Göktaşı çarpması ile oluşan, dünyadaki en büyük çukurlar

Bilim dünyasının kıyameti, hangi gezegene nasıl taşınacağımızı konuştuğu bugünlerde...

Rick T Cartman / Mynet Haber

Birkaç haftadır insanoğlunun üzerinde yaşayabileceği gezegenler konusunda peşpeşe gelişmeler yaşanıyor...

Önce 2011’den bu yana 2000’in üzerinde yeni gezegen keşfedildiği duyuruldu. Hemen ardından NASA bir açıklama daha yaptı; "Bunların 100 tanesinin yerçekimi ve atmosfer benzerliği bakımından insanoğlunun yaşayabileceği yerler olduğu kanaatindeyiz."

Bu esnada bilim adamları da post-apokaliptik dönemde insan ırkının nasıl hayatta kalacağına dair teorilerine devam ettiler. Örneğin Columbia Üniversitesi astrofizikçileri, bundan yüzlerce milyon yıl sonra, hali hazırda artmış olan güneş enerjisini kullanarak ırkı başka gezegenlere taşıyacak uzay gemilerinin icat edileceğini iddia ettiler.

Reklam
Reklam

Tabii bu iddia, dünyanın sonunun 500 milyon yıl sonra geleceği kabulüne dayanıyordu.

Bu teori, tamamiyle güneşin ısısının artması ile gelecek bir kıyamete dayalıydı. İnsan eliyle gelecek bir nükleer kıyamet veya davetsiz misafir bir göktaşı tahmin dışıydı.

İnsan eliyle gelecek nükleer kıyamet, dünya atmosferinin yırtılıp açılması gibi konular elbette dünya hükümetlerinin bileceği iş. Oy vererek, sivil toplum örgütlerinde çalışarak müdahale etmeye çalışıyoruz ama; günümüz düzeninde pek de söz sahibi olduğumuz söylenemez.

Bizi boşverin, dünya hükümetlerinin dahi dahil olamadığı bir nokta daha var: Davetsiz misafirler, göktaşları.

Geliyorlar, vuruyorlar, bozuyorlar.

Armageddon filmini izleyenler gözlerini bir dakika olsun Liv Tyler & Ben Affleck çiftinden alıp Bruce Willis’e çevirebildilerse bilirler: dünyaya devasa bir göktaşı yaklaşıyordur, tek çare o göktaşına bir uzay mekiği indirmek, göktaşının çekirdeğine 100 küsur metre yakınlarda bir noktaya atom bombası yerleştirerek göktaşını imha etmekti...

Reklam
Reklam

Elbette dünyaya devasa bir göktaşının çarpma ihtimali, uzay konusunda söz sahibi olan hükümetler ve onların uzay ajansları tarafından her zaman göz önünde bulunduruluyor; bu konuyla ilgili önlemler alınıyor. Ancak geçmişte dünyaya çarpan göktaşlarına ve bıraktıkları izlere bakacak olursak;

...kısaca söyleyebiliriz ki; çaktırmadan gelen devasa bir göktaşından kurtulma şansımız yok. En azından bugünkü teknolojimizle.

Geçmiş derken, milyonlarca yıl öncesinden bahsediyoruz elbette. Ama, kim bilir hangi türleri dünya üzerinden silen bu göktaşlarının yarattığı çukurlar, halâ onulamayan yaralar gibi dünya üzerindeler.

Reklam
Reklam

Chesapeak Körfezi Krateri

Washington DC’ye 201 kilometre uzaklıkta, Kuzey Amerika’nın Atlantik okyanusu kıyısında yer alan bu saklı krater, 1980 yılında keşfedildi. 35 milyon yıl önce çarpan bir göktaşı ile oluştuğu ön görülen krater, yaklaşık 85 kilometre çapında!

Popigai Krateri

Sibirya’da (Rusya) yer alan bu krater, bundan yaklaşık 35.7 milyon yıl önce oluşmuş. Bilim adamları Popigai Krateri’nin içindeki trilyonlarca karat elmasın, bu göktaşı darbesinin yarattığı olağanüstü sıkışma ile ortaya çıktığını öne sürüyorlar.

Evet, trilyonlarca karat elmas.

Chicxulub Krateri

Meksika Körfezi’nde bulunan Chicxulub Krateri’nin, dinozorları yer yüzünden silen göktaşının çarptığı yer olduğu tahmin ediliyor. Hattâ Princeton Üniversitesi, krater ile ilgili araştırmalarını 2013’ten bu yana devam ettirmekte.

Meksika Körfezi’nde, Yucatan bölgesinde bulunan ve 65 milyon yıl önce oluşan krater; 300 kilometreye uzanan çapı ile dünyanın en büyüğü.

Kara Krateri

Reklam
Reklam

Rusya’nın Nenetsia kenti sınırlarında yer alan Kara Krateri’nin 70.3 milyon yıl önce iki farklı kraterin ardarda çarpması ile oluştuğu tahmin ediliyor.

Morokweng Krateri

Güney Afrika’nın kuzeybatısında, Kalahari Çölü’nün yakınında yer alan Morokweng Krateri bugün yapısını halâ gözle görebildiğimiz kraterlerden biri. 145 milyon yıl yaşında.

Manicouagan Krateri

Aynı Morokweng gibi, Kanada Quebec’te yer alan Manicouagan Krateri’ni de gözlerimizle seçebiliyoruz. Aslında bugün Manicouagan Gölü’nün bulunduğu yer olan krater, 100 kilometre çapında, 215 milyon yaşında.

Acraman Krateri

Güney Avustralya’da yer alan kraterin çapı yer yer 90 kilometreye kadar ulaşıyor. 580 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. Yani aslında Acraman Gölü, bir krater...

Sudbury Havzası Krateri

Bugün Kanada’nın Ontario eyaletinde yer alan Sudbury Havzası, aslında bir göktaşı çarpması ile oluşmuş bir doğal yapı. Üstelik tam 1.8 milyar yaşında!

Reklam
Reklam

Dünyanın bilinen en eski kraterlerinden biri olan Sudbury Krateri’nin çapı yer yer 130 kilometreye kadar ulaşıyor. Kraterin çevresi ise aynı Popigai Krateri’nde olduğu gibi, madenlerle kaplı. Tek farkı, elmas madeni olmaması...

Vredefort Krateri

Dünyanın bilinen en eski krateri olan Vredefort, tam 2 milyar yaşında!

Yaşı ve halâ gözle görülebiliyor oluşu yüzünden, 2005 yılından bu yana UNESCO’nun korumasında, dünya mirası listesinde. Güney Afrika’da yer alan Vredefort Krateri’nin çapı ortalama 190 kilometre. Bu özelliği ile de dünyanın en büyük kraterlerinden biri.

Kaynaklar: nationalgeographic.com, hawaii.edu, geology.com