Gözaltındayken iftira atacaklarını düşündüm!

Deniz Feneri Davası kapsamında gözaltına alınan Uğur Arslan, gözaltı sonrası ilk röportajını verdi.

Serbest kalmasının üzerinden 4 gün geçmesine rağmen “Halen daha birileri beni gelip kapıdan alacakmış gibi hissediyorum” diyen Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği eski yönetici ve sunucusu Uğur Arslan dört günlük gözaltı süreci ile ilgili olarak Gazete A24’ten Özlem Kılıç’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Nezarette kaldığı süreç içinde kendisine iftira atılacağını düşündüğünü açıklayan Arslan, 2 saatlik ifade sorgusu için 4 gün nezarette tutulmasına tepki göstererek, haksızlık yapıldığını söyledi. Öte yandan nezarette kaldığı süreç içerisinde Kanal 7’ye dava açacağı ile ilgili haberlerin kurmaca olduğunu iddia eden Arslan, dava sonuçlandıktan sonra dava açıp açmayacağına karar vereceğini kaydetti.
İşte gözaltı sürecinde Kanal7’ye dava açacağı kaydedilen Uğur Arslan’ın gözaltı, Deniz Feneri ve Kanal7 ile ilgili olarak GazeteA24.Com’a yaptığı birbirinden çarpıcı açıklamalar:
**İlk önce gözaltında geçirdiğiniz süreyi ele alırsak ‘2 saatlik ifade için 4 gün tutuldum’ dediniz. Aslında sizi bu kadar tutmayabilirlerdi ama süreyi sonuna kadar kullandılar… Ne söylemek istersiniz bu konuda?**
Bizimle birlikte alınan bir kadın vardı. O’nu, ifadesini alır almaz bıraktılar. Bir kadının 4 günden fazla nezarethanede kalmasını ben de fazla doğru bulmuyorum, benim kalmamdan daha kötü. Onu bıraktılar. Demek ki ifadesi alınır alınmaz bırakılabiliyormuş.
**“BİR YOLUNU BULUP BENİ İÇERİDE TUTACAKLAR…”**
Her gün ekrana çıkması gereken ben de açıkçası ifadem alındıktan sonra bırakılacağımı düşündüm. Çünkü daha önce ifade verdiğimde; gittim, ifademi verdim ve geldim. Bir önceki ifademle aynı soruların sorulması da beni umutlandırdı. Ve ben de 1 yıl önceki ifademle aynı şeyleri söyledim. Bu nedenle ifadeden sonra hemen bırakırlar diye düşündüm.
Nezarete gönderilip, orada 4 gün kalınca bende psikolojik olarak çöküntü yarattı. Bir şekilde bir yolunu bulup beni içeride tutacaklar diye karamsarlığa kapıldım. İki saatlik ifade için 4 günlük nezaret süresi benim moralimi bir hayli bozdu.
**Aynı sorular ve aynı ifade için 4 gün gözaltında tutulmanızın size karşı haksızlık olduğunu düşünmüyor musunuz?**
Böyle bir kanun varsa, boynumuz kıldan ince saygılı olmalıyız. Genel hatları ile ispat edilmemiş bir suçunuz varsa (Ki, benim ispat edilmiş ya da edilmemiş bir suçum olduğuna inanmıyorum) nezarethanede 4 gün tutulmak insanı gerçekten mağdur eder. İçeride kaldığınız saatler boyunca haksızlık çok oluyor.
**“BANA İFTİRA ATACAKLAR DİYE DÜŞÜNDÜM”**
**Nezarette geçirdiğiniz dört gün boyunca aklınızdan neler geçti?**
İlk önce televizyonculuk kariyerimin bittiğini düşündüm. Bundan sonra ‘bir daha bana kimse iş vermez, ekrana çıkarmaz, hiçbir konsere de çıkamam, şiir albümü yapsam kimse almaz…’ ‘Sokakta yürürken bırakın benimle fotoğraf çektirmeyi kimse yüzüme bakmaz’ diye düşündüm.
