Göz sağlığını ile ilgili doğru bilinen yanlışlar! Göz sağlığını korumak için neler yapılmalı

Gözlerimiz bizim dünyaya açılan pencerelerimizdir. Vücudumuzun her organı gibi gözlerimizde oldukça önemlidir. Peki, göz sağlığımıza dikkat ediyor ve gözlerimize gerekli ilgiliyi gösteriyor muyuz? Sizler için göz sağlığı ile ilgili doğru bilinen 12 yanlışı derledik. Bunları yapıyorsanız derhal vazgeçin.

Gözler vücutta en hassas ve en önemli organlardan biri olarak kabul ediliyor. Günlük yaşam akışı içerisinde göz sağlığı çoğu zaman ihmal ediliyor ancak bu dikkatsizlik, ciddi göz rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Toplumda yanlış bilinen, eş dost önerisiyle yapılan hatalı uygulamalar ise sonuçları görme kaybına varan tablolara neden oluyor. Memorial Şişli Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Abdullah Özkaya, Dünya Görme Günü öncesinde göz sağlığında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.

Reklam
Reklam

1.“Arpacık çıktığında göze sarımsak sürülür”

Sarımsak arpacıkta ısı artışı yaparak iltihabın akmasını sağlayabilir ancak gözün içine kaçabileceği için çok risklidir. Arpacık kirpik diplerindeki yağ bezlerinin dışa aktığı bölgenin tıkanması sonucu oluşan bir iltihaptır. Bunu azaltmak için sarımsak yerine ılık suyla pansuman yapmak çok daha faydalı olacaktır. Temiz bir peçeteyi ılık suyla ıslatarak bölgenin üzerine koymak etkilidir.

2.“Yakın mesafeden okuyup yazmak gözleri bozar”

Bu konu ile ilgili bilimsel olarak yapılmış bir çalışma yoktur. Kişi hangi mesafeden rahat görüyorsa okuyabilir ancak 20 cm’den daha yakın mesafeden uzun süreler bakmak gözü çok fazla içe bakmaya zorlar ve göz yorgunluğuna yol açar. İdeal okuma mesafesi insanın kol boyuna göre, iyi bir aydınlatmayla 30-40 cm arasıdır. Okuma dijital ekranlarda yapılıyorsa mat ekranlar tercih edilmelidir. Yansımalar minimumda olmalıdır. Olabilecek en düşük ışık seviyesi ve en yüksek kontrast seviyesi ayarlanmalıdır.

3.“Gözyaşı sağ gözden akarsa mutluluk, sol gözden akarsa hüzündendir”

Gözyaşı sağ gözden akıyorsa sağ gözün gözyaşı yolları tıkanık demektir, soldan akıyorsa sol gözün gözyaşı kanalları tıkanık demektir. Erişkinlerde ciddi göz sulanması varsa bu durum gözyaşı kanalındaki tıkanıklığa işaret eder ve mutlaka müdahale edilmelidir. Konunun duygularla bir ilgisi bulunmamaktadır. Bebeklerde de gözyaşı akması her zaman sıkıntılı olabilir. Gözyaşı kanalları sık sık tıkanır. 1 yaşa kadar masajla düzelir ancak 1-3 yaş arasıysa mutlaka buna cerrahi müdahale etmek gerekir.

Reklam
Reklam

4.“Gözleri şaşı yapmak öyle kalmaya neden olur”.

Genellikle çocukluk çağında sık yapılan bu hareket şaşılığa neden olmaz ancak küçük yaşlarda çok uzun süreler yapılırsa yalnızca göz yorgunluğu gibi sorunlar yaratabilir.

5.“Bebeklerde katarakt veya göz tansiyonu olmaz”

Küçük çocuklar hem katarakt, hem göz tansiyonu olabilir. Üstelik bebeklere erişkinlerden daha erken müdahale etmek gerekir. Kataraktın en önemli bulgusu flaşlı fotoğraf çekildiğinde iki gözün de kırmızı olmamasıdır. Göz kırmızı yerine beyaz çıkıyorsa bebekte katarakt veya başka bir sorun olabilir. Göz bebeği çıplak gözle bakıldığında siyah değil de kahverengi veya beyazsa katarakt işareti olabilir.Bebeklerde göz tansiyonunun en önemli bulgusu gözlerde yaşarma, sulanma ve büyümedir.

