İSA TOPRAK - İsrail işgali altında bulunan Golan Tepeleri'nde doğup büyüyen ve 1967'deki savaşta yurtlarını terk etmek zorunda kalan Türkmen Yörükleri, yeniden kendi topraklarına dönecekleri günün hayalini kuruyor.
Tarihe "Altı Gün Savaşları" olarak geçen 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in işgali altında bulunan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın kararıyla yeniden dünya gündemindeki yerini alan Suriye'nin güneyindeki Golan Tepeleri'ne Osmanlı Devleti tarafından yerleştirilen Türkmen Yörükleri'nden Bekir ailesi, işgal nedeniyle terk etmek zorunda kaldıkları topraklarına dönecekleri günün özlemiyle yaşıyor.
Kuneytra'ya yakın bölgede Ayn Ayşe köyünde dünyaya gelen Osman Bekir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1958 yılında doğduğu köyünden 1967'deki İsrail işgalinde ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
"Yörük oğlu Yörük'üm, Türk'üm." diyen Bekir, evlerinin tapusunun Türk tapusu olduğunu vurguladı.
Bekir, İsrail askerleri bölgeyi işgal ettiği halde on beş gün kaldıklarını, askerlerin kendilerine kalmaları yönünde teklifte bulunduğunu fakat bu teklifi köyün büyüklerinin kabul etmediğini anlatarak, "Baktılar 'Siz Türk'sünüz, siz kalın, siz bu işe karışmayın, gelin kalın siz. Üstbaşı sizin, eşiklik bizim.' dediler ama bizim büyükler kabul etmedi." dedi.
Okulları, tarlaları, bağları olan yurtlarından işgal nedeniyle çıkmak zorunda kaldıklarını dile getiren Bekir, yolda yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:
"Biz ineklerimizin üstüne yorganlarımızı, döşeklerimizi koyduk. Ekmeğimizi, yemeğimizi de eşeğin üstüne koyduk, köyden çıktık. Amcaoğlumun çocuğu vardı, anneme verdiler çocuğu arkasında iple bağlıydı. Çocuk yolda ölmüş. Sonra orada gömdük."
- "Esed tapuları toplamak için gazeteye ilan verdi"
O dönemde bölgede 12 Türkmen köyü olduğunu, Esed'in göçmenlerin elinden tapuları toplamak için 2005'te gazetede bir ilan çıktığını aktaran Bekir, "Dediler 'Golan Tepesi'nde evi olan, tapusu olan getirsin. Onlara daire vereceğiz, yer vereceğiz, onlara bakacağız.' Elimizdeki bir kısım tapuları götürdük. Biz yer de görmedik, ettiğimizden de kaldık." diye konuştu.
Osman Bekir'in ağabeyi Bayram Bekir de 1973'te asker olduğunu ve Yom Kipur Savaşı'nda İsrail'e karşı savaştığını söyledi.
Gece namaz kılarken yüzüne isabet eden bir şarapnel parçası nedeniyle yaralandığını ve bu savaşta gazi olduğunu anlatan Bekir, en büyük hayalinin doğup büyüdüğü Golan Tepesi'ndeki köyüne dönmek olduğunu vurguladı.
- "İsrail'e bel bağlanmaz"
Aynı köyde doğup büyüyen Bayram Bekir'in eşi Hayriye İbrahim de İsrail askerlerinin köye geldiklerinde 14 yaşında olduğunu ve İsraillilerin, "Siz çıkmayın, siz Türk'sünüz." dediklerini aktardı.
Buna rağmen işgalcilerin iki genci öldürdüklerini anlatan İbrahim, "İsrail 'Çıkmayın.' dedi ama iki gencimizi vurdular, ondan dedik yani 'İsrail'e bel bağlanmaz.' Ondan göçtük yani." dedi.
Geri döneceklerini düşündükleri için yanlarına sadece yatak, yorgan aldıklarını söyleyen İbrahim, "Biz kendimiz geri döneceğiz, bir haftaya, iki haftaya döneceğiz diye öyle ağır öteberilerimizi hep sakladık. Yani geri dönmek umuduyla çıktık. 'Savaşı biz kazanacağız, geri döneceğiz.' diye çıktık, dönemedik. Öteberilerimiz orada kaldı." diye konuştu.
Köyden ayrıldıklarında nişanlı olduğu eşiyle Şam'da evlendiklerini aktaran İbrahim, eşiyle çok sıkıntılar çektiklerini ama her şeyde beraber olduklarını, en büyük hayallerinin de köylerine dönmek olduğunu sözlerine ekledi.