'Gülen ölürse örgüt dağılır! Yerine geçecek kişi...' Hanefi Avcı’dan Mynet’e özel açıklamalar: 2 baron 2 ayrı ülke! ‘Kurtlar Vadisi senaryosunu yazanlar…’

FETÖ’nün dört ayrı kumpas davasıyla cezaevine attığı eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı ile organize suç örgütlerini, yerli ve yabancı uyuşturucu baronlarını, FETÖ elebaşı Gülen hakkında son dönemde çıkan haberleri değerlendirdik. Yapılanan cemaatlerin adını paylaşan Hanefi Avcı'nın anlattıkları gündem olacak cinsten...

Son günlerde teröristbaşı Gülen ile ilgili birçok iddia gündemde! Yüzlerce vatandaşımızın ölümüne neden olan 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı aktörü olan Fetullah Gülen'in sağlık durumu günden güne kötüye gidiyor. Terörist Gülen ölürse örgüt dağılır mı? Ayhan Bora Kaplan operasyonunun şifreleri neler? Emekli emniyet müdürü Hanefi Avcı ile konuştuk...

Uzun yıllar emniyet içerisinde görev aldınız, FETÖ yapılanmasını 'Haliç'te yaşayan simonlar' kitabıyla ilk anlatan isimler arasındasınız. FETÖ ile mücadele hala devam ediyor, son günlerde Fetullah Gülen'in sağlık durumlarıyla ilgili haberler var ne düşünürsünüz.

Reklam
Reklam

Son 40 yıldır devletin güvenlik ve istihbarat sistemleri içerisinde FETÖ ile, bölücü terör örgütleriyle, PKK ile Hizbullah ile mücadelede görev aldım. Eskiden DEVSOL vardı TİKKO vardı. Sonra da onlarca örgüt türedi.

Devlet içerisinde kendine karşı örgütlenen tehlikelere karşı tedbir alma konusunda maalesef zafiyet var.

FETÖ'nün geleceği kendisini gösteriyordu, bunu ben gördüysem devletin çok önceden görmesi lazım. Birçok insan gitti uyardı. Ben de 2009-2010 yıllarında bizzat uyarıda bulundum. İçişleri Bakanına Adalet Bakanına Başbakanlık Müsteşarına İstanbul - Ankara başsavcılarıyla görüştüm, FETÖ'nün devlet içerisinde yapılandığını hukuk dışında dinleme yaptıklarını yargıda, emniyette güçlendiklerini sahte delil ürettiklerini anlattım.

Fetullahçıları anlattığım Haliç'te yaşayan simonlar kitabından önce yazılı şekilde dilekçe de verdim. Dönemin bakanlarına...

- Sayın Avcı, burada yazılı dilekçe verdiğiniz isimleri açıklayabilir misiniz?

Tabi ki. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakanlık müsteşarı da Efkan Ala'ydı. Dönemin emniyet genel müdürüne de bilgi verdim. O zaman idari tedbirlerle bu olay önlenebilirdi, çok fazla suç işlememişlerdi. Örgütün elemanı gözüken polis müdürlerini açığa alıp, bazı hakim ve savcıları tayin etseniz veya örgütün hedefi haline gelmiş emniyet ve ozel yetkili yargidaki kişileri destekleseniz böyle olmazdı.

Reklam
Reklam

Önce emeklilerden başladılar daha sonra görevdeki askerlerden başladılar. İş Genel Kurmay Baskanligi yapmis İlker Başbuğ'a kadar uzandı. Bu örgüte daha çok yetkiler verildi, daha büyük operasyon yapmalarına müsaade edildi. Hükümetin en büyük hatası 2010'lardan sonra bu örgüte çok alan açması oldu.

Haliç'te yaşayan Simonlar kitabını yazdıktan sonra beni Devrimci Karargah Örgütü davasına soktular, daha sonra ODA TV - Ergenokon soruşturmasında kumpasa uğradım. FETÖ hakkımda 4 ayrı dava açtı.

