KAYSERİ (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AB yolunda tren kazası benzetmeleri üzerine, "AB yolunda tren kazası olursa, bundan her iki taraf da zarar görür" dedi. Bakan Gül, müzakelerde Türkiye'nin üzerine düşeni yapmakta kararlı olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bir dizi programa katılmak üzere akşam saatlerinde özel uçakla Kayseri'ye geldi. Bakanları, havaalanında Vali Osman Güneş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan, AK Parti İl Başkanı Mahmut Cabat ile çok sayıda partili karşıladı. Havaalanında basın mensuplarının AB ile ilgili sorularını cevaplandıran Bakan Gül, AB yolunda son günlerde kamuoyunda tren kazası benzetmelerine cevap verdi. Bu konuda ne başbakanın ne de kendisinin böyle bir tabir kullanmadıklarını belirten Gül, "Çünkü bir tren kazası olursa, herkes yara alabilir bundan. Yani karşılıklı bir yara alma olur. Alternatif olarak bunları hiç düşenmemek lazım. Türkiye üzerine düşeni yapmakta çok kararlıdır. Bu işin 2 önemli ayağı vardır. Biri siyasi reform sürecinin devam etmesi, diğeri de AB müktesebatını Türkiye'nin uygulamasıdır. Türkiye çok kararlı çalışmalar yapmaktadır. Bazen Avrupa'dan Türkiye'ye 'reformları yavaşlat' diye sezlenişler duyduğumuz halde, TBMM olağanüstü toplanmış ve kanunlar çıkartıyor. 9. reform paketi de şu anda TBMM'de ve bitmek üzere. Bu çerçevede birçok kanun çıktı. Meclis, gece-gündüz çalışırken ve hükümetimiz bu konuda kararlığını her zaman ortaya koyarken, kimsenin tereddüt etmemesi gerekir. Tabiki bu yolda zorluklar ve sıkıntılar vardır. Bunu, ta başında söyledik. Bu bir asfalt yol değil. Bunlar görüşerek, tartışarak, mekik diplomasi yapılarak çözülecek işlerdir. İşte son günlerde sizinde şahit olduğunuz gelişmeleri bu şekilde anlamak gerekir. Kıbrıs, AB meselesinin bir parçası değildir aslında. Konunun çözümü Birleşmiş Milletler'de (BM) olacaktır. AB müzakereleri çerçevesi içerisinde gümrük birliği ile bazı konular var. Bu konular da, karşılıklı görüşmeler ile çözülebilir. Burada önemli olan herkesin mantıklı olmasıdır. Kıbrıs'ın bir bölümünde ambargolar sürerken, Kıbrıs'ın bir bölümüne bir sürü kısıtlamalar uygulanırken, diğer bölümünde sanki hiçbir şey yokmuş gibi serbest bir ticaret biçiminde olması zaten mümkün değildir. Zaten AB, bunun farkında olduğu için bunu aşmak için Fin Dışişleri Bakanı ve dönem başkanı çalışmalar yapmaktadır. Her ne kadar Helsinki'de bir toplantı organize etmek için bazı çalışmalarda bulunduysa da ve bundan şu anda bir netice alınmadıysa, çalışmaları yine çözüm için devam ettiriyorlar. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, görüşmeler için Brüksel'e gitti. Finlandiya Dışişleri Bakanı ve dönem başkanı ile görüşmelerde bulunacak. Mümkündür ki, biz de daha sonra Helsinki'ye gidebiliriz. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum, hemen 'kazaydı', 'çarpışmaydı', ondan sonra 'trenler devrilecektir' demek yerine, yapılabilecek şeyleri gayet büyük bir sorumluluk duygusu ile ele alıp bunları aşmaya çalışmak gerekir. Bu bizim için doğru olduğu kadar, AB için de doğrudur. Dolayısıyla her iki taraf iyi niyetli çalışmalara devam ediyor" dedi.
"BAKANLARIMIZ BÖLGEYE GİTTİ, BUGÜN DE BAZI BAKANLAR BÖLGEYE GİDİYOR"
Bakan Gül, bir gazetecinin terörle mücadele konusundaki sorusuna ise, şu yanıtı verdi:
"Bölücü terör, Türkiye'nin birinci gündem maddesidir. Hükümetimizin de en önemli maddelerinden birisidir. Gerek hükümetimizin, gerekse terörle mücadele eden kurumlarımızın, silahlı kuvvetlerin, emniyetin, istihbarat teşkilatlarımızın hepsinin birinci önceliği budur. Terörle çok boyutlu mücadele yapılmaktadır. 'Terör örgütünü nasıl etkisiz hale getireceğiz ve halkımızı nasıl kazanacağız?' Bütün bunların üzerinde geniş bir şekilde çalışılmaktadır. Bu çerçeve içerisinde terörle mücadele üst kurulumuz, geçen hafta içerisinde toplandı ve bütün çalışmaları gözden geçirdi. Yeni yapılacak işleri tespit etti. Bunlar ayrıca Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bir kez daha ele alındı. Dolayısıyla bu sabır isteyen, ama aynı zamanda kararlılık isteyen bir iştir. Bildiğiniz gibi, maalesef yıllardır bu belayla uğraşıyoruz, ama Türkiye kararlıdır. Kesinlikle bunun üstesinden gelecektir. Elbirliği içerisinde, bu mücadeleyi devam ettireceğiz."
Son olarak bazı illerde yaşanan sel felaketine ilişkin açıklamalarda bulunan Gül, "Bu kadar insanın doğal felakette hayatını kaybediyor olmasının herkesi düşündürmesi lazım. Şüphesiz ki, belediye başkanlarının işlerini daha iyi yapmak gibi sorumlulukları vardır, ama bunu yine de sadece onlara yüklememek lazım. Bu, bütün Türkiye'nin çarpıklığıdır. Zaman zaman da İstanbul'da ve diğer büyükşehirlerde de aynı şeyler olmaktadır. Ama bundan ders çıkarılması gerekir. Tabiki bölgenin belediye başkanları, halkın günlük hizmeti için çok daha fazla uğraşması gerekir. Bununla ilgili çok daha fazla sorumluluk alması gerekir. Tabiki bunlar, onlar bu görevlerini yerine getirirken, hükümet olarak şüphesiz de bizler, vilayetler, valiler, il genel meclisleri, hepimiz de bu sorumlulukların hepsini paylaşacağız. Ama burada herkesin bir ders alması gerekiyor. Batman gibi bir yerde bu kadar insanın hayatını kaybetmesi, hepimizi gerçekten çok sarstı. Bakanlarımız bölgeye gitti, bugün de bazı bakanlar bölgeye gidiyor. Orada yaralar kesinlikle sarılacaktır. Kesinlikle hükümet, orada afetten zarar gören insanları kendi kaderleri ile başbaşa bırakmayacak, onların yarasını hep beraber saracağız. Onların acısı, Türkiye'nin dört bir yanından hissedilmektedir. Dolayısıyla hepimizin bundan sonra olabilecekiçin bunu aşmak için Fin afetlere karşı şehrimizi, yaşadığımız yeri hazırlıklı hale getirmemiz gerekir" diye konuştu.