Gözünde büyümek ne demek? Gözünde büyümek TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, belirli durumları çarpıcı bir şekilde ifade eden kalıplaşmış sözlerdir. Birleşik fiiller de yeni bir anlam kazanarak kalıplaşmış bir ifade sunarlar. Ancak bu sözler geçmiş zamanlarda ortaya çıktığı için günümüzde bazılarını anlamak zordur. Bazıları ise ilk duyulduğu andan itibaren anlamını ortaya serer. Kalıplaşmış ifadelerden biri olan Gözünde büyümek ne demektir? Gözünde büyümek, TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler genellikle ortaya çıktığı dönemin popüler inanışlarını ve bilgilerini içeren ifadelerdir. Birleşik fiiller ise belirli kelimelerle birlikte kullanılarak yeni bir anlam sunarlar. Bu fiiller tıpkı atasözleri ve deyimler gibi bazı şeyleri ifade etmeyi kolaylaştırırlar. Bu sözlerden biri olan Gözünde büyümek, TDK sözlükte ne anlama gelir? Gözünde büyümek ne demek?

Gözünde büyümek Ne Demek? Gözünde büyümek TDK sözlük anlamı nedir?

  • Gözünde büyümek TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Gözünde büyümek TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek

    Gözünde büyümek Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyordu." - Memduh Şevket Esendal

Gözünde büyümek ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

göz açamamak göz açıp kapayıncaya kadar göz açtırmamak
göz alabildiğine göz ardı etmek göz atmak
gözaydın etmek gözaydına gelmek gözaydına gitmek
göz boyamak göz değmek göz dikmek
göz doldurmak göz doyurmak göz etmek
göz gezdirmek göz gördüğünü ister göz göre göre
göz görmeyince gönül katlanır göz görür, gönül katlanır göz gözü görmemek
göz kamaştırmak (veya almak) göz kaş süzmek göz kesilmek
göz kırpmadan göz kırpmak göz kırpmamak
göz koymak göz kulak olmak göz (veya gözünün) kuyruğuyla bakmak
göz süzmek göz (veya gözünün) ucuyla bakmak göz ucuyla görmek
göz ucuyla süzmek göz var, izan var göz yıldırmak
göz yummak göz yummamak gözden çıkarmak
gözden (veya gözünden) düşmek gözden geçirmek gözden gönülden çıkarmak
gözden ırak olan gönülden de ırak olur gözden ırak tutmak gözden ırak tutulmak
gözden (veya gözünden) kaçırmak gözden (veya gözünden) kaçmak gözden kaybetmek
gözden kaybolmak gözden nihan olmak gözden (veya gözünden) sürmeyi çalmak (veya çekmek)
gözden uzaklaşmak gözden uzak tutmak göze almak
göze batmak göze çarpmak göze diken olmak
göze gelmek göze girmek göze görünmek
göze görünmemek göze yasak olmaz gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek
gözle yemek gözleri bayılmak gözleri berraklaşmak
gözleri buğulanmak (veya bulutlanmak) gözleri çivilenmek gözleri çakmak çakmak (olmak)
gözleri çukura gitmek (veya kaçmak) gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak) gözleri dönmek
gözleri fıldır fıldır olmak gözleri fıldır fıldır etmek gözleri ışıklı (olmak)
gözleri kan çanağına dönmek (veya kanlanmak) gözleri kapanmak gözleri parlamak (veya parıldamak)
gözleri sulanmak gözleri süzülmek gözleri şıldır şıldır dönmek
gözleri takılıp kalmak gözleri velfecri okumak gözleri yaşarmak
gözleri yuvalarından (veya evinden) fırlamak (veya uğramak) gözlerinde şimşek çakmak gözlerinden okumak
gözlerine inanamamak gözlerine mil çekmek gözlerini bayıltmak
gözlerini belertmek gözlerini bitirmek gözlerini devirmek
gözlerini fal taşı gibi açmak gözlerini kaçırmak gözlerinin içi gülmek
gözlerinin içine kadar kızarmak gözü (veya gözleri) açılmak gözü akmak
gözü alışmak gözü almamak gözü arkada kalmak
gözü bulanmak gözü büyükte olmak gözü çıkasıca
gözü dalmak gözü değmek gözü doymak
gözü dönesi gözü (veya gözleri) dönmek gözü dumanlanmak
gözü dünyayı görmemek gözü gibi sakınmak (veya saklamak veya esirgemek) gözü gibi sevmek
gözü gitmek gözü gönlü açılmak gözü görmemek
gözü görmez olmak gözü göz değil gözü hiçbir şey görmemek
gözü ısırmak gözü ilişmek gözü (veya gözleri) kamaşmak
gözü kalmak gözü (veya gözleri) kararmak gözü (veya gözleri) kaymak (veya kaçmak)
gözü kesmek gözü kesmemek gözü kızmak
gözü korkmak gözü kör olsun gözü (veya gözleri) okşamak
gözü olmak gözü (veya gözleri) (bir şeyde veya bir şeyin üzerinde) olmak gözü olmamak
gözü sönmek gözü su içmemek gözü (veya gözleri) takılmak
gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz gözü toprağa bakmak gözü tutmak
gözü uyku tutmamak gözü (veya gözleri) üstünde kalmak gözü yememek
gözü yılmak gözüm! gözüm çıksın (veya kör olsun)
gözüm görmesin gözün aydın! gözün ... görsün
gözünde gözünde büyütmek gözünde olmamak
gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak gözünde tütmek gözünden kıskanmak
gözünden (veya gözlerinden) uyku akmak gözünden (veya gözlerinden) yaş (veya yaşlar) boşanmak gözüne (veya gözlerine) bakmak
gözüne batmak gözüne çarpmak gözüne diken olmak
gözüne dizine dursun gözüne girmek gözüne hiçbir şey görünmemek
gözüne ilişmek gözüne karasu inmek gözüne kestirmek
gözüne sokmak gözüne uyku girmemek gözünü (veya gözlerini) açmak
gözünü açmak gözünü açmak gözünü açmak
gözünü ağartmak gözünü alamamak gözünü almak
gözünü ayırmamak gözünü bağlamak gözünü çıkarmak
gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak) gözünü (veya gözlerini) dikmek gözünü doyurmak
gözünü dört açmak gözünü (veya gözlerini) duman bürümek gözünü gözüne dikmek
gözünü hırs bürümek gözünü ... hırsı bürümek gözünü (veya gözlerini) kan bürümek
gözünü (veya gözlerini) kapamak gözünü karartmak gözünü (veya gözlerini) kırpmadan
gözünü kin bürümek gözünü korkutmak gözünü (veya gözlerini) oymak
gözünü sevda (veya aşk) bürümek gözünü sevdiğim gözünü seveyim
gözünü toprak doyursun gözünü üstünden ayırmamak gözünü yıldırmak
gözünü yummak gözünü yummak gözünün bebeği gibi sevmek
gözünün çapağını silmeden gözünün içine baka baka gözünün (veya gözlerinin) içine bakmak
gözünün üstünde kaşın var dememek gözünün yaşına bakmamak gözünün önüne gelmek
gözünün önünü görmemek ... gözüyle bakmak gözüyle görmek
gözüyle (veya gözleriyle) tartmak
Anahtar Kelimeler: