Akşam saatlerinde bir dizi resmi temas için İtalya'ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 4 günlük seyahat öncesi ülkenin yüksek tirajlı gazetelerinden Corriere della Sera yazarı Antonio Ferrari'ye mülakat verdi
Abdullah Gül, Ferrari'nin Türkiye'de son dönemde yaşananlar ve komşularla ilişkiler başta olmak üzere birçok sorusunu yanıtladı. Gül'e ilk olarak Başbakan'ın Brüksel'de yaptığı paralel devlet açıklamasını soran Ferrari'ye, "Bürokrasi dünyasının içinde bazı kişiler Devlet'e hizmet etmek yerine ayrı bir dayanışmanın içinde bulunuyorlar” dedi. Yazarın Fethullah Gülen'i mi kastediyorsunuz sorusunu ise Gül, devlet organının içinde adaletin sonsuz olması gerektiğini belirterek dini duygulardan, kişilerden ya da etnik aidiyetlerden bahsetmediğini belirtti. Gül ayrıca adaletin olmaması durumunda müdahalenin gerekeceğini belirtti. Yazarın "ABD'ye gittiğinizde Gülen'le görüştünüz mü?” sorusunu ise Gül, "Bu konuda görüşmek istemiyorum” diyerek yanıtladı. Gülen'le ilgili sorulan "Sizi mektup yazdı mı?” sorusunu ise Gül, "Evet,her Türk vatandaşı bana mektup yazabilir” şeklinde yanıtladı.
Türkiye'ye zarar veren şeyler olduğunu ve bu konuda sesini duyurmaya çalıştığını belirten Gül Ferrari'nin komşularla ilgili yaşanan sorunlara ilişkin sorduğu soruyu ise, "Benim Bakan olduğum dönemden bu yana durum oldukça değişti. Rejimi iyi tanıyorduk ama işbirliği içinde kalmaya çalışıyorduk. Bölgeye istikrar ve refah getirmek için güçlü bir örnek vermeye çalışıyorduk. Arap Baharı geldiğinde Suriye'de de büyük bir demokrasi talebi oldu. Rejim bu isteklere silahlarla müdahale etti ve bugünkü duruma gelindi” şeklinde yanıtladı.
El Kaide'ye yakın grupların Suriye sınırında olan etkinlikleri hakkında endişelerini de dile getiren Gül, "Bu durum nedeniyle biz de sınır bölgelerimizde büyük risk altındayız. Merhametsizce işlenen korkunç suçların işlendiğini gördüğümüz zaman, ABD, İtalya, Fransa, Almanya, hepimizin isteği aynıydı, değerlendirmelerimiz ortaktı. Daha sonra gördük ki müttefiklerimizin pozisyonları sadece lafta kaldı, bir ağırlığı olmadı. Bu durumda bizim de pozisyonumuzu yeniden ayarlamamız gerekiyor” dedi.
Yazarın "Esad mı yoksa El Kaide bağlantılı gruplar mı daha iyi?” sorusunu ise Gül, "Bu karşılaştırmayı utanç verici buluyorum. Biliyorduk ki muhalefet ancak sağlam bir dayanak bulduğu zaman ağırlık bulabilecekti, bu arada radikallerin muhalefete sızmasını engellemek gerekiyordu. Sanıyorum ki muhalefete dayanak Esad'a verilen desteğin yanında çok zayıf kaldı. Şu anda zarar çok büyük” şeklinde yanıt verdi.
Mısır'la olan ilişkiler hakkında da açıklamalarda bulunan Gül, "Bizim Mısır'la ilişkilerimiz düşük düzeyde olsa da devam ediyor. Bizi endişelendiren ve üzen Mısır gibi büyük bir devletin bu gibi acılı deneyimlerle karşı karşıya olması” şeklinde konuştu. "İsrail'le kavgaya devam etmek size mantıklı geliyor mu?” sorusunu ise Gül, "Mavi Marmara olayı çok acılı oldu. Biz iki şey istiyorduk: özür ve tazminat. Özür dilendi, şu an tazminat konusunu bekliyoruz. Bir araya gelmek ve konuşmak her zaman faydalıdır” şeklinde konuştu. "El Kaide saldırılardan korkuyor musunuz?” şeklinde sorulan soruyu ise Gül, "2000'lerden bu yana New York, Londra, Madrid ve de İstanbul'da saldırılar oldu. Bizim endişemiz güney sınırlarımızın ötesindeki tehlikelerden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
Son olarak Gül, "Gelecekte ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı süreniz uzayacak mı? Tekrar aday olacak mısınız? Putin ve Medvedev gibi siz de Erdoğan'la yer mi değişeceksiniz?” sorularını "Şu an bunlar için çok erken. Zamanı geldiği zaman ailemle durumu değerlendirip bir karar alacağız” şeklinde konuştu. Ferrari ise bu yorum sonrası mülakatın sonunda, "Açık ki aileden kasıt eş ve çocuklar değil, AKP” yorumunda bulundu.