15 Temmuz darbesi de normal zamanında başlamadı, 16 Temmuz sabaha karşı 03:00'te başlayacaklardı.

Tüm telekominakasyon sistemi, telefonlar internet susturulacaktı, bir subay MİT'e bilgi verdi. Bu nedenle saat 03:00 de baslayacak darbeyi erkene aldılar sosyal medya açık, telefonlar, internet açık. Sosyal medya kullanılabiliyor. Aslında darbe planında gece yarısı bir grup asker ile bir grup mühendis Acıbadem'de saat 24.00 de buluşup telekominasyonu susturacaklardı.

Reklam
Reklam

Ankara'da da aynı şekilde Gölbaşı'nda buluşacak asker ve mühendis grubu televizyonlar için uydu üssünü susturacaktı. Hesapları tutmadı vatandaş sokağa çıktı büyük bir özveriyle darbe önlendi.

- Fetullah Gülen'in kaldığı evden kaçırıldığına yönelik iddialar var, FETÖ'cü gazeteciler röportaja gitmiş teröristbaşı konuşamıyor. Bu servis edilen konuşmalar çok normal değil, bunun arkasında ne olabilir?

Gülen, örgütün tüm operasyonlarını bizzat yöneten kişidir. Onun izni olmadan hiçbir şey yönetilemez. Yaşı ilerledi muhtemelen, demans var unutkanlık var. O haliyle muhtemelen örgüt üyeleriyle ziyarete gelenlerle görüştürmek istemiyorlar. Bu gerçeğin tabana yayılmasını istemiyorlar. FETÖ'nün o halinin bilinmesini istemiyorlar.

Darbeyi bunlar yaptı biz yapmadık diyorlar bunu dünya biliyor. Oradaki bütün yapıyı Gülen'in kendisi tutuyor. Hastalığı daha ileri bir seviyeye geldiği için tedavi için evinden çıkarılmış olabilir. Örgütün içerisinde senelerce yaşamış clickler var. Gülen ölürse örgüt dağılır.

Reklam
Reklam

Görsel: AA

Örgütün mahrem yapılanmasını Gülen'e bağlı olarak yıllardır Mustafa Özcan yönetiyor ekonomik anlamda, parayı kullanan da o. Gülen'den sonra Mustafa Özcan örgütün başına geçebilir. Bu arada bu örgüt çöktü. Ama böyle uzun seneler boyunca faaliyet gösteren büyük örgütlerin çöküşü bile birkaç seneyi alabiliyor.

HANEFİ AVCI: İSKENDERPAŞA, MENZİLCİLER, HAKYOLCULAR YAPILANIYOR

Devlet içerisinde FETÖ ikinci bir teşkilat kurdu, devlet zamanında müdahale edemedi. Maalesef başka gruplar türedi. Aynı hastalık var, dini grupların devlet içerisinde yaşarmasına meydan veriliyor. Menzil grubu, İskenderpaşa grubu, Hakyolcular, Okuyucular grubu, Yazıcılar grubu bunlar adliyede, emniyette yapılanıyor.

Bu insanlar toplumsal olarak cemaat mensubu olabilir bunda sorun yok fakat devlet içerisinde olmamalı, tayinlerde, atamada vs de söz hakları var. Geçmiş yanlışlardan ders almalıyız.

ANKARA EMNİYETİ, AYHAN BORA KAPLAN, SUÇ ÖRGÜTLERİ

Ankara'da yaşananlar saman alevi gibi parladı ama devamı gelmedi. Bir anlamda devlet burada sesi kesti. Mafyanın gelişimi konusunda devlette karşı koyuş var ama bu yeterli değil. İstanbul'un konumu uluslar arası mafyalara baronlara ortam sağlıyor. Balkanlardaki devletlerin güvenlik zafiyetleri nedeniyle suç işleyenler İstanbul'a geliyor.

Reklam
Reklam

İstanbul metropol suç örgütü liderlerine kaybolma imkanı veriyor. İstanbul'un yapısı buna müsait. Böyle bir yerde çok ciddi güvenlik politikası, istihbarat mekanizması olması lazım. Doğu'da üretilen bütün uyuşturucu Türkiye üzerinden Avrupa'ya gönderilmeye çalışılıyor. Türkiye'de mücadele ediyor evet ama bir bütün anlamda mücadele lazım.

