"Görüşmelerimiz devam edecek"

ANKARA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs sorununun çözülmesi için 28 Şubat'a kadar görüşmeleri iyi niyetli bir şekilde sürdüreceklerini belirterek, "Temennimiz Rum tarafının yarım Kıbrıs'ı üye yaptıklarının farkına vararak, Türk tarafının baskıya boyun eğmeyeceğini görünce daha insaflı ve esnek davranmalarıdır" dedi.

Denktaş, bir süredir dinlendiği Camlı Köşk'ten çıkarak kameraların karşısına geçti. Denktaş, eşofman ve spor bir kazakla basın toplantısının yapılacağı Çankaya Köşkü 1 Numaralı kapısında bulunan toplantı salonuna geldi. Denktaş'ı basın toplantısında doktoru, KKTC Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç ve Mümtaz Soysal yalnız bırakmadı. Denktaş, yaklaşık bir saat süren toplantıda kendisine yöneltilen eleştirileri cevapladı ve sorunun çözümü için müzakerelere devam edeceklerinin mesajını verdi. Denktaş, konuşmasında Rum tarafını ve AB'yi de sert bir dille eleştirdi.

Reklam
Reklam

BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın taraflara verdiği 28 Şubat'a kadar olan sürede iyi niyetle görüşmeleri sürdüreceklerini belirten Denktaş, Rum tarafını insaflı ve esnek davranmaya davet etti. Denktaş, "Böylelikle yol katetmiş oluruz. Ümidimiz budur. Netice alınıp alınmayacağı tarafların iyi niyetine bağlıdır. Rum tarafı 'Biz artık üye olduk. Türkler'e muhtaç değiliz' derse bizim esas görevimiz devletimizi korumak olacaktır" şeklinde konuştu.

Denktaş, AK Parti iktidarının Kıbrıs politikasının ilk başlarda kendilerinde bazı soru işaretleri meydana getirdiğini, anca daha sonra bu tereddütlerin ortadan kalktığını belirterek, KKTC ile Türk hükümetinin sürekli görüş birliği içerisinde olacağını vurguladı. Denktaş, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin 2004 Mayıs ayında AB'ye üye olması yönünde verilen karara da sert tepki göstererek, "Kıbrıs'ta sorun, KKTC'nin egemen iki devletin biri olarak kabul edilmesi halinde çözülür. Anlaşma yolu ancak bu şeklde açılır. AB bu kararı ile yarım Kıbrıs'ı birliğe almıştır. Türk tarafı ve bugüne kadar yaptığımız mücadele yok sayılmıştır" dedi.

Reklam
Reklam

DENKTAŞ, ELEŞTİRİLERİ CEVAPLADI
Denktaş, konuşmasının başında kendisine yönelik eleştirileri cevapladı. Bu suçlamaları gönül rahatlığıyla karşıladığını belirten Denktaş, tüm kararlarında ve yaptıklarında Türkiye'nin sözü ve onayının olduğuna işaret etti. Kopenhag Zirvesi'ne katılmadığı yönündeki eleştirilere de sert tepki gösteren Denktaş, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti lideri Klerides'in Kıbrıs Cumhurbaşkanı olarak zirveye davet edildiğini, ancak kendisinin davet edilmediğini açıkladı. Klerides'in Kıbrıs ile ilgili bir belge imzaladığı yönünde hava oluşturulmaya çalışıldığını anlatan Denktaş, Klerides'in hiç bir belgeye imza atmadığını söyledi. Rum tarafının AB'ye üye olma kararının çok önceden verilmiş bir karar olduğunu ifade eden Denktaş, zirveden çıkan Türkiye ile ilgili kararın da daha önceden kararlaştırıldığını kaydetti.

"TÜRK HÜKÜMETİ İLE PARALEL DÜŞÜNÜYORUZ" Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Denktaş, dün Çankaya Köşkü'nde yapılan dış politika zirvesinde AK Parti iktidarı ile oluşan tereddüdün ortadan kalktığını kaydetti. AK Parti iktidarının Kıbrıs politikası ile KKTC'nin görüşleri arasında parallellik olduğuna dikkat çeken Denktaş, iki tarafın da parametlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını vurguladı.

Reklam
Reklam

KKTC'DEKİ MUHALİFLERE ÇAĞRI Denktaş, bir soru üzerine, KKTC'deki muhaliflere de çağrıda bulundu. Uzun süreden beri Kıbrıs'ta hükümetin karşısında yüzde 25-30 oranında bur muhalif kesim olduğunu hatırlatan Denktaş, bu kesimin meselenin Rum tarafı ile anlaşarak çözülmesinden yana olduğunu söyledi. Denktaş, muhalif kesimin Kıbrıs davasının Türkiye ile birlikte yürütüldüğünü hiç bir zaman kabul etmediğini de belirterek, "Biz aynı gemideyiz. Ya birlikte batarız ya da birlikte çıkarız. Bir an önce diyaloğa başlasınlar. Karma komiteler kuralım. Herkes düşüncesini söylesin" çağrısını yaptı.

