Gül TBMM'yi "açılım"la açtı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılı nedeniyle Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı açılış konuşmasında demokrasi ve birlik vurgusu yaptı

ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılı nedeniyle Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı açılış konuşmasında demokrasi ve birlik vurgusu yaptı.

[

****](https://www.mynet.com/yeni-yasama-yili-acilisindan-notlar-110100472912 )

[

****](https://www.mynet.com/muhalefetten-gulun-konusmasina-degerlendirme-110100472916 )

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM'nin açılışında milletvekillerine hitap etti. Hükümetin yaptığı demokratik açılımı destekleyen mesajlar veren Gül'ün konuşmasına muhalefetten sert eleştiriler geldi. Bahçeli, konuşmada hiç Türk kelimesi geçmediğini belirterek Gül'ün başka bir ülkenin cumhurbaşkanı gibi konuştuğunu öne sürdü. Gül'ün ise konuşmasında sadece bir kez Türk kelimesini kullandığı gözlendi.

Reklam
Reklam

Muhalefeti üstü kapalı eleştiren Gül, “Herkesi ilgilendiren siyasi meselelerde ‘partili’ olmakla ‘partizan’ olmak arasındaki çizgi kalın bir şekilde çizilmelidir” uyarısında bulundu. Gül, “Doğal bir durum olan, etnik, dini ve kültürel farklılıkları uç ayrılıkçı fikirlerin zemini haline getirenler çağın gerisinde duruyorlar demektir. Birlik ve beraberlikten herkesin tek tip bir kalıp içinde erimesini anlayanlar da çağın ruhuna aykırı davranıyorlar" diye konuştu. Gül, “Farklılıklardan korkan bir devlet Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaşlığı yakalayamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 23’ncü dönem 4’ncü yasama yılı nedeniyle Meclis Genel Kurulu’na hitap etti. Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil eşliğinde Meclis kürsüsüne gelen Gül, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşmasına başladı. TBMM’nin kurtuluş ve kuruluş dönemlerinde en önemli kurum olduğunu ifade eden Gül, “Dünyada eşi benzeri olmayan bir Meclisin çatısı altında bulunmanın onurunu yaşıyoruz. Başka ülkelerde, Meclisler genellikle bir savaş sonunda kurulmuşken, Meclisimiz Milli Mücadeleye komuta etmiş ve milletimizin yeniden ayağa kalkışının önderi olmuştur” diye konuştu. TBMM’nin tüm olumsuz şartlara göğüs gererek ulusal egemenliği ve bağımsızlığın sembolü haline geldiğini, dünyanın tek ‘Gazi Meclisi’ olduğunu kaydeden Gül, konuşmasının büyük bölümünde demokrasi ve birlik vurgusu yaptı.

Reklam
Reklam

-“DEMOKRASİ, ERDEMİNİ HALKTAN ALIR”-

Gül, hiç unutulmaması gereken gerçeğin, muasır medeniyetin siyasi yüzünün, cumhuriyetin sağlam temelleri üzerinde yükselen ve ayrılmaz bir parçası olan demokrasi olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Demokrasi erdemini halktan alır. Sadece demokrasilerde, halk, serbest seçimler yoluyla işbaşına getirdiği temsilciler eliyle yönetilmektedir. Çağdaş demokrasiler, demokratik ve laik değerler şemsiyesi altında, politikaları belirleme ve uygulama yetkisinin sandıktan önde çıkana ait olduğu yönetim biçimleridir. Demokrasilerde, hükümetler çoğunluğun iradesiyle kurulur ama hükümetlerin yönetim yetkisi sınırsız değildir. Hükümetler, hukukun üstünlüğüne bağlı kalarak hareket ederler; sayıca çok ya da az olmalarına bakılmaksızın tüm toplumsal kesimlerin ve tek tek bireylerin hakları da teminat altındadır. İnsanlığın siyasi bilincinin bugün geldiği aşamada demokrasileri rakipsiz kılan, toplumsal ve siyasi farklılıkların bir arada yaşamasına en uygun vasatı sunma imkanıdır.”

