GRAFİKLİ- DEMOKRASİNİN İNFAZI: 27 MAYIS Döverek öldürdüler, "kalp krizi" dediler

Cumhuriyet tarihinin 27 Mayıs 1960'taki ilk darbesinin ardından Yassıada'da tutuklu 9 ismin ölümü, adadaki işkenceye varan kötü muamele iddiaları nedeniyle şüpheli bulunuyor - Yassıada'daki Demokrat Parti'nin Ermeni milletvekillerinden Zakar Tarver, ölüm sebebi kalp krizi olarak açıklanmasına rağmen pek çok tanığın ifadesine göre görevli subaylar tarafından dövülmesi sonucu yaşamını yitirdi - Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay, "Celal Bayar ve Adnan Menderes size öğrencilere ateş et emrini verdi ama siz ateş etmediniz değil mi?" sorusuna istenilen cevabı vermemesi nedeniyle çeşitli işkencelere maruz kalıp hayatını kaybetti

AYNUR EKİZ - Merhum Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan gibi 27 Mayıs'ın diğer kurbanları da Yassıada'da işkence ve kötü muamele sonucunda hayatını kaybeden milletvekilleri ve bürokratlardı.

Cumhuriyet tarihinin 27 Mayıs 1960'taki ilk darbesinin ardından Yassıada'da tutuklu 9 ismin ölümü, adadaki işkenceye varan kötü muamele iddiaları nedeniyle şüpheli bulunuyor.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Yassıada'da çok sayıda milletvekili ve bürokrat tutukluydu. Bu kişilerin adaya götürülürken ve adada çeşitli işkencelere maruz kaldığı, burada görevli askerler tarafından da itiraf edildi.

Reklam
Reklam

Yassıada'da ilk ölüm, 16 Haziran 1960'ta meydana geldi. Nezaret altına alınan Yüksek Denetleme Kurulu Üyesi Lütfi Şaylan'ın o gün geçirdiği kalp krizi sonucu vefat ettiği bir tebliğle açıklandı.

Şaylan'ın ölümünü Konya Valisi Cemil Keleşoğlu'nun intiharı, İstanbul Milletvekili Zakar Tarver, İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay, Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı'nın ölümleri takip etti.

- Vali Keleşoğlu'nun intiharı

Darbenin gerçekleştiği 27 Mayıs günü Adnan Menderes'in Konya'ya gitmesi bekleniyordu. Vali Keleşoğlu, Menderes'i karşılamak için hazırlıklar yaparken Demokrat Parti (DP) milletvekillerinden bir hareketlenme olduğunu öğrendi. Sonrasında da Vali Keleşoğlu, DP milletvekilleri ile beraber önce Harbiye'ye sonra Yassıada'ya gönderildi.

Vali Keleşoğlu'nun bileklerini keserek intihar ettiği haberini, 14 Temmuz 1960'ta Anadolu Ajansı verdi.

Evli ve üç çocuk babası Keleşoğlu, 1945'ten 27 Mayıs 1960 darbesine kadar Konya Valisi olarak görev yapmıştı.

- Bayar'ın intihar teşebbüsü

Milli Birlik Komitesi Sözcüsü, merhum Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, Yassıada'da intihar teşebbüsünde bulunduğunu açıklamıştı. Bayar, bel kemeri ile boğazını sıkarak intihara teşebbüs etmiş, koma halinde kurtarılmıştı.

Reklam
Reklam

Bayar, iyileştikten sonra "Doktorlar vazifelerini yaptılar, beni kurtardılar. Teşekkür ederim. Fakat kurtulmak istemiyorum. Sizlere de zahmet oldu." ifadelerini kullanmıştı.

- Zakar Tarver'in şüpheli ölümü

DP'nin Ermeni milletvekillerinden İstanbul Milletvekili Zakar Tarver, Yassıada'ya sevk edildikten kısa bir süre sonra vefat etti. Ölüm raporunda vefat sebebi kalp krizi yazıyordu ancak Tarver'in ölüm sebebinin görevli subaylar tarafından dövülmesi olduğu iddia edildi.

Tarver'in o günlerde yaşadıklarını Hadi Hüsman, "Hatırladıklarım, Düşündüklerim" isimli hatıratında şöyle anlattı:

"İstanbul Mebusu Sayın Dr. Zakar Tarver, İstanbul'un, belki de Türkiye'nin belli başlı tanınmış röntgen mütehassıslarından biri... Sakin, dürüst, çok iyi bir insan. Yassıada'daki ilk günlerimizden birinde idi, havalandırmaya çıkarmışlardı, yanıma geldi, bitkin bir hali vardı: 'Hadi Bey, Yeşilyurt'tan motorla Yassıada'ya getirilirken yolda çok dövdüler bizi, kalbime de bir yumruk yedim. Son derece sarsıldım, dayanamayacağımı hissediyorum, göreceksiniz öleceğim. Hem de yakında... Şayet bir gün buradan çıkarsanız, sizden rica ediyorum, İstanbul'da akrabalarımı bulun ve size söylediklerimi onlara anlatın...' dedi. Çok müteessir oldum. Aziz arkadaşım Dr. Zakar Tarver, kısa bir süre sonra vefat etti."

