GRAFİKLİ - Suriye için çözüm yolları beşinci kez Üçlü Zirve Toplantısında ele alınıyor

"Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi"nin beşincisi Ankara'da toplanıyor - Daha önce düzenlenen dört Astana formatında Üçlü Zirve Toplantısının ortak vurgusu "Suriye'de toprak bütünlüğü" oldu - Üçlü Zirve Toplantıları, daha önce iki kez Soçi'de, birer kez de Tahran ve Ankara'da düzenlendi - Beşincisi Ankara'da yapılan zirvede, İdlib başta olmak üzere Suriye'deki güncel gelişmeler değerlendirilecek

ANKARA (AA)- NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Astana formatında Üçlü Zirve Toplantıları çerçevesinde beşinci kez bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran liderleri, önceki dört toplantının ortak vurgusu olan "Suriye'de toprak bütünlüğü" ilkesinin yanı sıra, İdlib başta olmak üzere Suriye'deki güncel gelişmeleri masaya yatıracak.

"Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla Ankara'da Çankaya Köşkü’nde düzenleniyor.

Reklam
Reklam

Bugünkü toplantıda beşinci kez bir araya gelen liderler, İdlib'teki gelişmeleri, çatışma ortamının sona erdirilmesini, mültecilerin geri dönüşleri için gereken şartların temini konusunu ele alacak.

Bugünkü toplantının ana gündem maddelerinden biri de Suriye'de kalıcı bir siyasi çözümün tesisi amacıyla gelecek dönemde atılacak müşterek adımlar olacak.

Türkiye, Rusya ve İran’ın Suriye'de sorunun kalıcı çözüm yollarını ele aldığı Astana formatındaki Üçlü Zirve Toplantıları, daha önce iki kez Soçi'de, birer kez de Tahran ve Ankara'da düzenlendi.

- Üçlü Zirve'nin ilki 2017'de Soçi'de yapıldı

Liderler, bu formatta ilk kez, Suriye'deki krizin derinleşmesi üzerine 22 Kasım 2017'de Soçi'de bir araya geldi.

Türkiye ve Rusya öncülüğünde Aralık 2016'da yürürlüğe giren ateşkesin ardından, Esed rejiminin ihlallerini sürdürmesi ve İsviçre'nin Cenevre kentindeki görüşmelerden bir sonuç elde edilememesi, yeni müzakerelerin önünü açacak Astana sürecini başlattı.

"Suriye" konulu üçlü zirvenin ilki, Rusya'nın ev sahipliğinde düzenlendi.

Reklam
Reklam

Soçi'deki zirvenin ardından yayımlanan ortak açıklamada, "Suriye ihtilafının çözümüne yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne hiçbir suretle halel getiremeyeceği" vurgulandı.

Liderler, Suriye'de BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla öngörülen çerçevede barış ve istikrarın tesis edilmesi amacıyla İran, Rusya ve Türkiye arasındaki aktif iş birliğinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etti.

Devlet başkanları ayrıca, uluslararası toplumun ilgili üyelerine, Suriye halkına ilave yardımlar göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, tarihi mirası korumak ve sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapıyı yeniden tesis etmek vb. suretiyle Suriye'deki gerginliğin azaltılması ve istikrarın sağlanması sürecine destek vermeleri çağrısında bulundu.

- Ankara'daki ikinci Suriye zirvesinde ortak vurgu "toprak bütünlüğü" oldu

Üçlü Suriye Zirvesinin ikincisine ise geçen yıl 4 Nisan'da Türkiye ev sahipliği yaptı.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Suriye konulu ikinci Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin sıcak başlıkları da Suriye'deki ateşkesin devamı, toprak bütünlüğü ve ihlallerin durdurulması oldu.

Zirveden, toprak bütünlüğünü koruma ve ayrılıkçı gündemlerle mücadele kararlılığı çıktı.

Liderler, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğinin altını çizerken, terörle mücadele bahanesiyle sahada yeni gerçeklikler oluşturma çabalarını reddedilmesinde mutabık kaldı. Liderler ayrıca, terör örgütleriyle ateşkes rejimine tabi silahlı grupların ayrıştırılması gerektiğini de vurguladı.

Toplantının ardından yapılan ortak açıklamada göze çarpan bir diğer unsur da Astana sürecinin Suriye'de şiddeti azaltmaya yarayan tek inisiyatif olduğuna dair ortak anlayış oldu.

- Üçüncü zirve Tahran'da yapıldı

İran'ın ev sahipliğinde geçen yıl 7 Eylül'de düzenlenen üçlü zirvenin müzakere kısmı, teamüllerin aksine basına açık gerçekleştirildi.

Müzakerelerin sürdüğü bu kısımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin sonuç bildirisine, İdlib'de ateşkes ilanının eklenmesini istedi. Putin ve Ruhani ise İdlib'de çok fazla sivil yaşadığı gerekçesiyle Erdoğan'ın çağrısını haklı bulduklarını belirtti ancak ateşkes ifadesinin sonuç bildirisinde yer alması konusunda mutabakat sağlanmadı.

Reklam
Reklam

Ancak Tahran Zirvesi'nin dünya basınına en önemli yansıması, Türkiye'nin İdlib'de ateşkes çağrısı ve insani kriz boyutunu öne çıkarması oldu.

Türkiye, Rusya ve İran liderleri, Suriye konulu üçüncü zirvede İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki duruma yoğunlaştı.

Üç garantör ülke lideri, İdlib'deki durumun Suriye'nin toprak bütünlüğü, terörle ortak mücadele ilkeleri ve Astana formatında oluşturulan iş birliği çerçevesinde ele alınmasında mutabık kaldı.

Liderler, İdlib'de terörle mücadelenin sivilleri gözeterek yapılması konusunda da ortak mesajlar verdi.

- Dördüncü zirve de Soçi'de yapıldı

Türkiye, Rusya ve İran liderleri, bu formatta dördüncü kez 14 Şubat'ta Soçi'de bir araya geldi.

ABD'nin güçlerini Suriye'den geri çekeceği yönündeki açıklamaların da ele alındığı zirvede önceki toplantılarda olduğu gibi "Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü" vurgusu yapıldı.

Liderler, imzaladıkları ortak açıklamada, Suriye'de terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılması, ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin milli güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını yineledi.

Reklam
Reklam

Açıklamada ayrıca, "ABD'nin güçlerini Suriye'den geri çekme kararının hayata geçirilmesi halinde, bunun ülkenin istikrar ile güvenliğini yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak güçlendirmeye hizmet edecek bir adım olacağını not etmişlerdir." denildi.

Toplantıda, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki ihlaller, Suriye ihtilafına siyasi çözüm arayışları, Anayasa Komitesi'nin oluşumu, Suriye'de hayatın normalleştirilmesi için atılacak adımlar ile Suriyelilerin güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacı da ele alındı.