Reklam
Reklam

-“FARKLILIKLARDAN KORKAN DEVLET ATATÜRK’ÜN HEDEF GÖSTERDİĞİ ÇAĞDAŞLIĞI YAKALAYAMAZ”-

Birlik fikrini koruyarak farklılıkları yönetme, modern demokrasilerin aynı zamanda en ciddi sınavı olduğunu vurgulayan Gül, “Demokratik rejimler, birbirinden farklı düşünen ve yaşayan bireyleri kucaklayan, çoğunluktan farklı düşünenlerin de hak ve özgürlüklerini teminat altına alan bir siyasi, kültürel ve hukuki düzen sunabildiği takdirdi başarılı sayılmaktadır. Milletin birliğini ve millet içindeki çeşitlilikleri aynı derecede kollamak, birlik ve çeşitliliği birbirinin alternatifi değil destekleyicisi olarak konumlandırmak ve korumak modern demokrasilerin omurgasıdır” diye konuştu. Demokratik devletin, millet olmanın esası olan ‘birlik’ fikrini ve düzenini güçlü bir biçimde geleceğe taşırken, ‘sosyal ve kültürel farklılıkları’ ortadan kaldıran değil, onları zenginlik olarak kabul edip geliştirilmesine imkan sağlayan devlet olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Demokratik devlet, farklı olanı tek bir kalıp içerisinde eritmez ve ötekileştirmez, her bir bireyi var olan değerleriyle birlikte koruması altına alır. Demokratik devlet herkesin serbestçe kendi doğrularını oluşturabileceği ve başkalarına zarar vermeden huzur ve refah içerisinde yaşayabileceği bir siyasi düzeni kurabilen devlettir. Ülkemize, milletimize, devletimize tarihi tecrübemizin ışığında ‘biz’den bir gözle bakarsak varolan farklılıklarımızın birer zenginlik, ‘yabancılaşmış’ bir göz ile bakarsak tehdit olduğunu düşünürüz. Yüzlerce yıllık bir tarihin ve devlet geleneğinin varisi olan bizler, farklılıklarımızın birlikte yaşadığımız uzun asırlar içerisinde birbirimize sağladığımız katkılar ve milli birliğimizi pekiştiren unsurlar olduğunu düşünmeliyiz. Farklılıklarından korkan bir devlet Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaşlığı yakalayamaz.”

Reklam
Reklam

-“ÇEŞİTLİLİK İÇİNDE BİRLİĞİ SAĞLAYANLAR GELECEĞE DAMGA VURACAK”-

Gül, Cumhuriyetin, bu toprakları kendilerine vatan bilen farklı renklerin kendi çatısı altında ayrılmaz bir biçimde kaynaşmasıyla kurulduğunu belirterek, “Dünya milletleri içinde müstesna bir yere sahip olan milletimiz ‘farklılıklara saygıyla yaklaşan birlik ideali’nin tecessüm etmiş halidir. Bugün bu temel kabullerde yapılacak bir yanlışlık, farklılıklarıyla büyüyen bir Türkiye yerine, enerjisini heba eden bir Türkiye tablosu ortaya çıkarır” uyarısında bulundu. Gül, “Kuşkusuz bugünün dünyasında ‘çeşitlilik içinde birliğin nasıl sağlanabileceği ‘en temel tartışma konularındandır. Bu tartışmaları sağlıklı bir biçimde yürüten milletler geleceğe damga vuracaklar, tartışmaları bastıran toplumsal ise kendi içlerine kapanarak tarihin gerisine düşeceklerdir” diye konuştu.

-“MİLLETİMİZİN MAYASINA OLAN SONSUZ GÜVENİM…”-

Son dönemde siyaset ve toplum hayatında tartışma konularının başında, devlet ve kültürel farklılıkların geldiğine işaret eden Gül, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

“Bugün devletimizin temel nitelikleri ve üniter yapısı korunarak, devlet ve çeşitlilik arz eden etnik, dini, kültürel gruplar arasındaki ilişkilerin çağın ruhuna uygun bir biçimde geliştirilmesi amacına dönük bir tartışma sürecinden geçiyoruz. Bu süreç, millet olma bilincimizin güçlenmesine hizmet edecektir. Milletimizden gelen demokratik taleplerin doyurucu bir biçimde karşılanması devletin var oluş sebebidir. Anadolu’nun tüm tarihi mirasını korumak devletin anayasal görevidir. Siyasi açıdan da birliğimizi ve dirliğimizi güçlendirecek bir yenilenmedir. Demokrasinin geliştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olma duygusunu ve milletimize aidiyet bilincini güçlendirmenin tek yoludur. Milletimizin mayasına olan sonsuz güvenim, bana bu tartışmalar yoluyla daha güçlü bir devlete ve daha çağdaş bir demokrasiye sahip olma yolunda büyük umutlar veriyor.”

-MUHALEFETE ÜSTÜ KAPALI ELEŞTİRİ-

Gül, konuşmasında, demokratik açılıma sert tepki gösteren muhalefete de üstü kapalı eleştirilerde bulundu. Etnik, dini ve kültürel farklılıkları uç ayrılıkçı fikirlerin zemini haline getirenlerin çağın gerisinde durduğunu belirten Gül, “Birlik ve beraberlikten herkesin tek tip bir kalıp içinde erimesini anlayanlar da çağın ruhuna aykırı davranıyorlar demektir. Siyasi bilincin ve demokrasinin yetkin olduğu bir toplumda, çeşitlilik içinde birlik ilkesi, o ülkenin kuvvet kaynağı olur. Birliğimiz ve dirliğimiz farklı nehirlerle beslenen ve güçlenen bir okyanus haline gelir. Kendi vatandaşlarını tek bir kalıp içinde erimeye zorlayan ülkelerin en başta kendi birlik ve dirliklerine zarar verdikleri gibi, dünya sahnesinde de ciddiye alınmadıklarını görüyoruz. Etnisite ya da din adına kamplaşarak birlik fikrinden uzaklaşan toplumlar da büyük acılarla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Bunu görmek için fazla uzaklara da bakmaya gerek yoktur. Sınırlarımızın hemen ötesinde yaşananlar herkes için ibret vesilesi olmalıdır” dedi. Hükümete de demokratik açılımla ilgili muhalefetle ‘uzlaşma’ mesajı veren Gül, uzlaşmanın bütün fikirlerin ortalamasını almak olmadığını söyledi.

Reklam
Reklam