DENKTAŞ, YAKIŞ'A SAHİP ÇIKTI
Denktaş, bir gazetecinin, 28 Şubat'a kadar nasıl bir çözüm bulunacağı sorusu üzerine, "28 Şubat'a kadar Rumlar Kıbrıs'ın tümünü üye yaptırma düşüncesiyle çok esnek davranmalıdır" değerlendirmesini yaptı. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın '28 Şubat'a kadar bir çözüm olmazsa Türk Ordusu Kıbrıs'ta işgalci konumuna düşer' yönündeki sözlerini de değerlendiren Denktaş, bu sözleri nedeniyle sert eleştirilere maruz kalan Yakış'a sahip çıktı. Denktaş, "Bunu Rumlar çok önceden söylemiştir. Dışişleri Bakanı'nın beyanı Rumlar'ın bunu nasıl kullanacağı yönünde ikaz olabilir. Sayın Bakan böyle bir düşünce var şeklinde hatırlatmak istemiştir. Ben münakaşaya girmek istemem" dedi. Türkiye'nin Kıbrıs'a uluslararası anlaşmalarla girdiğini hatırlatan Denktaş, bu süreçte büyük bir soykırımın engellendiğini söyledi. Türk ordusuna bu davranışı nedeniyle barış ödülü verilmesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, Türk ordusu şanıyla şerefiyle ve halkıyla Kıbrıs'tadır. Kıbrıs'ta kalmaya devam edecektir" mesajını verdi.

Reklam
Reklam

RUMLAR'IN EKONOMİ PAKETİNE TEPKİ Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından daha önce gündeme getirilen ve KKTC halkını da kapsayacak ekonomik tedbir paketi Denktaş'ın tepkisine yolaçtı. Rumlar tarafından daha sonra geri çekilen paketle ilgili görüşlerini aktaran Denktaş, "Bir insan için rüşvet nasıl ahlaksızlıkla, milletlerarası rüşvet de büyük ahlaksızlıktır. Türk tarafına 40 yıldır ambargo uygulanmış ve gelişmesi önlenmiştir. Şimdi gündeme getirilen bu teklif kabul edilemez. Kıbrıs halkı çok büyük sıkıntılar çekmiştir. Tencerelerinde ot kaynatarak çocuklarını doyurmuşlardır. Kızılay yardımıyla yiyeceğe kavuştular. Gençler bunu bilmiyor ancak anlayacaklar. Herkesin bu milli davada dik durması lazım. Fedakarlıklar lazım. Bu ortaya konulan teklif pazarlık yöntemidir" tepkisini gösterdi.

"AK PARTİ İKTİDARI İLE İLGİLİ BİR ENDİŞEM YOK" Denktaş, bir gazetecinin, 'AK Parti hükümetinin Kıbrıs ile ilgili açıklamaları siz de endişeye yolaçtı mı?' yönündeki sorusuna, "Başlangıçtaki bazı açıklamalar bizde soru işaretleri doğurmuştur. Ancak kendileri süratle bir kaç gün içinde bunu ortaya koyup düzeltmişlerdir. AK Parti iktidarı ile ilgili bir endişem yok" karşılığını verdi. Denktaş, Kıbrıs'ta 28 Şubat'a kadar tarafların ne yapıp yapmadığının büyük önem taşıdığını belirterek, bu durumun gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Denktaş, gündeme gelen Alman modelini de eleştirerek, sözkonusu modelin Türk tarafına varolan cumhuriyete yamalanma hakkı verdiğini vurguladı. "Bizim davamız milli bir haysiyet ve hürriyet davasıdır" diyen Denktaş, bu davada moral bozukluğuna yerolmadığını kaydetti. Sorunlara karşı hep samimi ve ciddi duygularla yaklaştığını anlatan Denktaş, bu yaklaşımın her zaman kendisine fayda sağladığını söyledi. Denktaş, "Morali bozuk bir insan bu davayı yürütemez. Biz moralimizi bozmamak için her şeyi yapıyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

Denktaş, ABD'nin Kıbrıs sorununa yaklaşımını da eleştirerek, şunları söyledi: "ABD'nin Kıbrıs ile ilgili çok eskiden başlar. Dost bir ülkedir. Ancak terörle mücadele ediyorlar ama Kıbrıs'taki durumu görmüyorlar. Dışişleri Bakanı Sayın Colin Powell'i Kıbrıs'a davet edeceğim. Toplu mezarları göstereceğim. Halkın nelere direndiğini görsünler". Denktaş, bir soru üzerine KKTC'nin Türkiye'ye entegrasyonuna nazıl yaklaştığını açıkladı. Entegrasyon kelimesini ilhak olarak kullananlar olduğunu belirten Denktaş, bu formülü büyütmeye gerek olmadığını, iş birliği ve gönül birliği gereği gündeme geldiğinde bunun yenilenebileceğini söyledi. Denktaş, zamanı geldiğitakdirde Türkiye ile entegrasyona gidebilecekleri mesajını verdi. Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yunan tarafına bakmadan bizi eleştirmek büyük haksızlık. 40 yılı kaybettik. Kaybedilme sebebi eli kanlı terörist Macarios'un meşru devlet başkanı olarak kabul edilmesidir. Kimse bana sorun ne kadar sürede çözülecek demesin. Eğer KKTC'yi egemen iki devletin biri olarak kabul ederlerse anlaşma yolu açılır. Ambargo ile dayak masada ise güleryüzle görüşme yapıyorlar. Bu nerede var. Barış olacaksa ilk olarak haksızlıkları ortadan kaldırsınlar".

Reklam
Reklam

Öte yandan, basın toplantısında bulunan Denktaş'ın danışmanı Mümtaz Soysal da kendisi hakkında basında yeralan iddiaları cevapladı. Soysal, Kıbrıs'ta hiç bir malvarlığı olmadığını belirterek, "Kıbrıs'taki tek varlığım, kalbimdeki Kıbrıs'ı koruma duygusudur" dedi.