6. “Gözüm kızardığında eski damlamı ya da arkadaşımın damlasını kullanıyorum”

Bu uygulama son derece tehlikedir. Bazı durumlarda gözün kaşıntısını, kızarıklığını azaltmak için kortizonlu damlalar kullanılır. Özellikle alerji durumlarında hızlı iyileşme sağlamak için hastaya kortizonlu damla başlanır. Bu damlalar kısıtlı süre doktor kontrolünde kullanılmalıdır. İkinci bir durumda bakteriyel bir sorun varsa ve bu damlalar yeniden kullanılırsa göz kaybına kadar gidebilecek sonuçları olabilir. Bu nedenle göz problemlerinde her defasında doktor muayenesi gerekmektedir.

Reklam
Reklam

7.“Sarı nokta hastalığında uçuşan noktalar görülür”

Uçuşan noktalar çoğunlukla zararsızdır ve sarı nokta hastalığıyla ilişkisi yoktur. 35-40 yaş sonrası göz arkası jel tabakasının değişiklikleriyle alakalıdır. Uçuşan noktaların göz sağlığına etkisi yoktur ancak bu uçuşmalarla beraber şimşek çakmaları, uçuşan cisimlerin siyah olması, kurum yağması gibi belirtiler de görülüyorsa bu göz arkasındaki retina tabakasında yırtık oluşumunun habercisi olabilir. İyi bir göz muayenesi olmak gerekir. Sarı nokta hastalığı ise tamamıyla 55-60 yaş sonrası görülen farklı bir sorundur.

8.“Sigaranın gözlere zararı yoktur”

Sigara vücuttaki tüm organların olduğu gibi gözün de düşmanıdır. Sarı nokta hastalığı, göz damar tıkanıklığı gibi ciddi sorunlara sigara içenlerde çok sık rastlanmaktadır.

9.“Çok ağlamak gözyaşını kurutur”

Gözyaşı bezi gözyaşının salgısından sorumludur. Gözyaşı göz sağlığı için oldukça önemlidir. Gözün dış yüzeyinin nemlenmesi ve net görüş sağlamada önemli görevleri vardır.Ağlamak duygusal bir durumdur. Tüm salgı bezleri bu duygusal durumlardan etkilenebilir. Dolayısıyla çok ağlamak gözyaşını kurutmaz.

Reklam
Reklam

10.“Bebeğimin gözleri içe bakıyor, kesin şaşılık var”

Bebeklerde yalancı şaşılık çok sık karşılaşılan bir sorundur. Çocukların yüz kemikleri tam gelişmediği için gözlerin birbirine olan mesafesi normalden yakın ise sanki içe kayma varmış gibi yalancı şaşılık görülmektedir. Burun kökü basık ise veya iki göz mesafesi birbirinden uzaksa da dışa kayma varmış gibi görülür. Detaylı göz muayenesinin ardından gerçekten şaşılık olup olmadığı belirlenmelidir.

11.“3 yaşından önce çocuğuma göz muayenesi yaptırmama gerek yok”

Bu söylem göz sağlığı ile ilgili en büyük yanlışlardan birisidir. Sağlık Bakanlığı’nın da önerdiği gibi çocukların mutlaka en geç 6. ayda göz muayenelerine başlanmalıdır. Yılda 1 defa çocuklar mutlaka muayene edilmelidir. En sık görme kaybı sebeplerinden biri göz tembelliğidir ve bu sorunun en yaygın nedeni göz kayması ve bir gözün diğer göze göre daha fazla numaralı gözlük ihtiyacı duymasıdır. Bu durum bebeklikte olabildiğince erken tespit edilip tedaviye başlanmadığında göz kayması oluşur ve görme kaybı yaşanır.

Reklam
Reklam

12.“Şeker hastasıyım bir gün mutlaka görme kaybı yaşayacağım”

Şeker hastalığı gözü etkiler ancak hastalık kontrol altında tutulursa, yıllık göz muayeneleri aksatılmazsa ve zamanında müdahaleler yapılırsa şeker hastalarının göz sağlığını korumak mümkündür.