yılında Türkiye karasularında yüzlerce mülteci ya yaşamını yitirmiş ya da kaybolmuştur."
Düzensiz göç edenlerin, bulundukları yerlerden gerek kara yoluyla gerekse deniz yoluyla başka bir ülkeye geçerken insan kaçakçılarının eline düştüğüne de dikkat çeken Gökalp, büyük paralar ile can güvenliği olmayan yollarla geçiş yapmak zorunda kaldıklarından, bir kısmının bu nedenle yaşamından olduğunu söyledi.
Mültecilerin haklarına sahip çıkılması gerektiğini belirten Gökalp, "Mültecilerin insani yaşama koşullarının oluşturulması ve mültecilerin her türlü hak ihlali, emek sömürüsü istismara karşı korunması gerekmektedir. Geri gönderme merkezleri ve geçici barınma merkezleri olan kamplarda gerekli insani koşullar oluşturulmalıdır. Eğitim hakkı, anadil hakkı da dahil olmak üzere düzenlenmeli, okul çağındaki çocukların eğitimlerini alması sağlanmalıdır. Sağlığa erişimin önündeki her türlü engel ortadan kaldırılmalıdır. Çalışma hakları sağlanmalı, güvencesiz ve güvenliksiz çalışmaya zorlanmalarına karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Eşit iş ve eşit ücret politikası uygulanmalıdır. Her türlü toplumda meydana gelen ırkçı ve nefret söyleminin önüne geçilerek doğru bilgilendirme yapılmalıdır. Ayrıca mültecilerin geri gönderilme tehditlerine maruz bırakılmalarının önüne geçilmeli, geri gönderilme uygulamalarına son verilmelidir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz