Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Dicle Üniversitesi'nde FETÖ/PDY'ye ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanan ve hakkında "Terör örgütü kurma ve yönetme" suçlarından 22.5'ar yıla kadar hapis istemiyle dava açılan eski Rektör Ayşegül Jale Saraç, iddianamedeki ifadelerde geçen Fetullah Gülen'in kendisine bir çanta dolusu ziynet eşyası gönderdiği iddiasının "şerefsizce bir iftira" olduğunu söyledi.
Dicle Üniversitesi'nde FETÖ/PDY terör örgütünün akademik yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma sonunda ihraç edilen eski Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları Aytekin Sır, Aslan Bilici ve Sabri Eyigün hakkında "Terör örgütü kurma ve yönetme" suçlarından 22.5'ar yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın yargılamasına başlandı.
Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Ayşegül Jale Saraç ile Aytekin Sır katılırken, tutuksuz sanıklar Aslan Bilici ve Sabri Eyigün katılmadı. Duruşmada savunması alınan eski rektör Saraç, rektörlük seçimleri nedeniyle kendisine iftira atıldığını savundu. 15 Temmuz gecesi yardımcıları ile görüşüp darbeteşebbüsüne karşı bildiri yayınladıklarını belirten Saraç, bu konuda duruş sergileyen ilk üniversite olduklarını kaydetti.
'FETÖ'ye maddi yardım yapmadım'
FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı tek bir kişiyi bile üniversiteye almadığını belirten Saraç, "17-25 Aralık öncesinde hükümet ve devlet tarafından bu kişilerin tehlikeli olduğuna dair bir bildirim yapılmamış, hatta olimpiyatlarına katılınmış, teşvik edilmişlerdir. 17 Aralık'tan sonra çok dikkatli olduk. Daha önceki dönemlerde kimin ne olduğunu anlamak mümkün değildi. Emniyet veya MİT'ten bir uyarı gelseydi, biz buna uygun davranırdık. FETÖ ile ilgili bir iddia veya duyum alındığında gerekeni yapıyorduk. FETÖ'ye herhangi bir maddi yardımda bulunmadım. AK PartiMilletvekili Cuma İçten ikinci seçim dönemimde bana rakip olan Ahmet Keleş'i destekledi. Vekil sıfatına yakışmayan tarzda benden şahsi beklentileri olduğunu, imalı olarak söyledi. Ben de kendisine kanunsuz iş olmayacağını söyledim. Sonra basına 64 maddelik bir iftira listesi okudu. YÖK ve Sayıştaş denetçileri geldi ve bizi denetledi. Bir şey bulamadılar. En büyük iddiası Sayıştay'ın 200 trilyonluk usulsüzlük tespit ettiğidir. Bahsettiği 2007 yılında ben rektör bile değildim. Herkesi kucaklayarak üniversiteyi ayağa kaldırmaya çalıştık" dedi.
'Gülen'den selam gönderildiği iddiası yalan'
Rakiplerinin sürekli iftira halinde ve her işi karaladıklarını ifade eden Saraç, şunları söyledi: "Bizden önce çok ciddi öğrenci olayları vardı. Bizden sonra bu olaylar düştü. Sur olaylarında dahi üniversitede sıkıntı çıkmadı. Üniversitenin çok ciddi sıkıntıları vardı. Ahmet Keleş ısrarla beni Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan ile tanıştırmak istiyordu. Kayseri'de çevresi olduğunu ve gidip oradan yardım almamızı istiyordu.
O dönemde bir sürü rektör ziyarete geliyordu. Şerif Ali Tekalan'ın gelip gelmediğini hatırlamıyorum.Ancak Fethullah Gülen'den selam getirdiği çok çirkin bir iftira. Fethullah Gülen'in bana ziynet eşyası gönderdiği iddiası yalandır. Ziynet eşyası olayı şerefsizce bir iftiradır. Bu kadar şerefsizlik olmaz. Herkes benim hediye kabul etmediğimi bilir. Şerif Ali Tekalan ile bir görüşme olmuşsa hatırlamıyorum, ancak bu kişiyle tanışmamı israrla isteyen Ahmet Keleş'tir. Yılbaşında gelen hediyeleri bile iade ediyordum. Hiçbir zaman FETÖ ile alakam olmadı. 8 yıl boyunca terör, rant çeteleri ve mafya tarafından tehdit edildik. Yetimin hakkını yedirmedik. Sayın cumhurbaşkanımızdan hep takdir gördük. Bazılarının küçük hesapları yüzünden 11 aydır mağduriyet yaşıyorum. İki dünyada elim yakalarında olacak. Amerika kıtasına hiç ayak basmış değilim. Herkes giderken ben o tür olaylara karşıydım. Sur olayları sırasında ilaç gönderdiğimiz iftiradır."
Daha sonra savunması alınan eski rektör yardımcısı Aytekin Sır ise hakkındaki iddiaları reddederek, "Rektörlük seçimlerinden dolayı hakkımızda asılsız ve gerçeği yansıtmayan iftiralar atıldı. Bir yıldır cezaevindeyim ben ve çocuklarım mağdur olduk" dedi.
'FETÖ ve diğer cemaatler pastayı birlikte götürüyorlar'
Tanık olarak dinlenen dönemin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Hakan Samur rektörlük seçimlerinde Ayşegül Jale Saraç'ı desteklemediğini belirterek, şunları anlattı: "Sabri Eyigün ve Mehmet Akın, Ayşegül Jale Saraç'ın bütün cemaatlerin ortak adayı olduğunu belirterek, benden oy istediler. Desteklediğim kişiyi biliyorlardı. Bir süre sonra sıkıntılar baş göstermeye başladı. Görev ve ders konularında haksızlık baş gösterdi. Her işe ayrım koyuldu. İşin en başında FETÖ vardı. Sadece FETÖ değil, cemaat yapılanmaları vardı. Üniversite yöneticileri FETÖ'ye hizmet etmişlerdir. Cemaat olmadan alım yapılmıyordu. Alımlarda cemaat üyeleri gözetildi. Ben her ortamda üniversiteyi eleştiriyordum. Bana karşı huzursuzluklar ortaya çıkmaya başladı. Ben ve birkaç arkadaşıma mobbing uygulanmaya başlandı. Ben doçentlik sınavını kazandım. Uvanımın verilmeyeceğini biliyordum. Dönem ortasında beni İktisat Fakültesi'nden, Meslek Yüksek okuluna sürdüler. YÖK'e şikayet ettim. YÖK'ten çekindikleri için iktisada tekrar gönderildim ve kısa sürede doçentlik kadrom verildi. Sabri 'Doçentlik kadrosuna vereceğiz. Ama cemaatten arkadaşlar çok fazla konuştuğunu söylüyorlar. Artık sen de onları eleştirme' dedi. Ben de kadro için söylemlerimden vazgeçmeyeceğimi ilettim. İçinde maddiyat olan her şeyi kendilerine yonttular. FETÖ'cüler ve diğer cemaatler pastayı birlikte götürüyorlar. Ancak aslan payını FETÖ alıyordu. Üniversite yöneticileri FETÖ'ye yardım ediyorlardı. Cemaat referansı olmadan alımlar yapılmıyordu. Rektör ve yardımcılarının FETÖ üyesi olup olmadığını bilmiyorum. Ancak o dönem yapılanlar, bunların bu yapıyla bağlantılarının olduğunu gösteriyordu."
Duruşmada görüşünü açıklayan savcı, Ayşegül Jale Saraç ve Aytekin Sır'ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Avukat savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
DHA