Reklam
Reklam

Celal Bayar'ın torunu Prof. Emine Gürsoy Naskali de bir röportajında Yassıada'da yaşananlara ilişkin, "Zakar Bey'in, Yassıada'ya götürülürken gemiye bineceği veya gemiden ineceği sırada görevli subay tarafından itilip düşürüldüğü, başını çarptığı ve darbedildiği anlatıldı. Ölümüne bu hadise sebep olmuş. Beyin kanaması olmuş, revire kaldırılmış. Bu olayı ben annemden dinledim. 'Öyle olduğunu nasıl kanıtlarız, bunu anlatacak şahidimiz var mı?' diye sormuştum anneme. Zakar Bey'le birlikte Yassıada'ya götürülenler hadiseyi o yıllarda bu şekilde anlatmışlar. Yani oradakilerin hepsi şahit. Aynı grup içinde bulunanlar görmüşler ve hadiseyi böyle anlatmışlar." ifadelerini kullanmıştı.

- Faruk Oktay'ın ölümü

Öğrenci olayları sırasında yüzlerce genci öldürme emrini vermekle suçlanan İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın da kalp krizi geçirerek vefat ettiği açıklandı.

Ancak oğlu Emre Oktay, babasının işkenceler nedeniyle öldüğünü koğuş arkadaşlarından öğrendiğini anlatıyor.

Emre Oktay, babası Faruk Oktay'a "Celal Bayar ve Adnan Menderes size öğrencilere ateş et emrini verdi ama siz ateş etmediniz değil mi? Ama onlar bu emri verdiler değil mi?" diye sorulduğunu, babasının "Hayır vermediler" demesi üzerine ona işkence ettiklerini söylüyor.

Reklam
Reklam

- Lütfi Kırdar'ın vefatı

Sağlık Bakanı Lütfi Kırdar, 17 Şubat 1961 günü, İstanbul ve Ankara olaylarının duruşmasında mikrofon başında ifade verirken kalp krizi geçirdi ve salondan çıkarılırken vefat etti.

Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı'nın yıllar sonra köşesinde yayınladığı mektuplarda Lütfi Kırdar şunları kaydetti:

"Yarım asrı aşkın bir dönem bu ülkeye verdiğim hizmetlerin tamamının zail olduğu (sona erdiği) kanısındayım. Pek tabii, çok üzgünüm. Ancak hangi şartlar altında olursa olsun, asla alınamayacak olan onurumdur ve sana ve evlatlarıma karşı olan sevgimdir. Üner'e (o sırada İngiltere'de okumakta olan küçük oğlu Üner Kırdar) yaz, doktorasını muhakkak tamamlasın, sakın iç politikaya karışmasın, uluslararası bir kişi olmaya çalışsın."

Öte yandan Dr. Lütfi Kırdar, ailesine gönderdiği son mektubunu vefatından sadece üç gün önce, 1961'in 14 Şubat'ında kaleme almış ve bütün hissiyatını, yazmasına izin verilen sadece on satır içerisinde ifadeye çalışmış.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

Reklam
Reklam

"Muhterem eşim, aziz oğlum: İnşallah hep iyisiniz. Ben de iyiyim. Şimdi şu mektubu yazdıktan sonra hazırlanarak vazifeye gideceğim ('mahkemeye çıkacağım' demek istiyor). 'Vazife' diyorum, çünki yazdığınız gibi kabul etmek lazım. Bu da hizmetlerimizin bir hesap vermesi... Hayırlısı, Allah'tandır. Hakikaten vicdanen çok huzurluyum, çok rahatım, çünki hayatımda daima yalnız dürüst değil, aynı zamanda feragatle çalıştım. Bu sıkıntılarımı kadere atfediyorum. Ne olacaksa olsun. Siz de üzülmeyin. Görüşmek için müracaat ettiniz mi? Sizi bir defa daha olsun görmek istiyorum. Bizim Faik Kırdar'dan hiçbir şey yazmadınız. Sıhhati nasıldır? Öperim. Dr. Lütfi Kırdar"

- Nuri Yamut'un vefatı

İstanbul Milletvekili ve eski Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, hastalanarak Yassıada'dan Kasımpaşa Hastanesine kaldırıldı. Yamut, 5 Haziran 1961'de kaldırıldığı hastanede üç ay sonra vefat etti.

İstanbul Milletvekili Yusuf Salman, Yassıada'ya gönderildikten sonra hastalanıyor ve hastaneye kaldırılıyor. Duruşmalar başladıktan sonra 28 Kasım 1960'ta kalp krizi geçirdi, hayatını kaybetti.

Reklam
Reklam

Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı ile Bursa Milletvekili Kenan Yılmaz da Yassıada'da vefat edenler arasındaydı.

Anahtar Kelimeler: