Göz tansiyonunun kontrol altına alınmadığı takdirde körlükle sonuçlandığını ve halen mevcut olan körlüklerin önemli bir kısmını oluşturduğunu açıklayan Dr. Eyüpoğlu, "Göz tansiyonunun en önemli nedeni genetik eğilimdir, diğer nedenleri, geçirilmiş göz travmalarına bağlı gelişen, doğuştan gözün yaratılış bozukluklarına bağlı olan, zamanında tedavi edilmeyen kataraktlar, geçirilmiş göz içi iltihapları, göz doktoru kontrolünde olmadan kullanılan kortizonlu göz damlaları 'eczacı bir damla verdi çok iyi geldi' gibidir" diye açıkladı.
Bu hastalığın erken teşhisinin kanser için ne kadar önemli ise glokom içinde o kadar önemli olduğunu ifade eden Dr. Eyüpoğlu şunları söyledi:
"Göz tansiyonu hastalığı önemli bir kısmını ne yazık ki sinsi seyreder. Hasta görme alanının yüzde 90'ı kaybettikten sonra gözünde bir gariplik olduğunu hisseder 'Doktor bey gözüm kuyruğundan görüyor' diyerek gelir. Bu aşamada maalesef hekimin yapabilecek fazla bir şeyi kalmamıştır. Doğuştan glokomlarda, aile çocuğunun iri gözlü olduğunu görür ve buna ilk başta sevinir. Ancak daha sonra korneada gelişen ödem ve çocuğun gözünün sulanması, ışıktan rahatsız olmasına ve aileyi tedirgin etmesine neden olur. Buna karşılık aile doktora başvurur. Travmaya bağlı glokom, açı kapanması ve Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Güneydoğu kırsallarında sık görülen gecikmiş katarak ameliyatına bağlı fakolitik glokomlarda göz içi basıncı 30 mm civa üzerine çıkarak göz içindeki ağrı sinirlerini uyararak; hastanın göz ağrısı ile mecburen doktora gitmesine neden olur. Glokomlarda önemli bir yer işgal eden genetik eğilimli glokomun tespiti için 35 yaşından sonra her duyarlı vatandaşın yılda bir kere, ortalama 15-20 dakika süren bir göz muayenesinden geçmesi tek şanstır".