Karamsarlığa düştüm çünkü; Türkiye’nin ilgisinin üzerinde olduğu, büyük bir davadan tutuklanarak alınıp nezarete koyuluyorsunuz. Çıkamayacağımı düşündüğüm zamanlar oldu. ‘Herhalde ben burada bir iftiraya kurban gideceğim ve bir daha dışarıya çıkamayacağım’ diye düşündüm. Mesleğime ve aileme bir daha geri dönemeyeceğimden uzun süre korktum.
**Sorgu sırasında sizi şaşırtan veya üzen soru veya yaklaşımlar nelerdi?**
Bana en çok şaşırtıcı gelen şey aynı soruların soruluyor olması. Benim geçen yıl verdiğim ilk ifade 6,5 saat sürmüştü ve orada olayları birkaç defa anlattım. Tekrar tekrar baştan sona anlatıyordum. Ama bu sefer 2 saat süren ifade beni zorlamadı. Kendimden emin olduğum halde ve beni zorlamayan ifadeden sonra 4 gün nezarette kalmak psikolojik olarak zor oldu.
**“BİRİLERİ GELİP BENİ ALACAKMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM”**
**Şu an nasıl hissediyorsunuz kendinizi?**
3-4 gün oldu bu iş biteli ama halen daha birileri beni gelip kapıdan alacakmış gibi hissediyorum. Halen daha nezarethaneye atılacakmış gibi hissediyorum. Dört günden beri geceleri uyuyamıyorum. Uyku düzenim bozuldu.
**Psikolog yardımı almayı düşünüyor musunuz?**
3-4 gün daha kendime bakacağım. Özellikle de hafta sonu. Bu süreçte endişe ve uyku bozukluğu devam ederse sanıyorum psikolojik tedavi alabilirim.
**“YARDIM KONSERLERİNDEN SADECE MASRAF PARASI ALDIM”**
**Peki geçirdiğiniz bu süreçte ve sonrasında Deniz Feneri Derneği’nde birlikte çalıştığınız kişilerin tepkileri nasıl oldu? Size destek oldular mı?**
Gözaltına alındıktan sonra bu olay bir anda oldu. Herkesle bağım kesildi, telefon görüşmesi yapamadık. Dört gün boyunca sadece avukatımla görüşebildim. Serbest bırakıldıktan sonra tabii beni arayanlar oldu. Eski çalıştığım işyerinden birçok geçmiş olsun mesajı aldım. O duygusal anlarıma şahit olmuşlar haber bültenlerinde görüp. Dolayısıyla sayısını hatırlamayacağım kadar fazla geçmiş olsun mesajı aldım.
**Yardım konserlerine ücretsiz çıkıyorum dediğiniz ama 2,000 Euro aldığınıza dair makbuzların bulunduğu iddiası ile ilgili neler söylemek istersiniz?**
Bu gizli saklı bir şey değil. Konuyu avukatımla da görüştüm. Yurtdışındaki konserlerimin ücreti 6,000 Euro’dur. Ama eğer bu yardım konseri ise sadece masraflarıma karşılık 2,000 Euro alarak gidiyorum.
Yardım konserlerinde aldığım ücretten sadece yol, otel ve pasaport ücretlerimi buradan karşılıyorum. Ücretsiz dediğim konserler yakın mesafede mesela İstanbul içi konserleri. Almanya’dan da ben bu parayı aldım. Keza ben yalnız değildim, çok fazla sanatçı ile gittim geldim konserlere.
**Yaşanan tüm bu gelişmelerden sonra bu gibi yapılanmalarda bir daha bulunmayı düşünür müsünüz?**
Dava sonuçlandıktan sonra Deniz Feneri ile ne olacağına o zaman karar vereceğim. Ama açıkçası şu an bir bağlantım kalmadı yönetimi ile ilgili. Davanın tamamlanmasını bekliyorum. Bunun dışında çeşitli yardım dernekleri organizasyonlarına davet ettiklerinde katılıyorum. Engelliler ve zihinsel engelliler için yardım kuruluşları beni zaman zaman bu tür organizasyonlara davet ediyorlar. Kimisine kısmı ücretli, bazılarına ücretsiz olarak katılıyım. Bu onların şartlarına göre… Çünkü benim gelir kaynağım TV sunuculuğu ve konserlerdeki sanatçılık gelirim. Bu iki işten para kazanıyorum.
