Grip salgınına dikkat

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, her yıl milyonlarca insanı yatağa düşüren grip salgınlarının, yaşanan soğuk kış günleriyle birlikte kapıda olduğunu söyledi.

Grip salgınlarının Türkiye'de Kasım ve Mart ayları arasında görüldüğünü ve özellikle yılbaşından sonra artış gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, gribin herkesi etkilediğini, ancak yaşlılar, bebekler ve hamile kadınlar, kalp, şeker ve böbrek hastaları ile astım ve kronik bronşitlilerin daha çok risk altında olduğunu belirtti. Özlü, gribin bulaşmayı takiben 1-3 günde üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, boğaz ve baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, bulantı, genizde dolgunluk ve akıntı, gözlerde yanma kızarıklık, burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Bulantı ve kusma da görülebilir. Belirtilerin şiddetli, ateşin çok yüksek olduğu ve hastanın genel durumunu bozup, beslenmesini, istirahatını engellediği hallerde ve ateşin 3-4 günlük istirahata rağmen düşmediği ya da düştükten bir 2 gün sonra tekrar yükseldiği durumlarda hekime mutlaka başvurulmalıdır" dedi.

Reklam
Reklam

ANTİBİYOTİK FAYDASIZ

Grip için antibiyotik kullanılmasının faydasız olduğunu belirten Özlü, "Griple karışan ve bazen griple birlikte ve ona bağlı ikincil olarak ortaya çıkan zatürree, kulak iltihabı, bademcik iltihabı gibi durumlar söz konusu ise antibiyotik kullanılmalıdır. Herhangi bir bakteriyel iltihap olmadan koruyucu olsun diye griplilere antibiyotik verilmemelidir. Faydasız olduğu gibi dirençli bakterilerle iltihaplanmalara zemin hazırlayabilir. Grip hastalarının istirahat etmesi, bol sıvı alması gerekir" diye konuştu.

EN KÖTÜ SENARYO ZATÜRRE EKLENMESİ

Gribin en korkulan durumunun hastalığa ikincil olarak zatürrenin eklenmesi olduğunu söyleyen Tevfik Özlü, "Ayrıca bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bademcik iltihabı, ensefalit vb. komplikasyonlar da gelişebilir. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmemizi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığımızı sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarımızın bakım ve tedavisini usulüne göre yapmaktır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Salgınlardan korunmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, "Salgınlar sırasında ilk planda genellikle arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları hastalanmakta, bunu izleyen ikinci evrede ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Bu hastalığa yakalananlar bol bol dinlenmeleri ve başkalarına bulaşmaması için okul, sinema, tiyatro gibi yerlere gitmemeleri gerekir" şeklinde konuştu.

Anahtar Kelimeler: