Güvenlik güçleri tarafından fotoğraflanan mühimmat, Erzincan Ergenekon davasının en önemli delilleri arasında gösterilmişti. El bombaları, mermiler, yangın fişekleri ve fünyeler arasında en dikkat çeken parça, bunları göle kimin attığı konusunda askerle polisi karşılıklı suçlamalara iten, üzerinde Emniyet Genel Müdürlüğü ibaresinin bulunduğu mühimmat kutusuydu. Gölde balık tutarken mühimmatı bulduğunu öne süren bir kişinin, olayı, jandarma bölgesi olmasına rağmen polise ihbar etmesiyle birlikte, daha sonra özel yetkileri alınan Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal devreye girmiş, polisle birlikte göl kenarına giderek jandarmadan önce tespitlerde bulunduktan sonra subay ve MİT mensuplarıyla başlayıp Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e uzanan seri tutuklamalara girişmişti. Mühimmatın bulunduğu barajın adı, daha sonra Erzincan Ergenekon davasının 20 gizli tanığından birinin adı oldu. Gizli tanık Göyne, Savcı Osman Şanal’a mühimmatı balık tutarken görüp Erzincan emniyetinden tanıdığı Z. adlı polise ihbar ettiğini, olay yerine polis gelene kadar mühimmata zarar gelmemesi için beklediğini, silahların Ergenekon örgütüne ait olabileceğini düşünerek jandarma yerine polise ihbar ettiğini anlattı. Başsavcı İlhan Cihaner, bu kişinin, hakkında soruşturma yürüttüğü bir cemaatin üyesi olduğunu öne sürdü.
Savcı Osman Şanal tarafından sorgulanan Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ersan, göldeki mühimmatın polis tarafından atıldığını, bu konuda tanıkları olduğunu öne sürdü, Emniyet Genel Müdürlüğü ibareli mühimmat kutusunu hatırlattı. Savcı Şanal, “Polis atsa neden böyle bir iz bıraksın?” sorusunu yöneltince Binbaşı Ersan, “İşte tam da böyle bir soru sorulabileceği öngörülerek komplo kurulmuş olabilir” yanıtını verdi. Polis, jandarmayı suçladı.