Göz tansiyonu (glokom) nedir?

Glokom (göz tansiyonu): Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır. Göz içinde salgılanan ve gözün beslenmesi için gerekli olan göz içi sıvısının boşalamamasına bağlı olarak göz içinde basınç yükselir.

Hasta tarafından genellikle fark edilemez ve sinsi seyreder. Göz içi basıncının yükselmesi retinada ve optik sinirdeki görme hücreleri ve sinir liflerini etkileyerek görme alanı kayıpları ve hatta tümü ile körlük oluşturabilir.

Korkutucu bir hastalık olmasının önemli nedeni:

1 Sinsi seyirli ve hastanın şikayeti olmaması

2 Oluşan hasar telafisizdir. Teşhis aşamasında saptanan görme alanı kayıpları geri dönüşümsüzdür. Tedavinin amacı geri kalan görme fonksiyonunu korumaktır.

Glokom Kimlerde Görülür?

Göz içi basıncı normalden yüksek olan kişilerde glokom gelişme riski daha yüksektir; ancak göz içi basıncı yüksek olan herkeste glokom olabileceği anlamına gelmez.

Reklam
Reklam

40 yaşın üzerindeki kişilerde glokom riski artmaktadır.

Ailesinde glokom olan kişilerde görülme olasılığı yüksektir. Şeker hastalarında, Santral retina ven dal tıkanıklıklarında görülebilir.

Ciddi göz yaralanmaları göz içi basıncı yükselmesine neden olabilir. Diğer risk faktörleri; retina dekolmanı, göz tümörleri ve kronik üveit veya iritis gibi göz iltihaplarıdır. Bazı göz cerrahileri de (katarakt ameliyatı, retina dekolmanı ameliyatı) ikincil glokom gelişimini tetikleyebilir.

Genellikle miyoplarda ( uzağı net görememe) glokom sıklığı yaklaşık iki misli artmıştır. Yüksek hipermetropi,migren,uzun süreli kortizon kullanımı,hipertansiyon ve hipotansiyon da glokom riskini artıran faktörlerdir .Bu özelliklere sahip kişilerin göz tansiyonu açısından kontrolleri mutlaka sık aralıklarla yapılmalıdır.

Glokomun sinsi seyirli olması ve hastaların fark edemeyeceği belirtileri olması nedeniyle 40 yaşın üzerindekiler ve yukarıda yazdığım hastalıklara sahip olanlar mutlaka yılda bir göz tansiyonu kontrolü yaptırmalıdır. Glokom da erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Oluşan hasar telafisiz olduğu için, teşhis aşamasında saptanan görme alanı kayıpları geri dönüşümsüzdür. Bu yüzden tedaviye erken başlayarak optik sinirde ve retina sinir hücrelerinde oluşacak hasarı engellemek gerekir.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: