Ankara - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Müzakerelerin hedefi tam üyeliktir. Bunu unutturmak için, bize geri adım attırmak için, bize 'lanet olsun buraya' dedirtmek için ne kadar da uğraşırlarsa uğraşsınlar, bunu yapmayacağız" dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu Tasarısının 11. tur görüşmelerine devam edildi. Hükümet adına söz alan Gül, AB'ye ilişkin
eleştirileri cevaplandırken, "AB, eğer gerçekten dünyada bir aktör olacaksa kendine dönmeli ve Türkiye'nin sağlayacağı katkıyı bilmeli" dedi.
Müzakerelerde birçok bahaneler ortaya konulduğunu ve bu bahanelerin gerekçelerinin herkes tarafından bilindiğini ifade eden Abdullah Gül, "Bu tür konuları değerlendirirken, kendimizi onların yerine koymamız gerekir. Böyle bakınca, Avrupa'da bir kafa karışıklığı olduğunu görürüz. Avrupa'nın kendi kendine güvenemediğini görüyoruz" diye konuştu.
2004 yılında AB müzakerelerine resmen başlandığını anımsatan Gül, şunları kaydetti:
"Müzakerelerin hedefi tam üyeliktir. Bunu unutturmak için, bize geri adım attırmak için, bize 'lanet olsun buraya' dedirtmek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, bunu yapmayacağız. Çünkü bizim bu kadar müktesebatı bir kenara bırakacak halimiz yoktur. Şimdiye kadar atılan imzaları onlara unutturmayız.
Attıkları imzaları şereflendirmeleri için daima takip edeceğiz."Milletvekillerinin, eleştirilerde sadece "Bu şartlar altında AB ile ilişkileri kesin ve bırakın" denmediğini belirten Gül, "Bu, oyuna düşmektir. Şimdiye kadarki elde edilen kazanımlardan, haklardan vazgeçmeyeceğiz" dedi.Gül, şöyle devam etti:
"Onlara kızarak, Türkiye'nin çıkarlarını feda etmemiz söz konusu değil. Sonuna kadar hakkımızı almaya çalışacağız. Önünde sonunda üyelik de bir gün gerçekleşecektir. Avrupa'nın kafasının karışık oluşunun geçici olduğuna inanıyorum. Önemli olan, bu günler geçtiğinde Türkiye'nin hazır olmasıdır.
Biz eskiden üzerimize düşen kriterleri yerine getirmeden kapıyı çaldık. O güzel fırsatları kaçırdık. Şimdi Avrupa'da olumsuz şartlar var; bir gün Avrupa değişecektir, farkına varacaktır, Türkiye ile daha samimi ve dürüst ilişki içinde olacaktır. Önemli olan, o gün Türkiye'nin hazır olmasıdır."Kıbrıs politikasının, 73 milyon insanın geleceği doğrultusunda yürütüldüğünü bildiren Gül, "73 milyonun geleceği, çıkarı göz ardı edilerek politika olmaz. Hiçbir taviz verdiğimiz yoktur" dedi.
73 milyonun geleceğini gözününde bulundurarak Kıbrıs politikasını belirlerini kaydeden Gül, "Daha önce 73 milyonun geleceği hiç düşünülmeden politikalar takip edildiği için Kıbrıs Rum Kesiminin önü adeta açık tutuldu. Onlar da AB'ye girdi. AB'de oy birliğiyle alınan kararları Rumların nasıl etkileyecekleri düşünülmemiş. Orada 600 bin kişi yüzünden, orada 73 milyon kişinin kazancının feda edilmesi gibi bir şey olamaz."
Ermeni meselesinin, gelecek 10 yılın en önemli meselelerinden biri olduğunu kaydeden Gül, "Gerekirse yargı yolları, tahkim yolları olmak üzere bunların hepsini deneyeceğiz. Kısa sürede siyasi partilerle de bu çalışmaları paylaşacağız" dedi.