Göz ardı etmeyin! Organların çürümesine yol açabilir

Herni, halk arasında bilinen adıyla fıtık organın yerinde durması gereken dokunun ya da kasların boşluğundan dışarı doğru kaymasıyla kaynaklanıyor. Fıtıkların önemsiz olarak görülüp göz ardı edilmesi ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Tedavi edilmeyen kasık fıtıkları organların çürümesine neden olabilmektedir.

Fıtık toplumda sıklıkla görülen rahatsız edici sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Birçok çeşidi bulunan fıtığın erken tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Kasık fıtığı, karın içindeki organların (ince bağırsaklar, bağırsak yağları gibi), karın duvarındaki zayıf bölgelerden çıkarak cilt altında şişlik oluşturmasıdır. Erkeklerde 7 kat daha fazla görülen, yaş ile doğru orantılı olarak görülme sıklığı artan kasık fıtığı, genellikle kasık bölgesinde şişliğin oluşması ile tespit ediliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Koç, Kasık fıtığı hakkında bilgiler verdi.

Reklam
Reklam

GENELLİKLE KASIKTA ŞİŞLİK VE AĞRI İLE TESPİT EDİLİR

Koç, KOAH ya da astımı olan kronik öksürüğü olanlarda, kasık fıtığının görülmesinin yüksek olduğunu belirterek, “Genellikle kasıkta şişlik, ağrı, yanma ya da yırtılma hissi şeklinde kendini gösterir. Bazı fıtıklar şişlik ve ağrı olmaksızın tesadüfen tespit edilebilir ancak çoğunlukla şişlik öksürme, ıkınma veya ağır kaldırma gibi karın içi basıncı artıran durumlarda daha belirgin hale gelir. Şişlik genellikle ayakta dururken belirginleşir, yatınca uzanınca hafifler veya kaybolur” şeklinde konuştu.

UZUN SÜRELİ KABIZ SORUNU YAŞAYANLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR

Op. Dr. Koç, kasık fıtığının erkeklerde kadınlara göre 7 kat daha sık görüldüğünü ifade ederek, “Görülme sıklığı yaşla artar. Ağır işlerde çalışanlarda, uzun süreli kabızlığı olanlarda, KOAH ya da astımı olan kronik öksürüğü olanlarda, kasık fıtığı daha çok görülür Ayrıca bağ dokusu bozukluğu olanlarda, şişmanlarda ve kalp yetmezliği ya da karaciğer yetmezliğine bağlı karın içinde sıvı toplanması olan hastalarda görülme sıklığı artar. Kasık fıtığı tanısını koymak için çoğu zaman sadece elle muayene yeterlidir. Genellikle başka bir tahlil ya da görüntüleme yöntemine gerek duyulmaz. Kasıkta şişlik olmadan sadece ağrı şikayetiyle başvuran hastalarda Bariz bir muayene bulgusu vermeyen küçük bir fıtığı saptamak veya kasıkta oluşabilecek diğer hastalıklara ait belirtileri ayırt etmek için ultrason tercih edilecek görüntüleme yöntemidir” dedi.

Reklam
Reklam

FITIK BAĞIRSAKTA ÇÜRÜMEYE YOL AÇABİLİR

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Koç, Kasık fıtığının önemsenmesini ve şikayet halinde hastaneye başvurulması gerektiğini belirterek, “ Kasık fıtığının tedavi şekli ameliyattır. Kasık fıtığının uzun süre tedavisiz bırakılması zaman geçtikçe onarılması gereken alan büyümesine, kasıkta oluşacak şişliğin günlük hayatı etkilemesine sebep olur Zamanla artan şişlik ameliyatı da nispeten zorlaşacaktır. Şişlik içinde karın içi yağ dokuları ince barsak bağırsak yâda kalınbağırsak olabilir. Bu şişlik ve içerisindeki yapılar çoğu zaman kendiliğinden karın içine dönebileceği gibi bazen de fıtığın oluşturduğu tünelin en dar yerinde sıkışıp kalabilir (inkarserasyon). Sıkışan bu yapıların kan damarlarının da sıkışması ve boğulması (strangulasyon) görülebilir Fıtıkta boğulma bağırsakta çürümeye yol açabilir. Bu durumda ağrının çok şiddetlenmesine bulantı-kusma, gaz ve büyük abdest yayamama, ateş, kasıkta morarma gibi belirtiler görülebilir. Bu hayatı tehdit eden bir durumdur ve acil ameliyat gerektirir” şeklinde ifade etti.

Reklam
Reklam

AMELİYATTAN SONRA BİR SÜRE AĞIR KALDIRMAMAK GEREKİR

Koç, Kasık fıtığı ameliyatı kasık bölgesinde bozulmuş olan karın duvarı yapısının onarılması olduğunu belirterek, “Halen en yaygın olarak uygulanan ameliyat yöntemi; açık, yamalı, gerilimsiz (Lichtenstein) fıtık ameliyatıdır. Son yıllarda daha çok tercih edilen ve uygulanma oranı giderek artan ameliyat tekniği ise kapalı (laparoskopik) fıtık ameliyatıdır. Her iki teknikte de karın duvarı katmanları arasına örgü tarzında yapay prolen yama yerleştirilir. Açık teknikte kasık bölgesinde fıtık alanı üzerinden yapılan kesiyle yaklaşılarak karın duvarının nispeten dış katmanları arasına yama konur. Kapalı teknikte ise karın içine sokulan cerrahi aletlerle duvara içerden yaklaşılarak daha iç katmanlar arasına yama konur. Etkinlik yönünden karşılaştırıldığında Açık-Laproskopik teknikler arasında çok büyük farklar yoktur. Her iki yöntemin de kendilerine göre bazı avantajları vardır. Açık fıtık ameliyatı belden aşağı uyuşturma (spinal anestezi) ile yapılabilir. Operasyon süresi daha kısa ve işlem maliyeti daha düşüktür. Kapalı (laparoskopik) ameliyat ise büyük cilt kesisi gerektirmez. Yara iyileşmesi daha çabuk, ağrı daha hafif, enfeksiyon risk daha düşüktür. Gündelik fiziksel aktivitelere ve işe dönüş çok daha hızlıdır. Açık yöntemde 6-7 santimetrelik cilt kesisi yapılırken kapalı yöntemde 5-10 milimetrelik 3 adet cilt kesisi yeterlidir. Laparoskopide ameliyat genel anestezi (toptan uyutma) gerektirir. Her iki fıtık ameliyatı tekniği de onarımın sağlamlığı açısından sonuçları aynıdır. Ameliyat sonrası bir hafta kadar iş ortamından uzak kalınması ve istirahat edilmesi önerilir. Olağan gündelik fizik aktiviteleri yapmaya engel yoktur. İki hafta kadar kasığı germeyi gerektiren işlerden uzak durulması uygun olur. Bir ay süreyle 8-10 kilodan fazla ağırlık kaldırmak, ağır fizik egzersizler, tenis, futbol vb. ağır sporlar sakıncalıdır. Kısa mesafe yürüyüşler yapılabilir. En azından ilk aylarda öksürükle giden hastalıklardan sakınılmalı ve kabız kalmamaya özen gösterilmelidir” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: