Gazi Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Şentürk, gribin çocuklarda, yaşlılarda, vücut direnci zayıf olanlarda, kalp, akciğer, böbrek, şeker, zatürree, beyin ve kalp kası iltihabı hastalığı olan kişilerde çok ağır seyrettiğini ve bazen ölümle sonuçlandığını vurgulayarak, "Bu kadar ciddi sonuçlara neden olan grip, halk arasında soğuk algınlığıyla karıştırılmaktadır. Soğuk algınlığı halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalıktır ve kesinlikle griple karşılaştırılmamalıdır" dedi.
Gribin tedavisinde ağrı kesici ve ateş düşürücülerin, hapşırık ve kaşıntıyı azaltmak için de antihistaminiklerin kullanıldığını ve yatak istirahatı verildiğini belirten Dr. Şentürk, "Grip ve benzeri hastalıklarda antibiyotiklerin hiçbir faydası yoktur. Tersine çok ciddi sakıncaları olabilir. Hiçbir antibiyotik doktora danışmadan alınmamalıdır" diye konuştu.
Dr. Şentürk, grip ve sonrasında oluşabilecek hastalıklardan korunmanın mümkün olduğuna, hastalarla yakın temastan ve ortak eşya kullanımından kaçınılması gerektiğine işaret ederek, "Bu amaçla geliştirilmiş ve kullanılan grip aşıları mevcuttur. Grip aşısı, özellikle hastalığa yakalanma ve sonrasında oluşabilecek hastalıklar yönünden risk taşıyan 'yüksek risk grubu' dediğimiz kişilere faydalıdır" şeklinde konuştu.
Grip aşısının, en sık karşılaşılan virüs tipine karşı Dünya Sağlık Örgütü'nün önerileri doğrultusunda hazırlandığını kaydeden Dr. Şentürk, "Grip aşısı her yıl Ekim-Kasım aylarında tek doz şeklinde yapılmalıdır. Aşıyla koruyuculuk sağlıklı kişilerde yüzde 80'lere varmaktadır. Yaş ilerledikçe koruyuculuk yüzde 50-60'lara inmekle birlikte hastalığın hafif geçirilmesi sağlanmaktadır" açıklamasını yaptı.
"KİMLER AŞI OLMALI?"
KBB Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Şentürk, bazı durumlarda "öldürücü" olabilen gripten korunmanın uygun giyim ve aşıyla mümkün olduğunu ifade ederek, "Aşının yararlı olması için salgın başlamadan önce yapılması gerekir. Birbirine yakın çalışan iş arkadaşları, yaşlılar, astım, şeker, akciğer, kalp, kanser ve kronik solunum hastaları, öğretmenler, öğrenciler, askerler, hac ve umreye gidenler grip için yüksek risk grubunda bulunuyor. Şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, yüksek ateş, titreme, kuru öksürük ve baş ağrısıyla ortaya çıkan gripten korunmak için salgın başlamadan önce aşı yaptırarak önlem alınması gerekir. Önemli bir salgın hastalık olan grip, birçok kişinin zor dönemler yaşamasına neden olmaktadır" dedi.
Hamile kadınların gripten korunmak için gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çeken Dr. Şentürk, hamilelik sırasında bulaşan gribin, bebekte ve anne adayında çeşitli komplikasyonlara neden olduğunu ifade ederek, "İlk 3 ayından sonra tüm hamilelere, ilk 6 ayından itibaren de bütün bebeklere grip aşısı yaptırılması gerekir" ifadesini kullandı.
Dr. Şentürk, hiçbir yan etkisi bulunmayan grip aşısının, 6 aydan küçük bebeklere, yumurtaya karşı alerjisi olanlara ve hamileliğin ilk 3 ayında bulunanlara vurulmaması gerektiğine işaret etti.
"GRİPTEN KORUNMA YOLLARI"
Grip aşısı olanların sadece gribe karşı ve belli oranda korunabileceğini vurgulayan Dr. Ahmet Şentürk, şunları söyledi:
"Aşının bağışıklık oluşturmadığı kimselerde ve grip dışındaki diğer solunum yolu hastalıklarında genel korunma tedbirlerine dikkat etmeliyiz. Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu hastalıklarının topluma yayılmasının önlenmesi için sağlamlardan çok hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir. Hastalar en azından iyileşene kadar başkalarıyla öpüşmemeli, kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır. Virüs, yıkanmış elde de bulunur. Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas ettiklerinde, öksürük, hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon ve benzeri ortak araçlara temas etmemelidir. Hasta kişilerden etrafa saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğinin olması bulaşıcılığı daha da arttırmaktadır. Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilse sinema, okul, işyeri, metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde istirahat etmeli, mutlaka çıkmaları gerekiyorsa maskeyle sokağa çıkmalıdır. En etkili korunma hastaların alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Sonbahar-kış aylarında uygun giyim ve beslenmeye dikkat edilmeli, kalın-yünlü sıcak giysiler kullanılmalı, terli kalınmamalı, bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan etkenlerden uzak durulmalı, aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenmemeye dikkat edilmelidir."
Gribe neden olan influenza denen virüsün A, B ve C olmak üzere üç tip olduğunu kaydeden Dr. Şentürk, A tipi virüsün hem insanlarda hem de kuş, kümes ve domuz gibi hayvanlarda hastalık yaptığını, B tipinin sadece insanlarda gribe neden olduğunu, C tipinin ise çok hafif derecede hastalık yaptığı için salgına yol açmadığını sözlerine ekledi.