Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa kıtasında barış, istikrar ve refahın sembolü olan 9 Mayıs Avrupa Günü münasebetiyle mesaj yayımladı.
Türk vatandaşları başta olmak üzere tüm Avrupa halklarını gönülden tebrik eden Cumhurbaşkanı Gül, dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın adını taşıyan 9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Deklarasyonu’nun 'Dünya barışı kendisini tehdit eden tehlikelerle orantılı çabalar olmaksızın korunamaz.' cümlesiyle başladığı, Avrupa ülkeleri arasında bir üst otoritenin tesisi, bu suretle üretimde dayanışmanın sağlanması ve rekabetin önlenmesi çağrısında bulunduğunu hatırlattı.
“AVRUPA KÜRESEL GELİŞMELERE YÖN VEREBİLMELİ”
Gül, “İhtilafların ve tarihi derinliği olan düşmanlıkların diyalog ve uzlaşmayla aşılarak uzun süreli barış ve istikrarın sağlanabileceğini ortaya koyan Avrupa projesi, gerek kendi içindeki ekonomik ve sosyal sorunlar, gerek Kuzey Afrika ve Akdeniz havzasında yaşanan tarihi dönüşüm nedeniyle ciddi bir imtihanla karşı karşıyadır. Büyük Afro-Avrasya coğrafyasının kalbinde yer alan Akdeniz havzasında yaşanan bu gelişmeler karşısında Avrupa’nın ‘kabuğuna çekilmek’ yerine, ‘kabuğunu yırtmak’ suretiyle başta komşu coğrafyalar olmak üzere küresel gelişmelere yön verecek bir stratejik vizyona sahip olması elzemdir.
Böyle bir atılım, ancak Schuman başta olmak üzere Avrupa idealinin kurucularının müstesna vizyonları ile ortaya koydukları 'tam dayanışma' fikrinin 'Pan-Avrupalı' bir yaklaşımla her alanda gerçekleştirilmesi ve birlik bilincinin tüm boyutlarıyla kadim Avrupa kıtasının bütününe yayılması sayesinde sağlanabilecektir. Mevcut şartlar altında, Avrupa kıtasında ortak değerlerin dışında sun’i sınırlar oluşturmak, bahsettiğim dayanışma ihtiyacına en büyük zararı verecektir.” dedi.
Siyasi, iktisadi, coğrafi, insani, tarihi ve kültürel bakımdan Avrupa’nın tartışmasız parçası olan Türkiye’de de 9 Mayıs Avrupa Günü’nün, Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık statüsünün tescil edildiği 1999 yılından bu yana kutlandığına işaret eden Gül, bu yıl imzalanmasının 50. yıl dönümü idrak edilen Ankara Anlaşması’nın, Türk halkının Avrupa yöneliminde adeta bir kilometre taşı olduğunu kaydetti.
"TÜRKİYE, AVRUPA’NIN DAİMİ BİR PARÇASI”
Gül, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefi, bu hususta ortaya koyduğu stratejik vizyonun en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Bu vizyonun temelinde, Anadolu’nun kadim birleştirici ruhundan güç alan Türkiye’nin daima Avrupa tarihinin bir parçası olması ve modern Avrupa’daki tüm siyasi, ekonomik ve kültürel yapılanmaların içinde, büyük bölümünün kurucu üyesi olarak yer alması bulunmaktadır. Bu çerçevede, AB üyelik sürecimizi yaklaşık 15 yıldır kapsamlı bir reform programı dahilinde kararlılıkla sürdürmekteyiz. Somut etkileri uzun süredir gerek ekonomik gerek toplumsal hayatımızda hissedilen bu reformlar, daha demokratik, daha müreffeh ve daha güçlü bir Türkiye inşa edilmesinin önünü açmıştır. Türkiye’nin AB’ye katılım konusunda yıllardır azimle sergilediği gayretlerin arzu ettiğimiz şekilde sonuçlanması, tabiatıyla, AB’nin taahhütlerine ‘ahde vefa’ ilkesi çerçevesinde sadık kalmasıyla da yakından bağlantılıdır. Türkiye'nin katılımı, ekonomi, enerji, dış politika ve güvenlik gibi alanlarda sağlayacağı yeni açılımlarla AB’ye uluslararası camia içinde daha belirgin ve ağırlıklı bir konum kazandıracaktır. Ülkemizin üyelik sürecinin başarıyla sonuçlanması, AB’nin temsil ettiği değerlerin daha geniş coğrafyalarda kabul görmesi yönünden de eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Diğer taraftan, yarım asırdır ortaklık ilişkisi içinde bulunduğumuz AB içindeki 'farklılaştırılmış Avrupa' tartışmaları, Türkiye’de de ilgiyle takip edilmektedir. AB içinde bu hususta ortaya çıkan görüş farklılıklarının açık ve şeffaf biçimde ele alınması, şüphesiz meseleyi değerlendirmenin en sağlıklı yoludur. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa bütünleşmesini güçlendirmeyi hedefleyen bütün girişimlerin AB’yi daima ileriye taşımış olması ışığında, söz konusu tartışmaların ortak aklı yansıtan bir formülle neticeleneceğine inancım tamdır.”
“AB’NİN GELECEĞİ HEPİMİZİ İLGİLENDİRİYOR”
Cumhurbaşkanı Gül, AB’nin geleceğine ilişkin hususların, üye ülkelerin yanı sıra Türkiye gibi müzakere sürecindeki ülkelerce de ele alınmasına önem atfettiklerini belirtti. Gül, “Zira, Avrupa’nın geleceği hepimizi ilgilendirmektedir. Esasen Türkiye, 2002-2003 yıllarında faaliyet gösteren ve 2009’da Lizbon Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle sonuçlanan sürece öncülük eden 'Avrupa Konvansiyonu’nda aday ülke sıfatıyla yerini alarak, AB’nin geleceğine ilişkin görüşlerini ve nasıl bir Avrupa istediğini ortaya koymuştur. Türkiye, ayrılmaz parçası olduğu Avrupa projesine, bu konularda önümüzdeki dönemde de katkı sunmaya devam edecektir. Bu düşüncelerle, Avrupa bütünleşmesine emeği geçenleri saygıyla anıyor; AB projesinin daha da güçlenmesi temennisiyle, başta vatandaşlarımız olmak üzere bütün Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü’nü bir kez daha içtenlikle kutluyorum.” diyerek mesajını tamamladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz