Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle kısa adı GRTC olan Küresel Araştırma Düşünce Merkezi’nin düzenlediği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ev sahipliği yaptığı ’Bir genç, bir fikir’ başlıklı proje kapsamında ’Teknik, medeniyet ve yabancılaşma’ konulu çalıştay yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’ın yaptığı çalıştayda Prof. Dr. Ali Çelik (Medeniyet), Doç. Dr. Adil Şen (Teknik) ve Doç. Dr. Ömer Müftüoğlu (Yabancılaşma ) sunumlar yaptı.
Çalıştayın açılışını GRTC Genel Başkanı Mustafa Önsay yaptı. Projenin kapsamını ve verdiği mesajları kısaca anlatan Önsay, bu projenin başta gençler olmak üzere geleceğin mimarları üniversite öğrencilerinin ufkunu açacak onlara yol gösterecek, değerler üzerinden yarının ötesini görebilen gençler için planlandığını vurguladı.
Prof. Dr. Ali Çelik, "Çalıştay konumuz olan ’Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma’nın asıl öznesinin, insan olması nedeniyle insan nedir? sorusuyla başladı ve İnsan hakkında şu tespitlerde bulundu: "İnsanı konu alan hemen hemen bütün bilim dalları, insanın bir yönünü öne çıkarmak suretiyle onu parçacı bir yaklaşım içinde tanımaya çalışmıştır. Bu parçalanma ise, insanı daha da tanınmaz hale getirmiştir. Yapılan çalışmalara baktığımız zaman, şunu görüyoruz: kimi insanın fizyolojik yapısını, davranış biçimlerini, kimi duygusal yapısını, kimi aklî yapısını esas alarak insanı merkezden alıp kenara çekmek suretiyle tanımaya çalışmışlardır. Nihâi amaç ise, iyi ve erdemli insan olmanın yolunu bulmaktır. Fakat sonuç öyle olmamıştır. Bu gün varılan noktada, kimileri duygularının baskısı altında, kimileri hazzın, kimileri sezginin altında ezilip kalmış, o kurulmak istenen Erdemli Şehir bir türlü kurulamamış; özlenen mutlu hayata kavuşulamamıştır. Çünkü insan parçalanmıştır. Allah, insana ’kendi ruhundan üflemiş’, bir anlamda değer yüklemiş, onu özel surette donatmış ve kendisini halife tayin etmiştir" diye konuştu.
"İNSANLAR DENGE KURMANIN MÜCADELESİ İÇİNDE"
"Önemli olan insanın bu yaratılış özelliğinin farkına varmaktır" diyen Çelik, "İnsana düşen şey ise, öz yaratılışında var olan bu değerlerin farkına varmak, onları keşfetmektir. İnsan bu farkındalık özelliğiyle, her türlü iyi ve kötü, arzu edilen ve arzu edilmeyen özellikleri fark ederek ona bir değer verir ve anlam katar. Bazı İslâm düşünürleri insanı, ’Medeniyyünbi’t-tab’ (tabiaten/yaratılış olarak medeni) olarak vasıflandırmışlardır. Önemli olan insanın bu yaratılış özelliğinin farkına varmaktır. Bunun İslam kültüründeki adı ’fıtrat’tır. Allah kendine ait isim ve sıfatlardan cüz’i bir oranda insanın fıtratına koymuş; bu istikamette yaşamasını, yeryüzünü imar etmesini istemiştir. Bunlara biz ’değerlerimiz’ diyoruz. İnsan dünyada olgularla değerleri arasında denge kurmanın mücadelesi içindedir. Bu denge kurulduğu an, mutlu; denge bozulduğu an mutsuz olur. İşte insan sahip olduğu değerleri istikametinde kendi kurumlarını, bu kurumların üzerine de medeniyetini inşaa eder. İslam Medeniyeti,referanslarını Kur’an ve sünnetten alan bir medeniyettir. İslam medeniyeti, tarihin derinliklerinde kalmış, bitmiş bir medeniyet değildir. Yeryüzünde, Müslümanlar bulunduğu her yerde İslam’a ait bir renk, bir ton, bir alamet mutlaka bulunacak; Müslüman yapıp ettiği her şeye, kendi kültür değerlerinin mührünü vurarak varlığını devam ettirecektir. Bu özellik İslam’ın evrensel oluşunu göstermesi açısından son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
ÖNSAY: "ÜNİVERSİTELER, GELECEĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRMELİ"
Doç Dr. Adil Şen, ise yaptığı konuşmada, “Teknik denilen şeyin insan hayatını kolaylaştırmayı sağlayan bir takım maddi îcadlar olduğunu, bunu başarabilmenin ilâhî bir lütuf olduğunu, ancak bütün bunlara rağmen her yeni bir icadın beraberinde belli bir de risk taşıdığını belirterek, teknolojinin iyi ve doğru kullanılması gerektiği; son zamanlardaki gerek bilgi teknolojisindeki gelişmelerin, gerekse iletişim araçlarının çeşitliliğinin bu riski daha da artırdığını; bu riskin de zaman zaman toplumun sahip olduğu değerleri tahrip ettiğini ifade etmiştir” dedi.
Doç.Dr. Ömer Müftüoğlu da sunumunda, insanın sahip olduğu değerlerinin farkında olması gerektiğine dikkat çekerek, bu farkındalık olmazsa, fıtrat-ı selime dışına çıkılacak olunursa bunun insanın kendisine karşı yabancılaşma olacağını belirtmiştir. Aslında İslam kültüründeki ’Şirk’ kavramının da tam bu olduğunu ifade ederek bunu İslam tarihinden örnekler vererek konuşmasını tamamladı.
Oturumun moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Mustafa Yıldırım yaptığı değerlendirmesinde, ’İslam’ın, müeyyidesi ahirette olan bir dünya dini olduğunu, her Müslümanın sahip olduğu değerler istikametinde yaşadığı dünyayı imar etmekle yükümlü olduğunu; bu yükümlüğün eksiksiz yerine getirilmesinin ise aslında bir Medeniyet inşaası demek olduğunu” ifade etti.
Projenin bir yıl devam edeceği ve 10’u aşkın üniversitede farklı konuların ele alınıp üniversitelerde farkındalık oluşturulacağına değinen GRTC genel Başkanı Mustafa Önsay, üniversitelerin ilim ve irfan yuvaları olmakla beraber geleceği şekillendiren ve toplumu ayakta tutan dinamiklerin başında gelen kurumlar olarak gördüklerini dile getirdi.
GRTC tarafından katılımcılara projenin hatırası olan hediyeler dağıtıldı ve bir sonraki programa tüm öğrenciler davet edildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz