Gribin yıl içinde ortalama olarak toplumun yüzde 1'ini etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten uzmanlar, bu sorunun toplumun yüzde 10'undan fazlasını etkilemesinin ise, grip salgını anlamına geldiğini kaydetti.
'İspanyol Gribi' nedeniyle 1918 yılında 20 milyon kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çeken Türkiye Hastanesi doktorlarından Uzman Dr. Ahmet F. Yağcı, gribin de nezle gibi, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrasında kolaylıkla bulaşabileceğini ifade etti. Yağcı, "Virüs bulaşmış olanlar, belirtiler ortaya çıkmadan 2 gün öncesinden başlayarak, septomlar başladıktan 7 gün sonrasına kadar virüs yayarlar. Bu süre içinde duyarlı kişiler için hasta olma riski yüksektir. Küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük olan kişiler en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Bunların dışında uzmanların özellikle şeker hastaları, astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar, transplantasyonlu organ nakli yapılmış hastalar, böbrek hastaları, bakımevleri ve huzurevlerinde kalanlar, bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi gören kişiler, anne adayları (gebeliğin 3. ayından sonra), 6 aylık veya daha büyük bebekleri risk grubu olarak kabul etmekte ve aşılama tavsiyesinde bulunmaktadırlar. Yapılan analizler sonucunda Türkiye'de bu gruptaki kişi sayısının 10 milyon civarında olduğu belirlenmiştir" dedi.
Dr. Yağcı, gribin ateş, titreme, baş, sırt, kol ve bacaklarda ağrı, boğaz ağrısı ve kuru öksürük, halsizlik, iştah kaybı, kas ve eklem ağrısı, bulantı, gözlerde yanma, burun akıntısı gibi şikayetlerle ortaya çıktığını belirterek, "Grip, solunum hastalığı veya diğer kronik rahatsızlığı olanlarda, ölümcül de olabilen çok ciddi hastalık tablolarına yol açabilir. Bütün üst solunum yollarında infeksiyonlara neden olan virüsler gibi, influenze, yani grip etkeni olan virüsler, sadece gribal infeksiyon tablosuyla sınırlı kalmaz. Farenjit, larenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı da yapabilir. Sağlıklı insanlarda grip, 1 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı kişilerde, örneğin bazı müzmin hastalıklar nedeniyle vücut direnci zayıf olanlarda, kalp, akciğer hastalığı olanlarda, yalılarda ve özellikle şeker hastalarında, zatürree, beyin iltihabı, kalp kası iltihabı gibi ciddi ve ağır seyredip ölümle sonuçlanabilecek durumlar görülebilir" diye konuştu.
GRİPTEN KORUNMANIN YOLLARI
"Gripten korunmanın en başta gelen yöntemi grip aşısıdır" diyen Dr. Ahmet Yağcı, sözlerine şöyle devam etti:
"Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan yüksek risk grubu dediğimiz kişilere faydalıdır. Her yıl eylül sonu ekim aylarında tek doz şeklinde yapılmalıdır. Aşı ile koruyuculuk sağlıklı kişilerde yüzde 80'lere varmaktadır, yaş ilerledikçe koruyuculuk yüzde 50-60'lara inmekle birlikte hastalığın hafif geçirilmesi sağlanmaktadır. Aşı uygulaması, erişkinlerde omuz kası içinde veya cilt altına 2 yaşın altındaki çocuklara uyluğun ön yan kısmına bir sağlık görevlisi tarafından yapılmalıdır. Her sene aşı içeriği değiştiğinden kişi o sene üretilen aşı ile aşılanmalıdır. Bu şekilde yapılan aşı, 1 yıl kadar gripten koruma sağlar."