**Deniz Feneri’nde uzunca yıllar çalışmış biri olarak sizce “Deniz Feneri e.V Davası” için yanlış, hukuksuz bir iddia veya soruşturma diyebilir miyiz?**
Almanya’daki olaylara pek vakıf değilim. 2004-2007 arasında oluşan olaylar inceleniyor. Dolayısıyla Almanya’da olmadığım için daha çok Türkiye’deki Deniz Feneri programının sunucusuydum. Almanya’da dernek faaliyeti ile ilgili bir ilişkim ya da görüşmüşlüğüm de olmadı. Bu nedenle de dava nasıl sonuçlanır, nasıl gider kesin bir fikrim yok.
**Çalıştığınız süre boyunca dernek faaliyetlerini yürüten şahısların harcamalarında veya mülk edinmelerinde herhangi bir anormalliğe tanıklık ettiniz mi? Ya da size ulaşan bir duyum oldu mu?**
Türkiye ile ilgili böyle bir duyum olmadı. Almanya ile uzak olduğum içim böyle bir konuya vakıf olmadım. Ve ben gönül rahatlığı ile 2007 yılına kadar çalıştım.
**“DENİZ FENERİ SONUÇLANMADAN KANAL 7’YE DAVA AÇMAYACAĞIM”**
**Kanal 7’ye dava açacağınız haberleri yayılmıştı, başka dava açmayı düşündüğünüz kurum ya da kişiler var mı?**
Öncelikle savcılıkta olan bu dosyanın bitmesini bekliyorum. Her şey bitsin. Burada bir suç, suçlu var mı ortaya çıksın. Bütün bunlar ortaya çıktıktan sonra daha ziyade bunları düşünmek istiyorum. Şu durumda benim dava açmam pek doğru olmaz. Hali hazırda devam eden bir dava var kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu bilmiyoruz. Ama önce bu davanın tamamlanmasını, akla karanın ortaya çıkmasını bekleyeceğim.
**Sizde fikir değişikliği yaratan, davadan vazgeçmenize neden olan nedir?**
Hayır, fikir değişikliği yaratmadı. Ben içerdeyken kendi kafalarından uydurarak bu beyanı hazırlamışlar. Böyle bir beklenti mi var bilmiyorum ama ben böyle bir şey söylemedim.
**TÜRKİYE’NİN SADECE YÜZDE 5’İ BENİ SEVMİYOR”**
**Gözaltından çıktıktan sonra ağlamanız sıkça eleştirildi. Hatta “Timsah Gözyaşları” döktüğünüz ile ilgili yönlendirilen bir algı var gibi bu konuda neler söylemek istersiniz?**
Türkiye’nin tamamını mutlu edemeyeceğimi biliyorum. Sanatçı olarak sevenlerim var ama muhakkak sevmeyenlerim de var.
Türkiye’de beni sevmeyen %5’lik bir kısmın olduğunu düşünüyorum. Bunu orana vurursak; Türkiye’de ağzımla kuş tutsam beni sevmeyecek %5’lik bir kısım var. Onlar için yapacak pek fazla bir şeyim yok. Bu insanların kendi bileceği bir şey, herkes sanatçısını seçer sever. Ben demek ki o insanların sanatçısı değilim onlar da kendi sanatçılarını seçsinler. Benim sevenlerim bana yeter.
**“BEN ŞÖHRETİMİN FARKINDA DEĞİLMİŞİM!”**
**Son olarak sizin eklemek istediğiniz nelerdir?**
Ben bu kadar sevildiğimi bilmiyordum açıkçası. Yani, geçmiş olsun dilekleri ve mesajlarını çok aldım. Beni şaşırtan bir şey de bu oldu. Ben içinde bulunduğum şöhretin, tanınmışlığın farkında değilmişim. Beni takip eden, başıma iyi şeylerin gelmesini isteyen insanlar varmış bunu anladım. Artık onlara layık olmaya çalışacağım.
Anahtar Kelimeler: