Günlük koşuşturmalar, hep bir yerlere yetişme telaşı, yaşam koşullarının zorlaşması hafızamızı zedeleyebiliyor. Peki hafızamızı dinç tutmak için neler yapmalıyız? İşte hafızamızın güçlenmesine yardımcı olan besinler... Uzman Diyetisyen Tuğçe Altan Bahçe, hem hafızamızı güçlendirebilecek, hem de güçlü bir hafıza için tercih edilmemesi gereken besinleri Mynet okurlarıyla paylaştı.
HAFIZAYI GÜÇLENDİREN BESİNLER İÇİN HABERİMİZE TIKLAYIN
Uzman diyetisyen Bahçe, yumurta, badem, tam buğday unu, balık, koyu yapraklı sebzeler, yoğurt ve muz tüketilemesinin hafızamızı güçlendireceğini belirtti. Yumurta çinko, folik asit, magnezyum ve protein açısından zengin bir besin kaynağı olduğu için her gün tüketilebilir.
İçinde taşıdığı mineraller, folik asit, esansiyel yağ asitleri nedeniyle kahvaltılarda ara öğünlerde badem tüketilmesi hafızayı güçlendirebilecek besinler arasındadır.
Sağlıklı ve güçlü bir hafızaya sahip olmak istiyorsak eğer tam buğday ununu beyaz un yerine tercih etmeliyiz.
Vitamin, Omega-3 yönünden oldukça zengin olan balık sağlıklı pişirildiği takdirde hafızamızı güçlendirebilecek en önemli besin kaynakları arasında yer alır. Balığın haftada 2 gün tüketilmesi öneriliyor. Ispanak, brokoli, roka gibi koyu yeşil sebzeler iyi bir hafıza için tüketilmesi gerekli olan sebzelerdir. Her gün bir porsiyon salata veya sebze yemeği şeklinde tüketilmelidir. Probiyotik bir besin olan yoğurt günde 1 kase veya 2 su bardağı ayran olarak tercih edilmelidir. Hem bağışıklık sisteminizi korur hem de hafızanızı güçlendirir.
Motivasyon ve hafıza artırmada tercih edilmesi ereken besinlerden biri de muzdur. Muz, kan şeker dengesini sağlayarak konsantrasyonunuzu motivasyonunuzu artırır.
Güçlü bir hafıza için tercih etmeniz gerekenler
Taze sıkılmış meyve suyu
Yeşil yapraklı salata
Izgara somon
Tam buğday ekmeği
Yumurta Sosis
Ceviz
Güçlü bir hafıza için tercih etmemeniz gerekenler
Alkol
Patates kızartması
Hamsi tava
Beyaz ekmek
Sosis
Ay çekirdeği
Hafıza (bellek)
Psikolojide hafıza, bir organizmanın bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında geri çağırma yeteneği olarak tanımlanmıştır. Hafızayla ilgili ilk çalışmalar felsefe alanında yapılmış olup daha çok hafıza geliştirme teknikleri üzerinde yoğunlaşmıştır. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında hafıza konusu daha çok algılama psikolojisinin (cognitive psychology) paradigması içerisinde ele alınmıştı. Son yıllarda ise algılama psikolojisi ile nörolojik bilimler ile bağlantılı bir bilim dalı olan algısal-nörolojik bilimlerin başlıca dallarından biri haline gelmiştir.
Hafıza geliştirmenin en iyi yolunun beyne bol oksijen sağlanmasından geçtiği, bunun da aerobik egzersizler, her hafta 3 saat yürüyüş, yüzme veya bisiklete binme ile sağlanabileceği bilinmektedir. Bu tür aerobik egzersizler yaşça ileri insanlarda zihinsel fonksiyonlar arası geçişin kolaylaştırılması, konsantrasyonun geliştirilmesi ve kısa süreli hafızayı geliştirmede önemli rol oynar. Egzersiz nöronlar arasındaki bağlantıları artırarak hafızayı geliştirebilir.
Uluslararası İnsan Ömrünü Uzatma Merkezi 2001 yılında yayınladığı bir raporda,
Sürekli öğrenme, eğitim ve okuma ile entelektüel aktiflik,
Kan dolaşımını hızlandıracak spor egzersizleri ile fiziksel aktivite,
Sosyalleşmek
Stresi azaltmak
Düzenli uyku
Dengeli beslenme
Depresyon ve duygusal iniş çıkışlardan kaçınmak gibi önerilerde bulunmuştur.