Ayhan Bora Kaplan çok büyük bir adam değil. Mafya da değil, gece hayatına bakan bu sayede para toplamış polisle yargıyla iletişim kurmuş küçük çaplı bir suç orgutu Soruşturmayı yapanlar açısından süreçte hatalar zinciri var, aynı birimde mücadele edenler arasında kargaşa var.

Serdar Sertçelik gizli tanık olamaz, bu adam ancak itirafçı olur! Sanık olan gizli tanık için kurallar ihlal ediliyor, ev hapsi var ama restorana gidiyor. Kişi kollanıyor, bizim dediğimiz doğru olsun birileri mahkum olsun bunlar yanlış.

Mafya mensubu bir adam var, mafya bunun gizli tanık olduğunu anlamış bacağından vurmuş yurt dışına gidince de operasyonu boşa düşürecek şekilde itiraflarda bulunmuş. Bir önceki bakan suçlandı, sonra yeni bakan suçlandı. Karmaşa doğdu. Basit bir soruşturma yürütürken çuvallarsanız daha ciddi soruşturmaları nasıl yapacaksınız?

Reklam
Reklam

URFİ ÇETİNKAYA VE HÜSEYİN BAYBAŞİN ÖRNEĞİ!

Yabancı uyuşturucu baronları İstanbul'da yakalanıyor. Tamamında sahte kimlik var, bunların teknolojiyle tespit edilmesi gerekiyor. Bir mesele de yakalanan kişilerin bir süre sonra serbest kalması, bu vatandaş gözünde de olumsuz bir intiba yaratır.

Mafyanın otoritesini artırmamak lazım dünyanın ciddi ülkelerinde bu tip uyuşturucu işlerine bir kez karışabilirsiniz ikincisi olmaz. Türkiye'de organize suç örgüt liderleri 10 defa girip 11. defa çıkıyor cezaevinden.

Dünya kadar mal yakalıyorsunuz, Türk polisi dünyada en çok mal yakalayan ekip. Ama adam içeriye giriyor sonra çıkıyor. Orada zafiyetimiz var. Aynı Türk çeteleri yurt dışında yakalandıklarında ömür boyu yatıyor. Hüseyin Baybaşin 1998'de Hollanda'da yakalandı ciddi ceza aldı hala hapiste yatıyor. Urfi Çetinkaya girdi girdi çıktı, 5 - 10 kere girdi çıktı.

Her çıkan infazlarla aflarla hapisten çıkıyorlar. İfadeler değiştiriliyor, suçu başkası üstleniyor gerçek eroin sahibi dışarı çıkıyor sıradan köylü hapis yatıyor. Urfi Çetinkaya, 5 veya 6 defa büyük malla yakalandı.

Reklam
Reklam

- 1992'de içinde eroin yüklü olduğu için batırıldığı ifade edilen Kısmetim-1 gemisi Kurtlar Vadisi'nde Nasibim-1 olarak işlendi. Daha sonra Hüseyin Baybaşin, 2009'daki bir söyleşisinde Kısmetim 1'de eroinin olmadığını itiraf etti. Kurtlar Vadisi’nin çekildiği dönemde görevdeydiniz sanırım, senaryosu hakkında da birçok iddia var. Sizce istihbaratla bir çalışma yapılmış mıydı?

Dizinin çekildiği dönemin bir kısmında görevdeydim bir kısmında cezaevindeydim. Cezaevindeyken bir kısmını izledim. O dizi güncel konuları takip ediyordu. Senaryo baştan yazılmıştan çok duruma göre kurgulanıyordu. Abartılar vardı ama bu işleri takip edenlerin hoşuna gitti.

Toplum inanılmaz seyrediyordu, abartılmış figürlerle donatılmış kişiler de vardı. Bu işleri bilen insanlarla irtibatları vardı ama çoğunlukla bu davaları süreci iyi izleyen kişilerin yazdığı senaryolardı.